
Gazeteciler: Yeni bir dayanışma modelinde birleşilmeli
- 09:04 14 Nisan 2018
- Güncel
Evrim Kepenek
İSTANBUL - Türkiye'deki demokrasi durumunun öncelikli olarak yansıdığı meslek gruplarından birinin gazetecilik olduğunu belirten gazeteciler, “Özgür basın geleneği devam edecek" dedi. Gazeteciler, yeni bir dayanışma modelinde birleşilmesi gerektiğini de vurguladı.
Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi ve Gün Matbaa'ya TMSF'nin el koyması ve sonrasında çalışanlarının tutuklanmasına yönelik tepkiler sürüyor. Hakikatin baskı ve tutuklamalarla susturulamayacağına dikkat çeken gazeteciler, yeni ve farklı bir dayanışma modeline de geçilmesi görüşünde.
'Ana akıma hakim olmasına rağmen rahat edemiyor'
Serbest gazeteci Kumru Başer, iktidarın “çatlak ses” istemediğini belirterek, gazeteciler olarak dayanışmanın yükseltilmesi gerektiğini vurguladı. İktidarın baskının dozunu her geçen gün arttırdığını kaydeden Kumru, "İktidar, ana akım medyanın bütününe hakim olmasına rağmen rahat etmediğini, hiç bir 'çatlak ses' istemediğini bir kez daha gösterdi. Bu iktidar kaldırmakla övündüğü her türlü baskı ve kontrol mekanizmasını eskisini mumla aratacak şekilde misliyle geri getirdi. Bir hafta içinde hem dev bir medya imparatorluğunun daha iktidara yakın bir sermayeye devredildiğini hem de yasal bir gazeteyi çıkaran 30 kadar medya çalışanının tutuklandığını izledik. İtiraz, protesto ve şikâyet yolları kapatılmış bulunuyor" dedi.
'Mücadelenin yolu daha çok haber yapıp ulaştırmaktan geçiyor'
"Bu kapatma ve tutuklamalar sadece başına gelenleri ilgilendirmiyor. Hala boyun eğmeyen, alternatif bir habercilik yapmaya çalışan bağımsız diğer medya kuruluşlarını ve buralarda çalışan gazetecileri de korkutmayı, sindirmeyi amaçlıyor" diyen Kumru, "Biz bağımsız fikirli ve halk haberciliğine inanan gazeteciler için mücadelenin yolu daha çok, daha iyi, daha erişilebilir haber yapmak ve bunların en geniş okuyucuya ulaşmasını sağlamaktan geçiyor. Bu son baskın ve tutuklamalar, geride kalan bütün gazetecilere bunu bir kez daha ciğerden hissettirmiştir umuyorum" diye konuştu.
'Demokrasinin durumu önce basına yansıyor'
Bağımsız İletişim Ağı (bianet) editörlerinden Ayça Söylemez, “Dışardaki Gazeteciler” grubu olarak basın özgürlüğü konusunda uzun zamandır mücadele ettiklerini hatırlatarak, gazetecilerin dayanışmasının daha da güçlenmesi görüşünde. "Memleketteki demokrasinin durumunun öncelikli olarak yansıdığı meslek gruplarından biri, gazetecilik. 100'den fazla meslektaşımız hapiste, çok daha fazlası dava veya soruşturma tehdidi altında" diyen Ayça, yurtdışına çıkış yasağı konulan, pasaportu iptal edilen, muhalif olduğu için işten çıkarılanların sayısının dahi bilinmediğini belirtti.
'Sansürün yanı sıra istemsiz bir otosansürle sarmalanmış durumdayız'
"Dışarıda olanlar ve hasbelkader halen bir işi olanların durumu da pek parlak değil" diyen Ayça, sansürün yanı sıra istemsiz bir otosansürün de olduğunu vurguladı. Türkiye'de ve dünyada herkes savaştan bahsederken özellikle insan hakları alanında haber yapmanın hem bireysel yabancılaşmaya neden olduğunu hem de haberin toplumsal faydasını-kamusal yararını görmenin giderek imkansızlaştığını söyleyen Ayça, "Ahvalin fotoğrafı buyken geleceğe dair umut beslemek de zor. Örneğin, Dışarıdaki Gazeteciler inisiyatifi olarak hapisteki meslektaşlarımızı unutturmamak için çabalıyoruz ancak sesimiz, memleketteki bunca hak ihlalinin yanında giderek cılızlaşıyor. 'Dışarıdakiler' olarak sesimiz ne kadar gür çıkarsa, 'içeriden' duyulması da o kadar kolaylaşacaktır" diye ekledi.
Ayça son olarak Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanlarının tutuklanmasının da baskı politikalarının son halkası olduğunu belirterek, meslektaşlarına sahip çıkacaklarını vurguladı.
'40 yıllık geleneğe sahip'
Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörlerinden Pınar Gayip de iktidarın kendisine biat etmeyen gazetecilere karşı başlatmış olduğu savaşı sürdürdüğüne dikkat çekerek, "Biliyor ki Özgürlükçü Demokrasi Saray'a biat etmez! Bu gazete 40 yıllık bir geleneğe sahip, Musa Anter'den bu yana kalemleri yere düşmedi. En zor zamanlarda bile gazete basıldı yayınlandı. Biliyoruz ki arkadaşlarımız direneceklerdir. Bizler de onların kalemlerini yere düşürmeden, gerçeklerden taviz vermeden, hakikati aktarmaya, halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceğiz" dedi.
'Etten duvar örmeliyiz'
Mezopotamya Ajansı'ndan (MA) Sadiye Eser de gazetecilerin tek "suçunun" haber yapmak ve yapılan haberleri basmak olduğunu belirterek, "Mahkeme tutanakları ve emniyet sorgusunda da bunları görmek mümkün. Savcıya gönderilen gazetelerin hiç birine toplatma kararı alınmamış ama ne hikmetse bir anda bunlar illegal olarak gösteriliyor ve matbaa ile gazeteye kayyum atanıyor. Madem illegal neden toplatma çıkarılmadı?" diye sordu. Sadiye, "Türkiye'nin basın çöplüğü gittikçe büyüyor. Bu çöplüğe yenisini eklememek için muhalif basın tutuklanan bu gazeteciler etrafında etten bir duvar örmelidir" dedi.