'Cezaevinde gerçek gazeteciliğin değerini anladım'

  • 12:20 19 Nisan 2018
  • Güncel
HABER MERKEZİ- TGS yöneticileri tutuklu gazeteci Zehra Doğan ile görüştü. Zehra, yaptığı resimlerin suç olarak görüldüğünü belirterek, cezaevinde gerçek gazeteciliğin değerini daha iyi anladığını aktardı. 
 
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yöneticileri cezaevinde tutuklu bulunan gazetecileri ziyaretleri kapsamında, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde tutulan gazeteci Zehra Doğan ile görüştü. Aynı zamanda ressam da olan Zehra, yaklaşık 11 ay daha cezaevinde kalacağını belirterek, OHÂL sonrasında cezaevlerindeki koşulların çok daha kötüye gittiğini söyledi.
 
Bulunduğu kadın koğuşunda 15 arkadaşı ile birlikte kaldığını kaydeden Zehra, "Kürtçe bir şarkı söyledik. Yönetim tarafından slogan olarak değerlendirildi ve hepimize iletişim cezası verildi. O yüzden 2 aydır mektup alamıyorum" dedi. 
 
Resim tehlikeliymiş!
 
Resim yapabilmesi için kendisine gönderilen boya, kağıt, fırça gibi malzemelerin idare tarafından kendisine verilmediğini belirten Zehra, cezaevi koşullarını şöyle anlattı: "Malzeme gelmeyince ben de burada başka yöntemlerle resim yapmaya çalışıyorum. Kağıt olmayınca gazetenin üzerine çiziyorum. Mor renk için kara lahana, kırmızı için bazen kan bazen ezilmiş nar kullanıyorum. Yeşil için de maydanoz veya ot eziyorum. Cezaevi idaresi resim için tehlikeli diyor. Ot ezmek nasıl tehlikeli olur. Gazetelerin, peçetelerin, süt kartonunun üzerine çizdiğim 20 kadar resmimi alıp imha ettiklerini söylediler. Neden imha ediyorlar? Eğer sakıncalı ise saklasınlar, tahliye olunca bana iade etsinler. Ayrıca -şifreli haberleşme olabilir diye- hiçbir kitaba izin verilmiyor. Bu da büyük bir sorun."
 
'Gerçek gazeteciler çok değerli'
 
Cezaevinde Cumhuriyet ve Evrensel gazetelerini okuduklarını ancak zaman zaman diğer gazetelerin de geldiğini kaydeden Zehra, dışardaki meslektaşlarının korkmadan haber yapmaya devam etmesini istedi. Zehra gazetecilere şu mesajı verdi:
 
"İnsan cezaevindeyken gerçek gazeteciliğin değerini daha iyi anlıyor. Gerçek gazetecilerin gerçekten zor işler yaptığını cezaevinde daha iyi görüyoruz. Çünkü diğer haberlerin haber olmadığını anlıyoruz. Gerçek haberi yapan insanın her an öldürülebileceğini ya da tutuklanabileceğini düşünüp, 'Bu gazeteci şaşırmış, ama şaşırmaya, gerçeği yazarak bizleri ve toplumu da şaşırtmaya devam etmeli' diye düşünüyoruz. Cezaevinde tutuklu olan bizler için gerçek haber okumak ayin gibi birşey. Gerçek haberi okuduğumuz Cumhuriyet, Evrensel, Özgürlükçü Demokrasi gibi gazeteler gelince, haberleri her gün birimiz sesli olarak değerlerine okuyoruz. Haber okununca herkes susuyor, sadece haber konuşuyor. O yüzden gerçek gazeteler, gerçek gazeteciler çok değerli."