Evlerini terk etmedikleri için yargılanıyorlar: Çocuklarımız bizsiz büyümesin
- 09:07 15 Nisan 2018
- Güncel
MARDİN - Nusaybin’de çatışmalar sırasında evlerinden tahliye edildikten sonra gözaltına alınarak tutuklananlar arasında bulunan Nurşan Demir ve Yasemin Erkol, “Çocuklarımız bizsiz büyümesin” çağrısında bulundu.
Mardin'in Nusaybin ilçesinde 14 Mart 2016'da ilan edilen sokağa çıkma yasağının devam ettiği 26 Mayıs 2016'da tahliye edildikten sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan 67 kişiden 50 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşması 16 Nisan günü görülecek. Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından SGK binasında yapılacak olan duruşmada, tutsaksaklar 19 farklı suçtan 76 kez ‘ağırlaştırılmış müebbet’ cezası ile yargılanırken, tutsaklar yeniden dinlenecek. 50 kişi içinde bulunan ve iki yıldır tutuklu bulunan Yasemin Erkol (35) ve Nurşan Demir (45) de aynı ceza istemi ile yargılanacak. Birinin 5, diğerinin de 7 çocuğu bulunan kadınlar, çocuklarına bir an önce kavuşmak için kamuoyuna dayanışma çağrısında bulundu.
Evlerini terk etmedikleri için yargılanıyorlar!
Evlerini terk etmedikleri için gözlatına alındıktan sonra tutuklanan Nurşan Demir ve Yasemin Erkol, iki yılla yakındır çocuklarından ayrı yaşıyor. Cinsel işkenceye maruz kalan iki kadından Nurşan, ilk duruşmada ifade vermişti. Yasemin ise mahkemede hazır edilmediği için savunma yapamamıştı.
Nurşan’dan dayanışma çağrısı
Kaldığı Mardin E Tipi Cezaevi’nden, ailesi aracılığıyla dayanışma çağrısında bulunan Nurşan, çocuklarına artık kavuşmak istediğini söyledi. İki yılla yakındır haksız bir şekilde evini terk etmediği için tutuklu bulunduğunu belirten Nurşan, kamuoyuna davanın sahiplenilmesi gerektiğini ve çocuklarının annesiz büyümesini istemediği mesajını gönderdi.
‘Çocuklarımı görmek istiyorum’
Nurşan, "İlk ifadem işkence altında alındığı için her şeyi imzalattılar. O ifadeden sonra beni hapishaneye götürdüler. Cezaevinde sürekli işkence görmekteyim, yaralı olmama rağmen tedavim yapılmıyor. Pişmanlık yasasından yararlanmam istendi. Ancak ben pişman olacağım bir şey yapmadım. Bana orda kalıp yaralılara baktığımı söylemektedirler. Şunu söylemek istiyorum; vicdani olarak, insan olarak yanımda yaralı bir insan var ise ona ihtiyacı oranında yardım ederim. Çocuklarımın bensiz büyümesini istemiyorum. Çocuklarımın bu durumumu görerek etkilenmelerini istemiyorum" diye kaydetti.
‘Yapmadıkları işkence kalmadı’
Ocak ayında ilk duruşmaya çıkan Nurşan, gözaltına alındıktan sonra gördüğü işkenceyi şu sözlerle dile getirmişti: "Evde kaldığımız sırada 3 gün boyunca silah sesleri geldi. İlan edilen yasağın diğer yasaklardan farklı olacağını bilmiyorduk. Tanklarla toplarla uçaklarla saldırıldı. Daha sonra evime gelen biri buranın tehlikeli olduğunu söyleyip beni bir bodruma götürdü. Oradayken sadece çocuklarımı düşünüyordum. Sonra bir başka bodruma geçtik burada bir telefon bulduk ama üzerimize sinyalle birlikte hemen bomba yağmaya başladı. Daha sonra bize beyaz bir bez parçası ile çıkın dediler. Kamera önünde bir şey yapmadılar ama kameralar kapandıktan sonra 'cehenneme hoş geldiniz' dediler. Hepsi 10 kişiyle tek birine saldırmaya başladı. Merdivenden düşürüldükten sonra 10 kişi beni işkenceye maruz bıraktı. Başımıza çuval geçirdiler. Kamera olmayan yerde işkence yapıyorlardı.”
‘Kamuoyu bu davaya sessiz kalmamalı’
Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 7 çocuk annesi Yasemin ise, ailesi aracılığıyla gönderdiği mesajda evini terk etmediği için iki yıldır yok yere tutuklu bulunduğunu dile getirerek, bir an önce tahliye edilmek istediğini ve kamuoyuna sessiz kalmama çağrısında bulundu.