Ankara Kadın Platformu: Yasa acilen geri çekilmeli

  • 19:30 20 Nisan 2018
  • Güncel
ANKARA - Ankara Kadın Platformu, hükümet tarafından Meclis'e getirilen cinsel istismar suçlarını düzenleyen yasa tasarısının geri çekilmesini isteyerek, çocuk haklarını merkeze alan, koruyucu ve önleyici tedbirleri içeren, çocuğun bütünlüklü olarak güçlendirileceği bir çocuk politikası oluşturulması gerektiğini vurguladı. 
 
Ankara  Kadın Platformu, hükümet tarafından Meclis'e getirilen "cinsel istismar yasa tasarısına" Mülkiyeliler Birliği'nde düzenledikleri basın toplantısıyla tepki gösterdi.  Açıklamanın yapıldığı salona, "İstismarı örtbas etmenize izin vermeyeceğiz" pankartı asılırken, açıklamayı platform adına Dilek Yıldız okudu. 
 
'Ceza artırımı çözüm değil'
 
Erkek şiddetini görünmez kılan yasa tasarısına itiraz ettiklerini belirten Dilek, çocuğa yönelik cinsel şiddetin, çocuğun üzerinde kurulan iktidar ve gücün kötüye kullanımı ve tahakkümün bir sonucu olduğunu ifade etti. Tasarıda yer alan ceza artırımlarının çözüm olamayacağını vurgulayan Dilek, tasarıda yer alan 12 yaş sınırlamasının da ayrı bir sorun olduğunu dile getirdi. 
 
Tasarıda çocuğun 15 yaşından küçük olduğu hallerde ciddi bir ceza artırımına gidildiğini söyleyen Dilek, 15 yaşından büyük çocuklarda sadece suçun silahla işlenmesi hali için bir ceza artırımının söz konusu olduğunu vurguladı. Dilek, "Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi, kan bağı olması, cebir ve tehdit olması gibi ağırlaştırıcı sebeplerin olduğu durumlarda, cinsel istismara maruz bırakılan çocuk 15 yaşın altında ise, faile müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına varan cezalar öngörülüyor.  Çocuğun 15 yaşın üstünde olması durumunda ise, silah kullanımı halinde müebbet hapis cezası öngörülmüş.  Verilecek müebbet hapis cezası ise 40 yıl olarak belirleniyor" İfadelerini kullandı. 
 
'Yargılanan her 6 kişiden 1'i çocuk'
 
Tasarıda, failin de çocuk olduğu hallere ilişkin hiçbir düzenleme bulunmadığına dikkat çeken Dilek, "2015 verilerine göre cinsel dokunulmazlık suçlarından yargılanan her altı kişiden biri çocuktur. Devlet çocuğu, çocuk suç faili olsa da korumakla yükümlüdür. Aşırı derecede ağırlaştırılmış cezalar, failin çocuk ve ergen olduğu durumlarda büyük adaletsizliklere ve yeni toplumsal sorunlara yol açacaktır" diye konuştu. 
 
'Hak temelli çocuk koruma politikası hayata geçmeli'
 
Bugüne kadar yapılan yasal düzenlemeler ile verilen yargı kararlarının ve ceza artırımının çözüm olmadığının altını çizen Dilek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Aşırı ağır cezalar yargıçları da zor durumda bırakmakta, birçok davada mahkûmiyet yerine beraat kararı verilmesine neden olmaktadır. Çocukla ilgili suç-ceza yaklaşımını dengeli kılmanın yanı sıra önleme ve koruma felsefesini merkezine alan hak temelli ve bütüncül bir çocuk koruma politikası hayata geçmesi gerekir."
 
Dilek, platform olarak belirledikleri çocuk odaklı çözüm önerilerini şöyle sıraladı:  
 
* Çocuğa karşı cinsel istismar suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması sırasında delil kalitesini artırıcı, yargılamanın iyileştirilmesini sağlayıcı bir düzenleme yapılmalıdır. Örneğin çocuk cinsel istismarında zamanaşımı sorununa çözüm bulunmalı, çocuğun beyanının hukuki değeri güçlendirilmelidir.
 
 * Cezaların yeniden belirlenmesi ve kurumsal mekanizmaların oluşturulması konusunda uluslararası sözleşmeler ve iyi uygulama örnekleri oluşturan ülkelerin deneyimleri göz önüne alınmalıdır.
 
* Cinsel istismar suçuna maruz bırakılan çocukları korumak için içinde bulundukları duruma uygun sosyo-psikolojik yardım ve destek mekanizmaları oluşturulmalıdır. 
 
* Tekrarlanan mağduriyetlerin önlenmesi için tasarıda öngörülen düzenlemeler yetersizdir, ilgili tarafların ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak yeniden düzenlenmelidir.
 
 * Değişiklikte Çocuk İzleme Merkezleri'nin yapılarının değiştirilmesi ve suçların niteliği bakımından bir ayrım yapılmadan bu merkezlerde tüm cinsel şiddete maruz bırakılan bireylere hizmet verilmesi öngörülmüştür. Bunun yerine devlet İstanbul Sözleşmesi'nde de yer alan Tecavüz Kriz Merkezleri, Cinsel Şiddet Başvuru Merkezleri modelini geliştirmeli ve hayata geçirilmeli
 
*  Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların toplumsal ve hukuki meşruiyet zeminini oluşturan çocuk yaşta ve zorla evlendirmeleri önleyecek ve tüm sorumlular hakkında caydırıcı cezalar getirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 
 
* Failin çocuk olduğu hallere ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmalıdır. Failin çocuk olması halinde, eylem; fiil, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir şekilde gerçekleştirilmemişse, failin cezalandırılması yerine onarıcı adalet ilkeleri uygulanmalıdır. Cinsel istismar faili çocuklara özel ıslah mekanizmaları oluşturulmalıdır. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçun failinin çocuk olması durumunda, cinsel istismara maruz bırakılan ile fail arasında yaş farkını göz önünde bulunduran bir yaklaşım benimsenmelidir. İki çocuğun "akran" kabul edilebilmesi için aralarındaki yaş farkı üçten fazla olmamalıdır.
 
* Akran cinselliği suçtan ayırt edilerek tanınmalıdır. Örneğin 15 yaşında bir çocuk 14 yaşında bir çocukla zorlama olmadan öpüştüğünde ve bu eylem istismar olarak tanımlandığında 8 ila 10 yıl hapis cezası öngörülmektedir. Mevcut yasadaki bu eksiklik giderilmelidir. 
 
Kadın ve LGBTİ+ örgütleri olarak çocuklara yönelik cinsel şiddet suçlarını düzenlemeyi hedefleyen  tasarının geri çekilmesini talep ettiklerini belirten Dilek, son olarak şöyle konuştu: 
 
 "Türkiye'nin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmelere uygun düzenlemeler yapılmalıdır. Başta çocuk, kadın ve LGBTİ+ örgütleri olmak üzere ilgili tarafların katılımıyla çocuk haklarını merkeze alan, koruyucu ve önleyici tedbirleri içeren, çocuğun bütünlüklü olarak güçlendirileceği bir Çocuk Politikası oluşturulmalı, bilimsel verilere ve yaşanan tecrübelere dayalı hak temelli bir yasal düzenleme yapılmalıdır."