Gönül Erden: Otel mantığıyla yapılan şehir hastaneleri sorun yumağı

  • 09:16 12 Nisan 2018
  • Güncel
Habibe Eren 
 
ANKARA- Sağlık alanında sorunların giderek arttığını söyleyen SES Eş Genel Başkanı, hastalara aylar sonra randevu verildiğini birçok ilacın ise devlet tarafından karşılanmadığını belirterek, şehir hastanelerinin de büyük sorun teşkil ettiğini kaydetti. Gönül, "Bugün büyük reklamlarla otel mantığıyla yapılan şehir hastanelerinin tamamının iç işleyişine baktığımızda sorun yumağı" dedi.
 
AKP'nin iktidara geldiği 2002'den beri sağlık alanında sorunlar artarken OHAL ilanı ile birlikte bu sorunlar giderek büyüyor. Sağlık alanı ticarileştirilerek halkın sağlık hakkına erişimi git gide zorlaşıyor. Sağlık alanındaki yıkımı ve sağlıkta dönüşüm adı altında gerçekleştirilen tahribatı değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmetleri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden sağlık alanını yönetemediklerini ve sorunların içinden çıkamadıklarını belirtti. 
 
'2002'de AKP'nin gelmesiyle birlikte sorunlar derinleşti'
 
Sağlık alanın uzun süredir sorunlu olduğunu AKP iktidarının başa geldiği 2002'den sonra bu sorunların giderek arttığını söyleyen Gönül, "2003 yılında sağlıkta dönüşüm adı altında bir reform hayata geçirildi. Sağlık alanında sorunları çözüleceği iddiaları ortaya atıldı.  Bugün geldiğimiz nokta çok net gösteriyor ki var olan sorunlar çok daha derinleşmiştir. Bir bütünen bu alanda hem sağlık emekçileri hem de halkın sağlık hakkı giderek ortadan kalkmıştır" dedi. 
 
'Dönüşüm programını tamamlamaya doğru gidiyorlar'
 
3 ayaklı olan bu dönüşümün içeriğine değinen Gönül,  şöyle dedi: "Birinci ayağı birinci basamak sağlık hizmetlerin ortadan kaldırılmasını amaçlayan Aile Hekimliği sistemiydi. Yani koruyucu sağlık hizmetlerini ortadan kaldıran daha çok bireye indirgeyen hekim merkezli bir basamak kuruldu. Biz o zamanda buna itiraz etmiştik. Yine sosyal güvenlik kurumları tek çatı altında birleştirildi. Bununla beraber herkese sağlık sigortası ve katkı katılım payı ödeme zorunluluğu getirildi. Bugün de geldiğimiz noktada ise bu alandaki şehir hastaneleri ayağı ile birlikte sağlıkta dönüşüm programını tamamlamaya doğru gidiyorlar."
 
'İtirazlarımız bugün çok daha net ortaya çıkıyor' 
 
Sağlık emekçileri olarak en başından beri sağlıkta dönüşüm programının sağlıkta bir yıkım olacağını söylediklerini ifade eden Gönül, bu yıkıma karşı itirazlarını ortaya koyduklarını ve mücadele ettiklerini kaydetti. Sağlık emekçilerinin mücadelesi ile birkaç yılda bitirilecek planlamaları sekteye uğrattıklarını vurgulayan Gönül, "Bunu mücadelemiz geriletmiştir dönem dönem de bastırmıştır. Bugün de itirazlarımızın ne kadar haklı olduğu ve ne kadar yerinde itirazlar olduğu yaşananlarla bir kez daha ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı. 
 
'Otel mantığı ile yapılan şehir hastaneleri sorun yumağı' 
 
Sağlıkta dönüşüm programının temel amacının sağlık alanın özelleştirilerek ticarileşmesi ve piyasaya açılması olduğunu söyleyen Gönül, bu yolla da sağlık emekçilerinin güvencesiz çalışmaya itildiğini vurguladı. Adana, Mersin, Isparta ve Yozgat'ta şehir hastanelerinin açıldığını bunların dışında ise 31 şehirde açılmasının planladığı bilgisini veren Gönül, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Özellikle Ankara'da bu yıl açılması planlanıyor. Bi çok yerin inşaatı devam ediyor. Dünya deneyimlerine de baktığımızda bu ülkede yaşanan sorunlara da baktığımızda şehir hastanelerinin var olan sağlık sorunlarını her boyutuyla daha da kötüye götürdüğü ortada. Sağlık emekçileri için daha fazla sömürü ve artan iş yoğunluğu demek. Halk açsından da sağlık hizmetinin her geçen gün daha fazla zorlaşması demek. Paran kadar sağlık döneminin daha ötesine gidilerek sağlık bir nesne haline dönüştürülmüş. Bugün büyük büyük reklamlarla otel mantığı ile yapılan şehir hastanelerinin tamamının iç işleyişine baktığımızda sorun yumağı." 
 
'Yönetemiyorlar, işin içinden kendileri de çıkamıyor'
 
Sağlık alanın yönetilmediğini bakanlığın bu alanı bir yapboza dönüştürdüğünü ifade eden Gönül, "Bir KHK ile çıkardıklarını başka bir KHK ile iptal ediyorlar. 2001 yılında 663 sayılı KHK ile çıkardığı Kamu Hastane Birliklerini beş yıl sonra iptal etti. İşin içinden kendileri de çıkamıyorlar.  Yönetemiyorlar" dedi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte sorunların derinleştirdiğini ve on binlerce sağlık emekçisinin haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edildiğini vurguladı. 
'İhraçlarla birlikte birçok klinik kapatıldı'
 
İhraçlarla birlikte sağlık alanında istihdam sorunu olduğunu belirten Gönül, "Bu alanda eksiklik ve iş yoğunluğu arttı. Bu giden on binlerin yerine daha fazla çalışmak gerek. İhraç edilenlerin bir kısmı hastanedeki tek branşlardı bunların gitmesiyle beraber birçok klinik kapatıldı ya da kapasitesi daraltıldı. Biz birçok yerden özellikle Van Urfa Kocaeli Diyarbakır gibi birçok yerde birçok kliniğin kapatıldığını biliyoruz. Bu buradaki hastaların sağlık hakkının engellenmesidir. Bunun üzerine bir de güvenlik soruşturmaları eklendi. Birçok kişinin ataması yapılmıyor. Hem kişilerin çalışma hakkı hem de halkın sağlığa erişimini engellemektedir. Aynı zamanda birçok arkadaşımızın eğitim hakkı elinden alınıyor. Tıpta Uzmanlık Sınavı'nı geçen birçok arkadaşımız güvenlik soruşturmalarına takıldı. Çok boyutlu sorunlar sistemi söz konusu" ifadelerini kullandı.
 
'İlaçlar karşılanmıyor, aylar sonra randevu veriliyor'
 
Savaşın, çatışmanın olduğu, kişilerin kendini güvende hissetmediği ve OHAL'in devam ettiği bir ortamda sağlık hizmetinden bahsetmenin mümkün olamayacağını OHAL'in kendisinin başlı başına bir sağlıksızlık durumu yarattığını dile getiren Gönül, şöyle dedi: "Barışın demokrasinin olmadığı yerde sağlıktan bahsedemeyiz. Bütün bunlar bugün sağlıksızlığı üst noktaya getirmiştir. Somutlaştıracak olursak; bugün hastanelere gittiğimizde aylar sonra verilen randevular, kişilerin tahlil yaptırmak için büyük farklar ödeyerek özel hastanelere gidiyor. Birçok ilacın ödenmediğini biliyoruz. Bütün bunlar sağlık alanında yaşanan sorunları daha fazla önümüze çıkarıyor."