Pes etmeden algıları kırarak yaşamını inşa etti

  • 09:04 2 Ağustos 2025
  • Yaşam
Neslihan Kardaş 
 
WAN - Henüz 13 yaşında kendinden 13 yaş büyük biriyle  evlendirilen ancak yaşam mücadelesinden vazgeçmeyen Nuran Başaran, 14 yıl sonra boşanarak yeni bir yaşam inşa etti. Nuran Başaran, “Bir kadının yaşayabileceği bütün sıkıntıları yaşadım. Ama asla yılmadım” diyerek direniş mesajında bulundu. 
 
Kadınlar, ekonomik kriz, toplumsal baskı, artan erkek şiddeti ve derinleşen eşitsizlikler olmak üzere yaşamın her alanında kendilerine yönelik saldırılara karşı direniyor ve üretiyor. Ev içi emekten sokaktaki direnişe, tarlalardan atölyelere kadar her alanda görünmeyen emeğiyle kadınlar, toplumu ayakta tutuyor. Kadınlar, aynı zamanda hayatın her alanında verdikleri emek ve direnişle haklarını korumak ve geleceği yeniden inşa etmek için de dayanışma ile örgütleniyorlar. Türkiye ve Kürdistan'ın birçok kentinde kadınlar hem kendi yaşamları hem de toplumun dönüşümü için umut, cesaret ve dayanışma ile mücadele ediyor. Nuran Başaran da çocuk yaşta evlendirilmesine rağmen yaşam mücadelesinden hiç kopmayarak, kadınlara umut ve cesaret örneği olan sayısız kadından biri. 
 
13 yaşında 13 yaş büyük biriyle evlendirildi
 
7 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak Wan’da dünyaya gelen Nuran Başaran, henüz 13 yaşında bir çocukken, kendinden 13 yaş büyük biriyle evlendirilerek Şirnex’e yerleşir. 15 yaşına geldiğinde ise dünyaya getirdiği iki çocuğa çocuk yaşta annelik etmeye başlar. 2015- 2016 yıllarında Şirnex’te başlayan özyönetim süreçlerinin ardından çocuklarını alır ve Wan’a yerleşir. Wan’da kendisine ve çocuklarına sıfırdan bir yaşam kurar. Bu süre zarfında büyük mücadele ile kendinden 13 yaş büyük olan erkekten boşanan Nuran Başaran, Wan’da bulunan Kültür Sokağı’nda 7 yıldır büyük emeklerle açtığı kafeyi işletiyor.
 
‘Beni istemeye gelmişlerdi ve ailem beni verecekti’
 
Yaşam öyküsünü dinlediğimiz Nuran Başaran, yedi kardeşin en küçüğü olması nedeniyle ailesi tarafından nazlı büyütüldüğünü anlatıyor. Kendisi için yazılan senaryoya bu nedenle inanmak istemeyen Nuran Başaran, “O zamanlar Wan’ın Selimbey Mahallesi’nde topraklı bir evde yaşıyorduk. Ben 13 yaşındayken bir gün evimizin önüne beyaz bir araba geldi. Şirnex’ten misafirler gelmişti. Bütün aile ile birlikte evde oturuyorlardı. Ben sonra öğrendim ki bu misafirler beni istemeye gelmişler. Ailem de bu duruma çok olumlu bakıyorlardı. Akşam oldu, ben dışarıdaki çeşmeden su almaya gittim. Dışarıda da bir kum yığını vardı. Küçüktüm ve korkuyordum. Beni istemeye gelenler evden dışarı çıkınca kum yığınının arkasına saklandım. Beni görmesinler, beni alıp götürecekler gibi bir korku vardı içimde. Çünkü beni istemeye gelmişlerdi ve ailem beni verecekti” dedi. 
 
‘Gelinliğin tüllerinden bebeklerime elbise dikmeyi hayal ediyordum’
 
“Küçüktüm, sesimi çıkarmaya çalışıyordum ama kimse beni duymuyordu” sözleriyle evlendirildiği anı anlatan Nuran Başaran, “Bir hafta sonra söz merasimi için geldiler. Yine kimse beni dinlemiyordu. Çok küçüktüm, herkesin arasında görünmüyordum bile. Üstümdeki elbiseler dahi bana olmuyordu. 18 Ekim 1995’te düğün oldu. Bana gelinlik giydirdiler. O gelinliği giydirdiklerinde ben hala çocuktum ve gelinliğin tüllerinden bebeklerime elbise dikmeyi hayal ediyordum. Kültürünü hiç bilmediğim bir yere, Şirnex’e gittim. Ben yolda giderken acıktığım için ağlamıştım, işte o kadar küçüktüm. Çok yabancıydım onlara ama ayak uydurmaya çalıştım” diye konuştu.
 
‘14 yıl evli kaldım hep mücadele ettim’
 
Evlendirilmesinden bir yıl sonra henüz 14 yaşındayken ilk çocuğunu dünyaya getiren Nuran Başaran, 15 yaşına geldiğinde iki çocuğa annelik eder. Nuran Başaran, “16 yaşında iki çocuk annesi ve kocaman bir kadındım artık. Bir şekilde oraya ayak uydurmaya çalışıyordum ama üzerimde sürekli bir psikolojik baskı vardı. Hiç kimseyle kötü olmadım ama kimsenin de haksızlığını kabul etmedim, hep mücadele ettim. 14 yıl evli kaldım” şeklinde konuştu.
 
‘3 çocukla Wan’a göç ettim’
 
2016 yılında Şirnex’te yaşanan öz yönetim sürecinin hayatında her şeyi etkilediğini belirten Nuran Başaran, “3 çocukla Wan’a göç ettim. Yanıma hiçbir şey almadım. Çocuklarımla tek başıma gelerek küçük bir ev tuttum. Abim bana birkaç parça eşya getirdi. O dönemde sadece bir sünger döşeğim, iki yastığım ve bir battaniyem vardı. 6 ay boyunca o çocuklarla, orada yaşamaya çalıştık. O dönemde çocuklarım okul okuyorlardı. Çalışmak istediğimi söyledim ama çocuklarımın babası izin vermedi. Ben bir mobilya mağazasında işe girdim, orada temizlik ve yemek işlerine baktım. Kendi kazancımı elde etmeye başladım. Evimin eksiklerini aldım. Sonrasında çocuklarımın babasına, Şirnex’e dönmek istemediğimi ve hayatımı Wan’da sürdürmek istediğimi söyledim.  Onlar ise karşı çıktılar” ifadelerini kullandı. 
 
‘Bir kadının yaşayabileceği bütün sıkıntıları yaşadım’
 
Çocuk yaşta evlendirilmesinin ardından boşanma kararı alarak evli olduğu erkekten tüm toplumsal baskılara rağmen ayrılan Nuran Başaran, kendi işini kurmaya başlar. Küçük bir birikimle ufak bir kafe açan Nuran Başaran, daha sonra “Sokak Lambası” isminde bir kafe açar. 2018’den beri bu kafeyi işlettiğini söyleyen Nuran Başaran, “İnişlerim, çıkışlarım oldu. Bir kadının yaşayabileceği bütün sıkıntıları yaşadım. Ama asla yılmadım. Çünkü ben bir anneydim, beni bekleyen üç çocuğum vardı. Bunları bir yerlere getirmem gerekiyordu. Bunu başardığıma da inanıyorum. Babalar gününde herkes babasını paylaşır veya ona hediyeler alır. Benim her üç çocuğum da babalar gününde de benim günümü kutlar. Çünkü benim ne zorluklar yaşadığıma kendileri şahit oldular. Kızım ilk başta benim boşanmama karşı çıktı. Sonra bir süre babasının yanına gitti ve tekrar yanıma geri döndü. Kızım bana ‘Sen çok bile dayanmışsın. Bu kadar dayanmanı gerektirecek hiçbir şey yoktu. Keşke bu kadar dayanmasaydın’ dedi” sözlerini kaydetti.  
 
‘Bugünlere gelmek için çok direttim ve kazandım’
 
İş yerini ilk açtığı zamanlarda yaşadıklarını paylaşan Nuran Başaran, “Burayı ilk açtığımda çok salaş, ufak bir yer açtım. Kendi emeklerimle bir şeyler yapmaya çalıştım. Duvarları kendim boyadım. Manavdan kasa aldım, kasaları boyayıp, dekor yaptım. Bir yerden palet aldım, oğlumla birlikte paletlerden oturma alanı yarattık. Terzide minder diktirdim. Hayatımın en kötü yanı; bana boşanmış bir kadın gözüyle bakmalarıydı. Aslında kadın bir bireydir, anadır, emekçidir. Bir erkek istediği saatte sokakta dolaşabiliyor ama söz konusu kadın olunca belli bir saatten sonra dışarı çıkamaz. Ben de bu süreçte sürekli göz hapsindeydim. Herkes ne yapacağımı bekliyordu. Bu nedenle o süreçlerde ben çok zorladım. Ailem de bu süreçte bana destek çıkmadı. Wan’da da kimseyi tanımıyordum. Çok zor süreçler yaşadım. Bugünlere gelmek için çok direttim ve kazandım” sözlerine yer verdi.
 
'Ekonomik krizden olumsuz etkileniyoruz’
 
Verdiği yaşam mücadelesinin yanı sıra bir de ülkede yaşanan ekonomik krizle mücadele eden Nuran Başaran, “Ülkede yaşanan ekonomik krizin üzerimizde olumsuz etkileri var. Bütün esnaflar aynı durumda. Şu an baktığımızda bugünkü durumla dört yıl önceki durumu karşılaştırdığımızda şu an çok kötüyüz. Gittikçe daha da kötüye gidiyor. Bu sokak normalde müşteri sirkülasyonunun olduğu bir sokaktı ama şu an tek tük müşteri geliyor” şeklinde kaydetti.
 
‘Kadınların kimseye boyun eğmelerini istemem’
 
Nuran Başaran son olarak şunları söyledi: “Kadınların her zaman güçlü olmasını isterim. Hiçbir şeyden korkmasınlar. Kadın isterse her şeyi yapar. Kadın isterse başarır. Zihinsel olarak biz çok güçlüyüz. Biz istersek her şeyi yaparız. Kadınların kimseye boyun eğmelerini istemem. Kimse kimsenin kölesi değil ve biz de birer eşya değiliz. Ben evlendirildiğimde bir eşya gibi birilerine verildim. Onlar da beni her zaman öyle gördüler. Ama kadın isterse her şeyi başarır.”