Beritan Canözer

 

İSTANBUL - İmralı Cezaevi’ndeki sistemin OHAL ile birlikte farklı bir biçim aldığını belirten avukat Several Ballıkaya, "Öcalan bir mahpustan önce siyasal bir güçtür. Toplumda kısada sürse Sayın Öcalan öncülüğünde ülkede barış olabileceği umudu yeşermişti" dedi. 

 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 19 yıldır sürdürülen tecrit PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ailesi, avukatları ve İmralı Heyeti ile görüşmelerin engellenmesiyle daha da ağırlaştırıldı. Kendisiyle hiç bir iletişim kurulamayan Abdullah Öcalan'ın sağlığı ve güvenliği hakkında bilgi almak için ailesi ve avukatları tarafından defalarca yapılan başvurularda öne sürülen “Hava muhalefeti” ve “koster bozuk”  gerekçelerine 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana ise Olağanüstü Hal (OHAL) eklendi. Bu süre içerisinde İmralı Heyeti'nin de başvuruları olurken, tüm bu başvurular reddedildi. 

 

‘İmralı sistemi OHAL ile başka bir biçim aldı’

 

Avukat Several Ballıkaya, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin önemine değinerek, "İmralı sistemi Sayın Öcalan'ın 1999 yılından beri bir tecrit olarak ilerleyen bir sistem. Bu sistem 2011'den sonra farklı bir boyuta geçti ve avukat görüşleri durduruldu. Avukat arkadaşların birçoğu da tutuklandı. 2011 yılından itibaren cezaevine avukat alınmadı. 2015'te vekillerle yapılan görüşmeler var. En son da bildiğimiz kadarıyla kardeşi 2016 yılında bir görüşme sağlayabildi. Bunların dışında bir görüşme yapılamadığını biliyoruz. Avukatların yaptığı başvurular da reddediliyor. Son derece katı bir tecrit sistemi uygulanıyor. Bu katı tecrit sistemi OHAL sisteminin ilan edilmesinin ardından başka bir biçim aldı" dedi.

 

‘CPT raporunda yer alanlar Anayasa’ya aykırı’

 

Yalnızca İmralı Cezaevi için geçerli olan ve bütün iletişim araçlarının kısıtlandığı bir tecrit haline geçildiğini vurgulayan Several, bu sistemin hukuk ilkelerine aykırı olduğunu kaydetti. Several, kişilere veya belli gruplara ayrımcılık içeren uygulamaların iç mevzuata ve uluslararası mevzuata göre hukuk ihlali olduğuna dikkat çekti. Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) raporuna değinen Several, "CPT raporunda yazan uygulamalar henüz bu kadar yoğun baskının ve tecrit uygulamalarının olmadığı bir dönemde hazırlanan bir yazıydı. Şuan ki durum o zamanki durumdan çok daha ağır olabilir. Raporda yazanlar bile uluslararası hukuka ve Anayasaya aykırıdır. Mahpusların sahip olması gerektiği temel hakların hiç birinden faydalanamıyor" diye konuştu.  

 

'Öcalan siyasal bir güçtür'

 

Several, Türkiye'deki F Tipi cezaevlerinde insan haklarına aykırılıkların ve baskıların ağırlaştığını ifade ederek, genel olarak F Tipi cezaevlerinde büyük sorunların yaşandığını vurguladı. İmralı Cezaevi’nde uygulanan sistemin F tiplerinde uygulanan sistemden de farklı bir sistem olduğunu söyleyen Several, “F tiplerinde aile ve avukat görüşleri bazı kısıtlamalar olsa bile sağlanabiliniyor fakat İmralı Cezaevi’nde bunların hiçbiri yok. Sayın Öcalan'ın ve diğer tutsakların hayatından endişe edeceğimiz bir sistem var. Kamuoyunun merak ettiği ve bilgi alma hakkına sahip olduğu bir konudur bu. Kaldıki Sayın Öcalan bir mahpustan önce siyasal bir güçtür ve kendisinin durumu bu nedenle oldukça da önemlidir" ifadelerini kullandı.

 

'Ortadoğu'da savaş olasılığı konuşuluyor'

 

Tecridin bir an önce gündemden kalkması ve Abdullah Öcalan ile görüşme kanallarının açılması gerektiğinin altını çizen Several, İmralı rejiminden vazgeçilmesi çağrısında bulunuldu. Abdullah Öcalan'ın Türkiye ve Ortadoğu için önemli bir misyon olduğuna işaret eden Several, şöyle dedi: "Sayın Öcalan'ın başlatmış olduğu bir barış süreci ve barış çağrısı vardı. Toplumda kısa da sürse Sayın Öcalan öncülüğünde ülkede barış olabileceği umudu yeşermişti. Bu sürecin Türkiye eliyle kapanması ile birlikte önce sokağa çıkma yasakları başladı, binlerce sivil kaybı yaşandı, şimdi de Efrin süreci ile Ortadoğu'da büyük bir savaş olasılığı konuşuluyor. Bu dönemde kendisiyle görüşmelerin kesilmiş olmasının nasıl yansıdığını görebiliyoruz. Bu nedenle yeniden görüşmelerin başlaması ile nasıl bir sürece girebileceğimizi de biliyoruz. Ülke acısından kendisinin öngörüleri önem arz ediyor. Ülkede genel olarak böyle bir beklenti ve umut halinin yaşandığını da söyleyebiliriz."