
Psikolog Pelin Balcı: Ölüm pornografikleştirildi, öldürme sıradanlaştı
- 09:03 10 Nisan 2018
- Güncel
Habibe Eren
ANKARA - TÜİK'in verilerine göre 2014-16 yılları arasında 9 bin 479 kişi intihara sürüklendi. Psikolog Pelin Balcı, OHAL, savaş ve ekonomik krizin bu verileri arttırdığına dikkat çekerek, en çok intihara sürüklenmenin 20-24 yaş arası genç nüfusta görülmesinin devletin güvenlik eksikliğinden kaynaklandığını belirtti. Pelin'e göre, 2 yıldır devam eden çatışmalı süreçte bedenlerin ve kanın sansürsüz olarak gösterilmesi de ölümü normalleştirdi.
TÜİK verilerine göre, 2014-16 yılları arasında 2 bin 438'i kadın olmak üzere toplam 9 bin 479 kişi intihara sürüklendi. 2017 yılına ait verilerin ise TÜİK tarafından henüz açıklanmadığı belirtildi. İstatistiğe göre, 2014 yılında 3 bin 169 kişi, 2015 yılında 3 bin 246, 2016'da ise 3 bin 64 kişi intihara sürüklendi. İntiharların en çok olduğu yaş aralığı ise 20-24 yaş grubu oldu. Bu yaş grubunda 2014 yılında 407, 2015 yılında 415 kişi, 2016 yılında ise 341 kişi yaşamına son verdi. Psikolog Pelin Balcı, verileri değerlendirerek 2017'inin rakamlarının eklendiği takdirde bu sayının çok daha ciddi olacağını söyledi.
'OHAL, savaş, ekonomik kriz verileri artırdı'
Zorbalığın arttığı bir dönemde kadın ve erkek arasındaki cinsiyet eşitsizliğinin toplumsal yaşamdaki yansımalarının daha da keskinleştiğini belirten Pelin, "Kadınların burada intihar oranına baktığımızda bir kısım daha savunmacı bir yol izledi, belki bir kesim içinde bu bir direnişti bilemiyoruz. Ama bu oranlarda bu kadar artış yaşanmasının nedeni OHAL, savaş, ekonomik krizler ve devletin sergilediği politikalardır" dedi.
Şiddetin keskinleşmesi ve pornografisi
"İntihar günlerce süren paranoit senaryolar sonrası yapılmak ve çok sistematik olmak zorunda değil. Anlık karar da verilebiliyor. Ama insanların bu kadar radikalleşiyor olmasının nedeni şiddetin şeklinin de, duyarlılığın da keskinleştiriliyor olması" diyen Pelin, toplumda duygusal, fiziksel ve cinsel şiddetin çok keskinleşmesi ve pornografik bir şekilde yayınlanıyor olmasının da bu durumu tetiklediğini ifade etti.
'Ölüm pornografik hâl aldı, şiddet meşrulaştı’
2014 yılında bir video yayınladıktan sonra intihar eden kişiyi hatırlatan Pelin, bu durumun üzerine çok konuşulup haberler yapıldığına dikkat çekerek şöyle dedi: "Oraya gelene kadar ölümde bir pornografik hal aldı ve haz nesnesi haline getirildi. Birçok alanda mahremi de kaldırdığımız için her şey sınırsızlaştı, açıldı. Daha öncesinde şiddet uygulayıcının buna devleti de dahil ediyorum; tüm şiddet örneklerine batığımızda uygulayıcının bunu saklama ve sakınma hali vardı. Şunu diyordu, 'ben yapmadım'. Genel devlet savunması ya da erklerin yaptığı açıklamalara baktığımızda şiddet nedensiz koşulsuz meşru oldu."
'Verilerin OHAL sürecine tekabül etmesi tesadüf değil'
Oranların tarihsel döneminin de önemli olduğunu vurgulayan Pelin, verilerin OHAL sürecine tekabül etmesinin tesadüf olmadığını vurgulayarak, "İnsanlar çaresizleştirildiler. İntiharın en önemli duygularından biri suçluluk ve sorumluluk duygusudur. Birden fazla duygusu vardır intiharın; ama burada en radikal olan durumun çaresizlik olduğunu görüyoruz. Yıllarca emek verip çırpındığın bir sürü edinimin, kazanımın göz ardı ediliyor. Toplumda edindiğin bir sürü kimlik söz konusu aslında. Ama bir tek sarı kağıtla sen artık 'hiç bir şey' oluyorsun" dedi.
'Gençlerin hem devlet hem toplumsal yapıda güvenli alanı yok'
Verilerde intiharın yaş dağılımında 20-24 yaş aralığında daha fazla yaşanmasına da değinen Pelin, şöyle dedi:
"Yetişkin dediğimiz ergenliğini tamamlamış kişi için hiçbir şey olmak kolay değil, her ne olduysa o sürece kadar çok emek verilmiş bir süreçten bahsediyoruz. Onların hepsinin çöpe gittiği süreçte insanlara büyük bir direnç ve ruhsal beslenme gerekir. O beslenmeyi sağlayamadığında insanlar kayboluyorlar. Bunun içine politik süreçleri de koyalım, insanlar bu şekilde beslendiğinde ayakta kalabiliyor Biz çocuklara çok uzun yıllarca hayatlarını bir sınava bağladığımızı ve oradan ne edinirlerse hayatlarına böyle devam edeceklerini söylüyoruz. Genç nesil bunun için çalışıyor çabalıyor. Keyifli geçireceği birçok zamanı sınavda geçiriyor. Ama karşılığına baktığında ne iyi bir iş, ne iyi bir sosyo-ekonomik durumla karşılaşıyor. Bunun yanında güvenli bir alanı da yok. En temelde bu yaş aralığının bu kadar intihara yatkın olmasının nedeni yaşamsal alanında güvenlik tehdidi altında olması. Ne yaparsa yapsın kendini bu ülkede güvende hissetmiyor. Sadece devlet değil, devletin dönüştürdüğü toplumsal yapı da bu güvenliği sarsıyor."
'Savaşta çatışmalar, bedenler sansürsüz kaldı'
İntihar olaylarının artmasında bir diğer faktörün de ölümün sansürsüz olarak verilmesi olduğunu ifade eden Pelin, "Daha önce de vardı; ancak ölümün sansürlenmemesi durumu 2014 yılı ile başladı. Başlatılan bir savaş var, o savaşta bedenler sansürsüz kaldı. Artık o ölü bedenin kapatılması, izlenmesi görülmeyecek olması tamamen ortadan kalktı. Sosyal medyada haberlerde çıplak ölü bedenine maruz bırakıldık. Öldürülme şekli ve silahlı çatışmaların hepsini sansürsüz izledik. Ama bir kadeh şarabı sansürledik. Kan gördük, o kişinin vurulduğunda ne hissettiğini gördük. Kemal Kurkut'un vurulduğu anı gördük. Ölümü kolayladık" diye konuştu.
'Öldürme ve ölüm sıradanlaştı'
Bu sansürsüzlük durumu ile birlikte yerde yatan kişinin bedenine karşı ruhsuzlaşıldığını dile getiren Pelin, "Ölümü kolay hale getirdik bu sansürsüzlükle. Ha diyelim ki sansür uygulansa böyle olur muydu? Belki bu kadar fazla olmazdı ama temelde öldürmeyi meşrulaştırdık. Öldürme sıradanlaştığında kişinin kendini öldürmesi de sıradanlaşıyor" dedi.
'Verilere 2017 eklenseydi tablo çok daha ciddi olurdu'
Ruh sağlığının devlet nezdinde lüks ihtiyaç olduğunu söyleyen Pelin, OHAL sürecinde KHK ile birçok kişinin işinden ihraç edildiğini hatırlatarak, “Kişinin yıllarca emek harcayarak edindiği emek ve elindeki lokma da alınmış oldu, bu kişi nasıl destek alacak?" diyerek insanların açlıkla terbiye edildiğine dikkat çekti. İntihara sürüklenmede bir diğer faktörün de adalet ve arayış duygusu olduğunu belirten Pelin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Devlet nezdinde sen insan, azınlık ve toplum olarak yoksun ki. Bırak senin taleplerin karşılanmasını, bu kadar iliklerine kadar hissedilen adaletsizlikler ve duygusal boşluklar bu kırılmayı daha da derinleştirdi. Peki devlet görevlileri bu veriler karşısında şaşırmış mıdır? 'Türkiye'nin nüfusuna bakıldığında 9 bin sayısı normal, Avrupa'da da şu kadar insan ölüyor' derler mi bilmiyoruz ama biz kendi politik sürecimize baktığımızda buradaki faktörü nedenlerinden biri devletin güvenliğimizi elimizden almış olmasıdır. Bu veriler 2014-16 yılları arasında. 2017'de dahil edilmiş olsaydı o zaman durumda çok daha ciddi bir artış olacaktı. Biz OHAL ve KHK'ların asıl olumsuz sonuçlarını OHAL'in bir yılından sonra çok daha keskin bir şekilde gördük."
'Her on yılda bir darbenin ağır sonuçları’
Son süreçte bir kişinin politik olarak iki cümle ile bile cezaevine girebileceğine dikkat çeken Pelin, "Başka biri bir çocuğa tecavüz ettiğinde beş ayda çıkabiliyor. Şiddeti barındıran suçlarda cezasızlık görürken, düşünceyi açıkladığımızda ağır cezalarla karşılaşıyoruz. Haliyle uçurum git gide açılıyor. Zaten bu ülkenin geçmişi belli, çok sağlıklı bir toplumsal süreçten gelmiyoruz. Ortalama her on yılda bir darbe görmüş, sesi kesilmiş bir azınlığız. O sürecin sorunları ağır sonuçlarla karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
Çözüm güveli alanlar: Silahsızlanma, barış, adalet
Verilerin ciddiyeti göz önüne alındığında devletin acil olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Pelin, burada en temel ihtiyacın güvenliği sağlamak olduğunu kaydetti. Pelin, "Burada güvenlik derken kolluk kuvvetlerinin sağladığı güvenlikten bahsetmiyoruz. Silahsızlanma, çözüm, anlaşmayla barışla gelecek güvenlik alandan bahsediyoruz. Bugün benim enseme dayatılan silahla sağlanan güvenlik ne kadar sağlıklı olabilir. Kişinin güvenli alan talebi yeme içme kadar temel bir ihtiyaçtır. Bundan sonra adalet sağlanmalı, bir diğer aşamada ise toplumun eğitim ve istihdam gibi konularında iyileştirmeye gidilmeli. Çünkü verilerde herkesin bir nebze tuzu var" ifadelerini kullandı.