Son iki yılda 431 sağlık emekçisi intihara sürüklendi!
- 12:48 18 Nisan 2018
- Güncel
ANKARA - SES, 2015 ile 2017 yılları arasında 431 sağlık emekçisinin intihara sürüklendiğini belirterek, " OHAL ve KHK rejimiyle, biriken sorunların katlanması ve çözümsüzlüğün süreğen hale geleceğine olan inanç pekişmiştir" dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), sağlıkta son iki yıldır yaşanan intihara sürüklenme olaylarına ilişkin hazırladığı raporu, SES Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. Açıklamayı okuyan SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, AKP iktidarının "Sağlıkta Dönüşüm Programı"nın toplum yararına olmadığına dikkat çekti.
Sağlıkta yürütülen politikalar sonucu sağlık emekçilerinin mutsuz olduğunu ifade eden İbrahim, sağlıkçıların yaşadıkları sorunlara dair şunları söyledi: "Her geçen gün artan intiharlarla sağlıkçılar gündem olmaya devam ediyor. İntiharla kaybettiğimiz sağlık emekçileri, sağlık çalışanlarının sağlığı ile ilgili buzdağının görünen kısmıdır. Psikososyal riskler başlığında daha bütünlüklü ele almamız gereken devasa işçi sağlığı sorunları. Tükenme, şiddet, mobbing, kronik yorgunluk, işyeri stresi, depresyon, baş ağrısı, uykusuzluk, kalp damar hastalıkları, düşükler vb. İş(çi) cinayeti olarak kabul edebileceğimiz intiharlar, tıpkı diğer iş(çi) cinayetlerinde olduğu gibi emek rejiminin, sağlık hizmet üretiminin olumsuzluklarının yansıması, saklanmayan gerçekliği olarak değerlendirilmelidir."
'İntiharları önlemek mümkün'
Sağlık Bakanlığı'nın CHP Milletvekili Murat Emir'in soru önergesine verdiği cevapta, 2015 yılında 180, 2016 yılında 129 ve 2017 yılında 122 sağlık çalışanın intihar ettiğini verilerle hatırlatan İbrahim, sendika olarak bu intiharların nedenlerini araştırmaya çalıştıklarını söyledi. İbrahim, "İntiharların önlemenin mümkün olduğunu, bunun için yapılacaklar konusunda önerilerimiz paylaşacağız. Tüm bu çalışma koşulları ve memleket halinin yarattığı intiharları kişisel sorun denilerek üzerinde üzerinin örtülmeye çalışılmaktadır. SES olarak, intiharların altında yatan gerçekleri deşifre etmeye ve değiştirmeye yönelik mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Sağlık alanında yaşanan intiharların nedenleri ise şöyle belirlendi:
"*İntiharların işle ilişkisi kolay kurulamamakta, çoğunlukla kişinin özel yaşantısındaki sıkıntılarıyla nedenselleştirilmektedir. Oysaki çalışma yaşamının sorunlarının toplumsal yaşamı etkilediği nettir.
*Sağlıkta performans uygulaması, güvencesiz çalışma, ücret güvencesizliği ve gelecek güvencesizliği belirsizlikler yaratmaktadır.
*Mesleklerin itibarsızlaşması, meslek tanımlarının ve işin belirsizliği çalışanları işine yabancılaştırmaktadır.
*Uzun saatler çalışmak, sık nöbetler, iş yükünün yoğunluğu sosyal yaşama katılımı engellemektir.
*Yabancılaşma, yaptığı işi kontrol edememe ve yönetime katılamama, kurum yöneticilerin baskıcı tutumları çalışma yaşamını zorlaştırmaktadır.
*Sağlık politikalarının yaratığı olumsuz sonuçların sorumluluğunu iktidara değil de basın ve şikayet telefon hatları üzerinde çalışanlara yansıtılması, sıklaşan soruşturmalar mobbinge dönüşmüştür.
*Sağlık çalışanların yaşadığı psikososyal sorunlarını konuşabileceği mekanizmalar bulunmamaktadır.
*İntihara karşı önemli direnç noktalarından biri olan dayanışma, örgütlenme ve mücadele yapıları olan sendikalar iken yasalardan ve yöneticilerin tutumlarından kaynaklı olarak sendikaların çalışmaları ve etkinlikleri engellenmektedir. Çalışanlara yapılan baskılarla yandaş sendikaya üye yapılmakta, sendikal mücadele çarpıtılmaktadır. Psikososyal risklerden korunmanın önemli araçlarında biri olarak örgütlenme birçok çalışma da gösterilmiştir. Buna rağmen sağlık alanında öne çıkan yandaş sendikalar sağlık emekçilerinin sorunlarını görünmez kılmış, bizzat kendileri özgün bir psikososyal risk haline gelmiştir.
*OHAL ve KHK rejimi ile biriken sorunların katlanması ve çözümsüzlüğün süreğen hale geleceğine olan inanç pekişmiştir. Güvencesizliklere toplumsal güvencesizlik de eklenmiştir."