Franziska Stier: Öcalan’ın barış teorisi silahların susmasından daha fazlası

  • 09:04 6 Mart 2025
  • Güncel
 
Melek Avcı 
 
ANKARA -  BASTA Genel Sekreteri  Franziska Stier, “Öcalan’ın barış teorisi silahların susmasından daha fazlasıdır” derken, “Taleplerin, koşulların oluşturulması ve Türkiye'nin yeniden demokratikleşmesi için bir proje hazırlanması amacıyla tüm demokratik yapılarda tartışılması gerekiyor” dedi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplumun İnşası” çağrısının yankıları sürüyor. Özellikle barışın inşası için yapılan çağrının “büyük bir irade beyanı” olduğu dile getiriliyor. Yanı sıra Kürt halkı ve demokratik kamuoyunun başmüzakareci olarak gördüğü Abdullah Öcalan’ın hala tecrit altında olmasını ise kabul etmiyor. 
 
İsviçre BASTA (Basels Starke Alternative) Genel Sekreteri  Franziska Stier çağrıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘PKK savaşlarının temeli ölümlerin sona erme koşullarını yaratmaktı’
 
Çağrının ardından birçok arkadaşın kendisini arayarak konu üzerine tartıştığını söyleyen Franziska Stier, “Hepsi de Sayın Öcalan’ı gördükleri için çok mutluydu ve hepimiz kendisini uzun süreden sonra sağlıklı, iyi ve hayatta gördüğümüz için çok mutluyuz. İkincisi nokta ise Avrupa medyası çağrıyı tek bir yerden görerek sadece Sayın Öcalan’ın silah bırakma ve fesih kararını verdiğini anlattı. Ancak bu gerçekten çok eksik ve yanlış okumadır. Avrupa’da ve dünyada savaş ve öldürme giderek kendi içinde bir amaca dönüşmüş durumda. Öldürmek ve ölmek nekropolitik faşistlerin bir aracıdır ve asla demokratik güçlerin bir aracı değildir. Bu bağlamda PKK’nin savaşlarının nihai amacı her zaman ölümlerin sona erme koşullarını yaratmak üzerine olmuştur ve olmaya devam ediyor. Dolayısıyla silahları bırakarak çözüm PKK’nin ana hedefidir ancak öncelikle demokratik koşullara ihtiyacımız var.  Anladığım kadarıyla temel mesaj da bu. Bu yeni bir şey değil, sadece bir tekrar ve Sayın Öcalan tarihte de barış için defalarca elini uzattı” diye konuştu. 
 
‘Öcalan’ın barış teorisi silahların susmasından daha fazlasıdır’
 
“Sayın Öcalan pozitif barış teorisini benimsiyor” diyen Franziska Stier,  “Bu çağrı silah bırakmaktan çok daha fazlası anlamına geliyor. Bu bir süreç anlamına geliyor. Sayın Öcalan'ın pozitif bir barış tanımı var ve bu silahların susmasından çok daha fazlasıdır.  Evet, silahla bir savaş kazanabilirsiniz ama silahla barış yaratamazsınız. Bu ancak insanların birbirleriyle konuşarak, anlayış yaratarak ve birbirleriyle dayanışma kurarak siyasi bir sürecin parçası aracılığıyla olabilir. Bu olumlu bir parça ve biz şu an bu süreçten de çok uzaktayız. Bazı demokratik değişiklikler önümüzde duruyor; siyasi tutsaklar için bir af örneğin bunlardan biri, kayyım sistemi, muhalefete yönelik baskı ve şiddetin durdurulması ya da uluslararası hukuk kurallarının uygulanması ve Türkiye'de demokratik bir uygulamaya dönüştürülmesi gibi birçok örnek sayabiliriz. Birçok durumun demokratik muhalefette tartışılması ve müzakere masasına konulması gerekiyor, barış süreci ancak bu koşullarla olur” sözlerini kullandı. 
 
 ‘Bu sadece Öcalan’ın değil Kürt halkının talebidir’
 
Türkiye’nin yapılan bu çağrıya nasıl yanıt vereceğine ilişkin ise Franziska Stier şunları belirtti: “Türk devletinin bu çağrıyı ve talepleri duyacağına dair umudum var çünkü bu sadece Abdullah Öcalan'ın talebi değil, bir bütünen Kürt halkının talebidir.  Seçim gözlemlerimde de bunu birkaç kez duyduk; Halkın barış istediğini, halkın özgürlük istediğini, halkın kendileri için eşit haklar talebini duyduk. Ve her seçimde Kürt halkı şunu gösterdi:  Bunun için güçlü ve sivil bir şekilde mücadele ediyorlar. Ama aynı zamanda Türk devletinin halkın iradesini kabul etmediğini de gördük. 
 
‘Güveni yeniden inşa edecek demokratik reformlar gerek’ 
 
Bence Türk devleti geçmişte de yakın zamanda da halkın iradesine saygı duymadığını gösterdi. Kürt bölgelerindeki halkın iradesine saygı gösterilmediği sürece çok büyük demokratik reformlara ve belki de özerk bir bölge inşa etmeye ihtiyaç var. Bu aynı zamanda Türk devletine olan güveni yeniden inşa etmek için gereken bir süreçtir. Bu güveni inşa etmek çok karmaşık bir durum çünkü güven her kayyımla, her baskıyla, her işkenceyle yok ediliyor ve geçmişte de bu çok fazla yaşandı.”
 
 ‘Çağrı tüm demokratik yapılarla tartışılmalıdır’
 
“En önemli şey Kürt halkının kendi deneyimlerinden dolayı bu konuda uzman olduklarını bilmeleridir. Barış süreci için el uzatma konusunda uzmanlar” diyen Franziska Stier, “Kürt halkı barış süreci için defalarca kez elini uzattı. Abdullah Öcalan'ın sondaki çok kısa açıklamasının, taleplerin, koşulların oluşturulması ve Türkiye'nin yeniden demokratikleşmesi için bir proje hazırlanması amacıyla tüm demokratik yapılarda tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Bence bu koşulları sağlamak için birlikte çalışan çok güçlü bir sivil toplum var ve sivil topluma çok güveniyorum” sözlerini kullandı. 
 
 ‘Onca savaş ve tutsaklıktan sonra en güçlü barış ifadesidir’
 
Devamında ise Franziska Stier şunları söyledi: “Umarım nekropolitikalar sona erer. Bence bu önemli çünkü Türk hükümeti de insanları ölüme sürükleyen, daha fazla şiddet uygulayan ve benzeri şeyler için nekro siyaseti kullanıyor. Bu faşist bir taktiktir ve şunu açıkça belirtmek isterim ki öldürmek ve ölmek asla iyi bir şey değildir. Abdullah Öcalan'ın açıklamasında gerçekten takdir ettiğim bir nokta var. En önemli nokta da Abdullah Öcalan'ın temel mesajının defalarca barış için ellerini uzatması ve bunu herhangi bir intikam duygusu olmadan yapıyor olması. Bu da barış süreci için ve tüm siyasi baskılardan, tutsaklıklardan, bu savaşta yaşamını yitiren tüm insanlardan sonra bile atılması bunu özellikle güçlü kılıyor. Bu barış için çok güçlü bir ifadedir.”
 
**Nekropolitika, toplum bireylerinin yani insanların nasıl yaşayabileceğini ve nasıl ölmesi gerektiğini dikte etmek için sosyal ve politik gücün kullanılmasını içeren siyasal temelli bir kavramdır.