
Sağlıkta eşitlik için kadınlar sahada
- 09:02 21 Haziran 2025
- Sağlık/Spor
Pelşin Çetinkaya
AMED – SES Öğrenci Komisyonu’ndan Zekiye Zilan Çeliker, çarpıtılmış sağlık sisteminde erkek egemen yapının kadın üzerindeki tahakkümüne tepki göstererek, “Kadının sağlığa ulaşımı ya da kadının beden algısı, bir yerde egemen sisteme göre şekillendirildi ve bir kalıba sığdırıldı. Bir zamanlar kadının öncülüğünü yaptığı şifacılık, bugün kadından çalınan ve kadının üzerinde hâkimiyet kuran bir alan haline getirildi” dedi.
Rant ve ticari bir alana dönüşen sağlık kurumlarında belirginleşen cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle kadınlar ya ötekileştiriliyor ve değersizleştiriliyor ya da söyledikleri ve yaptıkları kabul görmüyor. Tarih boyunca şifacı yönlerinden kaynaklı erkek sistemin hedefinde olan kadınlar, bugün de yine her alanda olduğu gibi sağlık alanında da aynı şekilde erkeğin hedefinde. Erkek egemen sistem, bu alanı özneleştirerek kadın üzerinde de tahakküm kurmaya çalışıyor. Bir yandan tüm bunlar yaşanırken bir yandan da sistemin bu politikalarına karşı kadınların sürdürdüğü mücadele de devam ediyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Öğrenci Komisyonu’ndan Zekiye Zilan Çeliker, sistematik bir hale dönüşen sağlık sistemindeki kadının yerini değerlendirdi.
Erkeğin ve hekimin kendini özneleştirmesi
Zekiye Zilan Çeliker, kadının şifacı özelliğinden dolayı tarih boyunca erkek tarafından yok edilmek istendiğine işaret ederek, “Tarihsel süreç içerisinde kadınların şifacılık tarihine baktığımızda ön plana çıkan; toplumsal sağlığın temelini oluşturan şifacı kadınların ortak yürüttüğü ve açığa çıkardığı şifacılık geleneğinden kaynaklı aslında süreç içerisinde cadı avlarından tutalım, modern tıbbın gelişmesiyle beraber kadının düşürülüşüne ve bu alanın dışına itilmesine şahitlik etmiş olduk. Tabii sadece bunlarla da sınırlı değil. Modern tıbbın gelişmesi ve pozitivizmin de kendini kutsallaştırmasıyla beraber aslında erkeğin ve hekimin kendini özneleştirmesi ve bununla beraber kadının değersizleştirilmesi ön plana çıktı. Bu da günlük yaşamdaki pratiklerde görebiliyoruz. Cinsiyetçiliğin yarattığı zihniyet sorunlarına günümüzde de hem eğitim alanında hem de çalışma ortamında maruz kalmaktayız” sözlerine yer verdi.
Kadının üzerindeki sistem tahakkümü
Kadının sağlığa ulaşımı ve beden algısının egemen sisteme göre şekillendirildiğine dikkat çeken Zekiye Zilan Çeliker, “Kadının sağlığa ulaşımı ya da kadının beden algısı, bir yerde egemen sisteme göre şekillendirildi ve bir kalıba sığdırıldı. Bir zamanlar kadının öncülüğünü yaptığı şifacılık, bugün kadından çalınan ve kadının üzerinde hâkimiyet kuran bir alan haline getirildi. Cadı avları üç yüz yıl süren bir süreçti aslında. Buradaki cadı avlarında da cadıların katledilmesinin sebebi; sağlık işleriyle uğraşması, doğum ve kürtaj yaptırmalarıydı. Ayrıca bunların da tesadüf olmadığını biliyoruz. Bugün sağlıkta kadına en büyük darbeyi indiren bir süreç de yaşandı. Zamanla kadın, kendi bedenini tanıyamaz hale geldi. Kendine dokunamaz, kendini bilemez hale geldi. Vücudunda bir değişiklik meydana geldiği zaman bunu bilemez hale geldi. Bu, tarihsel süreçte yürütülen politikalardan da bağımsız değil” ifadelerini kullandı.
‘Kadın sağlık hareketinin inşa edilmesi gerekiyor’
Zekiye Zilan Çeliker, çarpıtılmış sağlık sistemine karşı, çözümün kadın sağlık hareketinin inşa edilmesiyle mümkün olacağını dile getirirken, “Cinsiyetçiliği inşa eden erkekle beraber standardize edilen, baz alınan şeyin erkek bedeni olduğu böylelikle kadının elinde olan şifa bilgisini zamanla kadının kendisini tanıyamamasına kadar götürdü. Bugün aslında hastanelerde, sokakta da bu böyle. Bunun dışında belki de sağlıkta anadil sorunu da bizim en çok karşımıza çıkan şey. Bu da aslında kadının doktora gidebilmesi için yanında birinin, abisinin, erkek çocuğunun olmasına sebep oluyor. Kürdistan’da da anadil sorununun en katmerleşmiş biçimde karşısına çıkan kesim kadınlar oluyor. Günümüzde bu kadar soruna, sağlıkta cinsiyetçiliğe maruz kalmamıza rağmen kadınlar her zaman kendi dayanışmasını sürdürüyor. Daha çok bunlara dair çözüm üretmek, öneriler geliştirmek için de bir başlangıçtır. Toplumda SES’le beraber yürüttüğümüz toplumsal sağlık çalışmalarında da bunu hem gözlemledik hem deneyimledik ve asıl mücadelemiz hem sağlıkta olan cinsiyetçiliğe hem de çarpıtılmış sağlık sistemine karşı, bunun karşısında çözümün kadın sağlık hareketinin inşa edilmesiyle mümkün olacağını görüyoruz” diye konuştu.