Kastik katilin mekanları (6)

  • 09:01 6 Aralık 2025
  • Dosya
'KYK’lerde yaşananlar sistematik şiddetin yansımasıdır'
 
ANKARA - KYK’lerin güvenli bir yerde durmadığı algısının gündeme gelen olaylarla somutlaştığını belirten Ezel Akkuş, “Yurtlarda yaşananlar sistematik şiddetin, denetimsizliğin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Bu ölümler bir tesadüf değil, bireysel bir konu kesinlikle değil” dedi.
 
Üniversite öğrencilerine bir barınma alanı olarak sunulan Kredi ve Yurtlar Kurumlarının (KYK) inşa edildiği yerlerin çoğunun kent merkezlerinden uzak olması, özellikle kadın öğrenciler açısından ciddi bir güvenlik tehdidine dönüşmüş durumda. Yurtların ışıklandırmadan ulaşıma, çevresel konumdan denetim eksikliğine kadar pek çok açıdan güvensiz koşullarda faaliyet yürütmesi, yaşanan her olayla birlikte daha görünür hale geliyor. Kadın öğrenciler, gündüz bile zor ulaşılan bu yurtlarda akşam saatlerinde yurda giriş-çıkış yaparken tedirginlik yaşadıklarını dile getiriyor; kimi zaman yurt yolunda, kimi zaman yurdun içinde meydana gelen ihmal kaynaklı ölümler ise bu endişeleri derinleştiriyor.
 
KYK yurdunda kalan Ezel Akkuş da tam olarak bu noktaya dikkat çekiyor.  Dosyamızın bu bölümünde Ezel Akkuş’un değerlendirmelerine yer veriyoruz. 
 
‘Hesap vermekten kaçınıyorlar’
 
KYK’lerin güvenli bir yerde durmadığı algısının gündeme gelen olaylarla somutlaştığını belirten Ezel Akkuş, “Bütün olayların aslında bir ortak noktası var. Yaşanan olaylarda soruşturmaların gizli yürütülmesi, kamuya karşı şeffaf olunmaması ya da bu kurumlardaki yetkili kişilerin gereken hesabı vermemesi güvenlik noktasında soru işaretlerini çoğaltıyor. KYK yurtlarındaki kurumların ya da diğer devlet kurumlarının da kadın öğrencilerin güvenliğindense kendi kurumlarının imajlarını önceleyip, yine dediğim gibi hesap vermekten kaçınmaları ve gereken sorumlulukları almamaları güvensizliği artırıyor. Ve şimdi hâl böyle olunca kadın öğrencilerin aklında ister istemez şu soru geliyor: ‘Bugün yurdun içerisinde olsun ya da yurt yolunda olsun, benim başıma bir şey gelecek mi? Benim başıma bir şey gelse bunun sorumluluğunu birisi alacak mı?’ Kadınlar bunun cevabını yaşanan olaylarda da aslında biraz almış oluyor. Bu şekilde KYK’lerin ya da KYK çevrelerinin sadece fiziksel olarak güvensizliğinin dışında kadın öğrenciler açısından psikolojik olarak da bir güvensizlik oluyor. Yani sonuç olarak ben KYK’leri güvenli bulmuyorum” diye konuştu.
 
‘Sistematik şiddetin bir yansıması’
 
KYK yurdu içerisinde bir asansör kazasında ihmal sonucu yaşamını yitiren Zeren Ertaş’ın ve Mûş’ta KYK yurdunda yatağında şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiş halde bulunan Rojin Ak’ın ölümlerinin münferit olmadığına dikkat çeken Ezel Akkuş, bu ölümlerin sistematik sorunların bir sonucu olduğunu belirtti. Ezel Akkuş, “Devletin kadın politikalarının sistematik şiddetin, denetimsizliğin bir yansıması olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Bu ölümler bir tesadüf değil, bireysel bir konu kesinlikle değil. Yine sistematik şiddetin bir yansıması olarak ele alabiliriz” dedi.
 
Rojin’in ailesine 17 saat sonra haber verildi
 
Yurtlardaki özel alan eksikliğinin öğrenciler için önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Ezel Akkuş, öğrencilerin 4-6 kişilik küçük odalarda kendilerini var etmeye çalıştığını belirterek şöyle devam etti: “Bunların yanında öğrenci işleri, güvenlik, öğrencilerin bir problemi olduğunda maalesef daha da çözümsüzlüğe itip işi daha da yokuşa sürme yolunu izliyorlar. O yüzden bunun yine kurumsal baskının bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Yurtların devlet kurumu olması sebebiyle güvenli bir alan olduğu iddia ediliyor. Ama Rojin Kabaiş yurttan çıkış yapıyor, çıkış yaptıktan sonra yurda girmiyor ve bunun haberi ailesine 17 saat sonra veriliyor. Burada bir güvenlik sıkıntısı olduğunu görebiliyoruz.”
 
‘KYK’ler öğrencileri toplumdan izole eden bir noktada duruyor’
 
Ezel Akkuş, KYK yurtlarının okullara ve merkezlere çok uzak yerlerde konumlanmasına dair ise şunları söyledi: “Çok tenha, tabiri caizse çölün ortasında ve yolları genelde asfaltı dahi olmuyor. Yaşam alanlarından uzak, öğrencileri biraz daha toplumdan izole etmeye yönelik bir noktada duruyor diyebilirim. Yani bu yurtların okullara, şehir merkezlerine uzak olması bir yana, yolları da kadın öğrenciyi güvende hissettirmeyecek bir şekilde. O yollar ışıkları olmuyor, tenha yerlerde oluyor. Yani KYK’ler her açıdan güvenli bir yerde durmuyor.”
 
‘KYK’ler daha güvenli konumlara inşa edilmeli’
 
KYK yurtlarındaki altyapı sorunlarına da değinen Ezel Akkuş, “Asansörler sürekli bozuk. Öğrenci asansöre binmeden önce sürekli ‘Ben bu asansöre bineceğim ama bu asansör duracak mı, düşecek mi?’ kaygısını taşıyor. Mesela bunu geçtiğimiz yıl da Zeren Ertaş’ın denetimsiz bir asansör ihmaliyle katledilmesinde gördük. KYK’lerin okuldan ve merkezden uzak yerlerdense şehir merkezine veya şehir merkezine ulaşımın daha kolay olduğu, daha güvenli yollardan geçilen konumlara yapılması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
 
‘Kadın öğrenciler dayanışma içinde olmalı’
 
KYK'lerde yaşanan olaylara karşı kadın öğrencilerin dayanışma içinde olmasının önemine değinen Ezel Akkuş, “Bunu nasıl yapabiliriz? Mesela KYK içi bir WhatsApp grubu olabilir. Ya da oda arkadaşının numarasını alırsın, odaya gelmediğinde sen biliyorsun ki yurt ona ulaşmayacak. O yurda gelmediğinde sen onu arayıp iyi olduğunu garanti edebilirsin. Birbirimizle haberleşmek bence bu noktada çok önemli. Kadın platformlarıyla, feminist örgütlerle iletişim halinde olunabilir. Dediğim gibi önemli olan bir olmak, dayanışmak, örgütlü olmaktır” şeklinde konuştu.