'Birlik ve mücadeleyle kazanacağız'

  • 09:04 29 Nisan 2025
  • Emek/Ekonomi
Melike Aydın 
 
İZMİR – Temel Conta fabrikasında kadınların ucuz iş gücü olarak emeğinin sömürülmesi ve kötü muamelenin işçileri direnişe yönlendirdiğini belirten Petrol-İş Sendikası İş Yeri Temsilcisi Sinem Kaya, sendikalarda kadınların yöneten ve örgütleyen konumunun artırılması gerektiğini söyledi. 
 
Emek ve dayanışmanın simgesi olan 1 Mayıs yaklaşırken, işçi sınıfının hak mücadelesi Türkiye'nin dört bir yanında sürüyor. İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde bulunan Temel Conta Fabrikası'nda da kadın işçilerin direnişi devam ediyor. Fabrika yönetiminin sendika yetkisini tanımaması nedeniyle 10 Aralık 2024 tarihinden bu yana grevde olan işçiler, özellikle kadınların ucuz iş gücü olarak görülmesi, işyerinde giderek artan mobbing ve kötü muamele karşısında sendikalaşma yoluna gittiklerini belirtti. 
 
Petrol-İş Sendikası İş Yeri Temsilcisi Sinem Kaya,  devam eden direnişlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Ucuz iş gücü olarak erkeklerle karşı karşıya getirildiler’
 
Yaklaşık 50 yıllık firmanın ilk zamanlarında bugün kadınların yaptığı işleri erkek operatörlerin yaptığını, ancak zamanla kadınlara aynı işi daha ucuza yaptırabildiklerinin anlaşılmasıyla giderek daha fazla kadın işçi alındığını ifade eden Sinem Kaya, zamanla işçilerin çoğunun kadınlardan oluştuğunu kaydetti. Kadınlara hem daha düşük ücret verildiğini hem de daha titiz işçilik yapmalarının beklendiğini belirten Sinem Kaya, “Erkekler kol ve bilek gücü açısından daha güçlü, ama kadınlar üretimde görünüme dikkat ediyorlar. Contada görsellik önemli. Hem dikkatliyiz hem de anında müdahale edebiliyoruz. Zamanla kadınlar daha iyi operatörlük yapmaya başladı. Ancak bu sefer erkekler de düşük ücret almaya başlıyorlar. Kadın ve erkeği birbirine düşürmeye başladılar. Kadınlar 'biz aynı işi yapıyoruz ama düşük ücret alıyoruz' diyorlar, erkekler ise 'biz ev geçindiremiyoruz' demeye başladılar. Sonrasında kadına dönüş oldu, sadece işi bilen erkek ustalar kaldı ama onların bile maaşını zamanla erittiler. Yani onlara zam yapmadılar, bizimle aynı maaşa denk gelmeye başladı; asgari ücrete çekmiş oldular” dedi. 
 
Fabrikada 11 yıl pres operatörü olarak çalıştığını ve eski çalışanlardan biri olarak görüldüğünü belirten Sinem Kaya, kendisi gibi deneyimli işçilerin önerisi ve diğer çalışanların ortak kararıyla sendikalaşmaya gittiklerini söyledi. Sinem Kaya, “Bu karar alınırken bazı kadınlar 'hakkımızın karşılığını alalım' derken eşine sormak ihtiyacı duydu. Ama orada da eşine soranlar 'durumu anlatırım' dediler. Gerçekten de ertesi günü üye oldular, eşlerini ikna ettiler” sözlerini kullandı. 
 
‘Giderek artan onur kırıcı muamele birliği ve direnişi doğurdu’
 
Aldıkları ücretin,  verdikleri emeği karşılamadığını kaydeden Sinem Kaya, zam istediklerinde 'kapı orada' denerek seçeneksiz bırakıldıklarını söyledi. Birçok işçinin durumu kabullenip çalışmaya devam ettiğini, her geçen yıl artarak devam eden mobbing ve baskının kendilerini yormaya başladığını kaydeden Sinem Kaya, “Fabrikada erkek sayısı azaldı. Kadınlar olarak artık bir şey yapmak gerekiyordu. Her sorun bize başka bir dayatma olarak gelmeye başladı. Ya sesimizi çıkaracaktık ya da devam edecektik. Tek tek zam istedik, tek tek konuştuk ama bunların karşılığını da alamadık. Karşımızda muhatap bile görmedik. 'Siz kimsiniz ki benimle muhatap olacaksınız?' tavrını gördük. En büyük gücümüzün birliktelik olduğunu fark ettik. Sendikaya üye olunca da örgütlü gücün ne demek olduğunu öğrendik. O yüzden sendikalı olduk ve grev de öyle başladı” diye belirtti.
 
‘Kadınlar cesaret etmeli’
 
Sendikalarının kendilerini direnişte yalnız bırakmadığını ve destekleyici  olduğunu dile getiren Sinem Kaya, ayrıca kadınların sendikalarda yer almak için daha ısrarcı ve cesur olmaları gerektiğini sözlerine ekledi. Sinem Kaya, “Geçmişte yolda yürürken bile kadınlar erkeklerin bir adım gerisinde yürürdü. Bunun bugün bile yansımalarını yaşıyoruz. Bir adım öne adım atmak çok büyük bir cesaret bizim için. O adımı atınca gerisi geliyor. Sendikaya üye olurken de ben her zaman işçilerin örgütlenmesinde korkunun bizi tuttuğunu söylüyorum. O korku zincirlerini kırınca mücadele etmekten bizi hiçbir şey alıkoymuyor. Kadınlarda da o bir adım ileri adım atmayı başardığımızda erkeklerle omuz omuza mücadele etmeye başladığımızda aslında baş edebiliyorlar” ifadelerini kullandı. 
 
‘Eğitime önem verilmeli’ 
 
Tüm işçilerin ve özelde de kadınların hem sendikal mücadele hem de kadın mücadelesi bazında daha fazla bilinçlendirilmesi üzerinde duran Sinem Kaya, işyerlerinde eğitimlerin programlanabileceğine işaret etti. Sinem Kaya, şöyle devam etti: “Biz buradaki baskı ve zulüm sonrasında sendikayla tanıştık. Sendikayla tanıştıktan sonra aslında ne kadar çok hakkımız olduğunu öğrendik. Patron 'bu benim hakkım' deyince biz 'bir sürü avukatı var, kesin biliyordur, doğru söylüyordur' diyorduk ve kendimizi geri çekiyorduk. Ama biz bu kapının önünde, grev alanında patronun yalan söylediğini öğrendik, birçok hakkımızın olduğunu öğrendik. Bence sendikalar kadınları cesaretlendirmeli. Bir adım atsak zaten gerisi gelecek.”
 
‘Kadınların rolü güçlendirilmeli’
 
Fabrikada ilk sendikalaştıklarında kendisinin iş yeri temsilcisi olduğunu ve bazı erkeklerin “kadından temsilci olur mu” şeklinde tepki verdiğini söyleyen Sinem Kaya, “Şaşırdım, 2025 yılındayız, kadından neden sendikacı olmasın, neden yönetici olmasın? Bunları kırmak zaman istiyor. Belki de kadınları sendikanın içinde aktif rollerde tutmak, bununla ilgili çalışmalar yapmak önemli. Kadınları en iyi kadınlar örgütleyebilir. Kadınları mücadelede tutmak için çalışmalar yapılmalı ve artırılmalı” diye konuştu.