
Abdullah Öcalan'a ev sahipliği yaptı: 26 yıldır odayı hiç değiştirmedi
- 09:31 14 Şubat 2025
- Güncel
Beritan Canözer
HABER MERKEZİ - 26 yıl önce Abdullah Öcalan’a ev sahipliği yapan Ressam Eleni Vasilopulou, kaldığı odanın hala durduğunu ve kendisinden etkilendiğini kaydetti.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen 15 Şubat Komplosu’nun 26’ncı yıl dönümünde, halklar İmralı tecridinin kırılmasını bekliyor. Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat komplosundan bir süre önce 29 Ocak 1999’da 24 saatini Yunanistanlı yazar Voula Damianakou ve ressam olan kızı Eleni Vasilopulou’nun evinde geçirdi. Komplonun yıldönümünde mikrofonumuzu Eleni Vasilopulou’ya uzattık.
Abdullah Öcalan’ın kaldığı ev, Yunanistan’ın küçük bir kasabası olan Marathon’da bulunuyor. Eleni Vasilopulou’nun evine ulaştığımızda, küçük bir bahçesi ve meyve ağaçları olduğunu görüyorsunuz. Ev oldukça eski, ancak dışarıdan camların ardındaki nostaljik havayı görmek mümkün. Eleni Vasilopulou bizi kapıda karşıladı ve yüzümüze bakarken hissettiği duygunun sıcaklığını derinden hissettik. Eve girdiğiniz gibi içeride sizi onlarca kitabın içinde olduğu bir kitaplık, vintage bir ayna ve üzerinde 90’lar ile 2000’lerde çekilmiş fotoğraflar bulunuyordu. Bir odayı işaret ederek geçmemizi istedi. Oda koca bir tarih gibiydi. Odaya girdiğinizde ilk dikkatinizi çeken ise karşı duvarda asılı olan Abdullah Öcalan’ın portre tablosu oluyor. Etrafında onlarca asılı fotoğraf var. Siyah-beyaz fotoğraflar ve bir kenarda toplanmış onlarca kitap, yıllardır biriktirilen gazeteler, dergiler, kendi çizdiği resimler… Oda, bir sanat galerisi gibi…
Eleni Vasilopulou ile sohbet edecek olmanın heyecanı sarıyor bizi. Evin atmosferi heyecanımızı daha da artırıyor. Birer kahve içtikten sonra makinaları kuruyoruz ve sorularımızı soruyoruz. Eleni Vasilopulou, Abdullah Öcalan’ın evlerinde misafir olmasının ardından Kürt halkı ve mücadelesi ile ebedi bir dostluk yakalar.
Abdullah Öcalan’ı Voula Damianakou’nun evine dönemin Yunanistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Antonis Naksakis götürür. Eleni Vasilopulou, Antonis Naksakis ile tanışıklıklarının PASOK hükümeti dönemine dayandığını belirterek, bir aile dostluklarının olduğunu ifade ediyor. O dönem Abdullah Öcalan hakkında birçok şeyin Antonis Naksakis ile geçen sohbetlerinden öğrendiklerini belirten Eleni Vasilopulou, “Ocak ayıydı, çok soğuk bir gündü ve saat akşam 8’e yakındı. Annem biraz boğazının ağrıdığını söyledi. Ben de sıcak bir şeyler yapmak için mutfağa geçtim. Mutfağa geçtiğim sırada annemin, ‘Kimsin, kimsin’ diye bağırma sesini duydum. Karanlık olduğu için pencereden dışarıyı göremiyordu. Bahçeden ayak sesleri geliyordu ve annem biraz korkmuştu. Ben de sesi duyunca direk kapıya geçtim. O anda, ‘Eleni aç kapıyı’ diye cam tarafından bir ses duydum ve sesten Naksakis olduğunu anladım. Kapıyı açtım. Stresli ve tedirgindi. Bize bir şey diyeceğini anladık. Naksakis, direk konuya girdi ve ‘Voula, Öcalan’ın buraya gelmesi lazım. Başka gidecek yer bulamadık’ dedi. Annem, ‘Ne zaman?’ diye sordu. Naksakis, ‘Şimdi’ dedi. Annem, Nerede Öcalan’ dedi ve Naksakis, ‘Dışarıda, arabada. Öcalan’ı buraya kabul etmeniz gerekir. Yabancı istihbarat güçleri takip ediyor. Durum kötü’ dedi. Annemin rengi attı. Annem o ara biraz daha düşündü ve Naksakis’e, ‘Öcalan’ı hemen içeriye getir’ dedi" diye anlattı.
Eleni Vasilopulou, Abdullah Öcalan'la ilk karşılaştığı anı anlatarak, uzun boylu, iyi giyinmiş ve kendinden emin bir yürüyüşü olan bir kişinin arabadan indiğini ve eve doğru geldiğini kaydetti. Eleni Vasilopulou, “Duruşunda hiçbir korku falan yoktu. İki tane büyük valizi vardı. Ayrıca Rozerin ve iki kişi daha vardı yanında. İçeri girdiklerinde annem, evin biraz dağınık olduğunu söyledi. Rozerin sadece bir gece kalacaklarını ifade etti. Çok şaşkındık ve evde yiyecek, içecek bir şey yoktu. Biraz makarna ve bir de yumurta vardı. Aç olduklarını düşündüm ve mutfağa geçip tencereye su koydum. Ama hala çok şaşkınım, heyecanlıydım ve o şaşkınlıkla makarnayı soğuk suya koymuşum. Öcalan’ın evimize geleceğini hiç düşünmezdim. Onu takip ediyorduk. İtalya’ya gittiğini vesaire basından takip ediyorduk. Daha sonra annem makarnayı soğuk suya koyduğumu gördü. Güldü biraz. O gece makarna ve omlet yaptık. Elimizde yemek olarak verebileceğimiz onlar vardı. Daha sonra nasıl uyuyacağımızı ayarladık. Bizde yatak falan da yoktu. İçerde sadece bir kanepe vardı ve Öcalan’a orayı hazırladık. Hepimiz burada uyuduk. O gece fazla diyalogumuz olmadı. Onlar kendi aralarında uzunca konuştular” dedi.
Eleni Vasilopulou, Abdullah Öcalan evlerinden gittikten sonra annesinin, “Öcalan uluslararası istihbarat örgütlerinin takibinde ve onu bu evden alma ihtimallerini düşündüm. O yüzden o gece tedirgin oldum. Öcalan’ı bu evden alacaklarına ölmeyi tercih ederdim. Böyle bir insanın evimden alınmasını kabullenemem” dediğini aktardı. Eleni Vasilopulou, Abdullah Öcalan’ın geldiğinin ertesi günü sabah yemek ve kahvaltı için markete çıktığını kaydederek, “Saat 11.00 gibiydi geri geldim ve Öcalan odasındaydı. Kapıyı çaldık. Kahvaltıya çağırdık ama önce banyo yaptı” sözlerini kullandı.
Antonis Naksakis’in ertesi gün saat 12.00-13.00 gibi geldiğini ve “Her şey iyiye gidecek” dediğini belirten Eleni Vasilopulou, “Meseleyi tam olarak bilmiyorduk. Ama Naksakis'in bize dediğine göre Pangalos’u görmüş, konuşmuş ve bize, iyi haberleri olduğunu söyledi. Bize, Öcalan ile ilişkilerinin iyi olduğunu ve Öcalan’a iltica verme durumlarının olduklarını belirtti. Benim düşüncem, Öcalan’ı almak için Naksakis’i bu şekilde kandırmışlar. Ayrıca Naksakis, Öcalan ve Dışişleri Bakanı Pangalos ile Atina’da bir otelde görüşüp detaylı konuşmaları gerektiğini belirtti. Gördüğümüz kadarıyla Öcalan onlara inanıyordu ve güveniyordu. Akşam saat 20.00'de gelip Öcalan’ı alacaklarını söylediler. Öyle kararlaştırmışlar. Daha sonra Naksakis gitti. Biz öğlen yemeğini yedik. Annem ve Öcalan arasında çeşitli konular üzerine uzun bir konuşma oldu” dedi
BBC haberlerinde komplonun mesajı
Eleni Vasilopulou sözlerine şöyle devam etti: “Saat 18.00 gibi Türkçe BBC kanalını dinliyorduk. Biz ne dediklerini anlamıyorduk. Ama BBC haberlerinden sonra Abdullah Öcalan’da bir tedirginlik hissettim. Bir ara elini kafasına koydu, düşünceli ve biraz üzüntülüydü. Haberler bittikten sonra ‘Ne oldu’ diye sorduk. Öcalan, ‘Beni arıyorlar ve hepsi peşimde. Ben onların elindeyim. Nereye gidersem gideyim avuçlarına düşmüşüm’ gibi bir yorum yaptı. İkinci gün akşama doğru istihbarat ekipleri evin etrafında dolaşmaya başladı ve Naksakis bundan habersizdi. İlk gece buralar sakindi ve dışarıda herhangi bir anormallik yoktu. Ama ikinci gün akşama doğru dışarısı hareketliydi. Saat 8 gibi Naksakis ve eşi geldi. Daha sonra Naksakis bir telefon görüşmesi yaptı ve dışarıdakilerin kimin adamları olduğunu teyit etmeye çalıştı. Naksakis’in konuşmalarından anladığımız; dışarıdakiler Yunanistan istihbaratının adamlarıydı. Naksakis de dışarıdakilerin kendilerinden olduğunu anlayınca rahatladı. Naksakis’in eşi, dizlerinin titrediğini ifade ederek, korkup korkmadığımı sordu. Yani bütün dünyanın istihbaratının peşinden olduğu bir adamı bize getirmişler ve üstüne korkup-korkmadığımı soruyor."
‘Bu mücadelenin başarıya ulaşacağına inancım tam’
Daha sonra Antonis Naksakis’in evine iki araç olarak geçtiklerini ve kendisinin de yardımcı olmak için onlarla oraya gittiğini izah eden Eleni Vasilopulou, gidiş ve eve dönüşte istihbarat tarafından takip edildiğini, Abdullah Öcalan’ın toplamda 24 saat evlerinde kaldığını sözlerine ekledi. Eleni Vasilopulou, "Ondan sonra Öcalan ile bir diyalogumuz ve ilişkimiz olmadı. Ama Kürtlerle ilişkimiz bu süreçten sonra oluşmaya ve gelişmeye başladı. Annem bu süreçten sonra ‘Öcalan Evimde’ adlı bir kitap ile çeşitli yazılar yazdı. Daha sonra iki kitap daha yazdı. Biri de biz 10 kişinin Öcalan’a yardımdan yargılandığımız dava üzerine. Kaçak birine yardım etmekten 2003’te bize dava açıldı. Ayrıca Öcalan’a da Yunanistan’a kaçak girmekten dava açtılar. Naksakis’de bu dava da yargılandı. Fakat dava sonucunda hepimiz beraat ettik" ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan’a yönelik komploya dair değerlendirmelerde bulunan Eleni Vasilopulou, Simitis hükümeti döneminde böyle bir şeyin olmasının en kötü sonucu ortaya koyduğunu ve o dönemde rol alan devlet görevlilerinin yazdıkları kitapların genellikle kendilerini kurtarmak için yazıldığını ve hepsinin yalanlarla dolu olduğunu vurguladı. Eleni Vasilopulou, Abdullah Öcalan’a yardım ettikleri gerekçesiyle Yunanistan hükümeti tarafından yargılandıklarını söyleyerek, daha sonra davanın düştüğünü kaydetti. Eleni Vasilopulou, Abdullah Öcalan’ın vermiş olduğu mücadelenin önemli bir mücadele olduğuna değinerek, “Bu mücadelenin başarıya ulaşacağına inancım tam” dedi.
Abdullah Öcalan ile ilgili daha sonra takip ettiği haberlerden ve süreçten çok etkilendiğini söyleyen Eleni Vasilopulou, kaldığı odayı değiştirmediğini ve o odada kimsenin kalmadığını belirtti. Eleni Vasilopulou, annesinin o döneme dair yazmış olduğu kitap için, “Bizi ve Öcalan’ı eleştirenlere karşı bir cevap” diye belirtirken, aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın resmini tabloya çizdiğini aktardı.