WAN– DEM Parti belediyelerine yönelik kayyım atamalarına tepki gösteren kadınlar, 'Seçtiğimiz belediye eşbaşkanları kayyım atamalarıyla görevden alınıyor. Bu durum, tek adam yönetimi anlayışının bir sonucu. Kürt halkı buna karşı birlik olmalı ve direnmeli. Türkler barış ve kardeşlikten bahsediyor, ancak pratikte bunun aksine hareket ediyorlar' ifadeleriyle kayyım uygulamalarını eleştirdi.

 

İktidarın bir politika haline getirdiği kayyım atamaları, üç dönemdir devam ediyor. İlk olarak 2016’da başlayan belediyelere kayyım atamaları 2024 yerel seçimlerinden sonra da seçimin üzerinden henüz iki ay geçmişken Colemêrg (Hakkari) belediyesine atanarak devam etti. Kayyım atamaları Colemêrg ile sınırlı kalmadı. 30 Ekim 2024’te CHP’li Esenyurt belediyesine, 4 Kasım’da Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)’li Mêrdîn (Mardin) Büyükşehir Belediyesi, Elîh (Batman) Belediyesi ve Riha (Urfa) Xelfetî (Halfeti) Belediyesi'ne kayyım atandı. Ardından 22 Kasım’da DEM Partili Dêrsim belediyesi ve CHP’li Pulur (Ovacık) belediyelerine kayyım atamaları oldu. Sonrasında kayyım ataması 29 Kasım’da DEM Partili Wan’ın Miks (Bahçesaray) belediyesine, yine DEM Partili Mersin’in Akdeniz belediyesine ise 14 Ocak’ta kayyım atandı.

 

Son olarak ise gazetecilik yaptığı dönemde hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla dava açılan Sêrt (Siirt) Belediye Eşbaşkanı Sofya Alağaş, 28 Ocak’ta Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. İçişleri Bakanlığı, 29 Ocak’ta Sofya Alağaş'ı görevden alarak, yerine valiyi kayyım olarak atadı.

 

Üç dönemdir devam eden kayyım atamalarına ilişkin halk kayyımı kabul etmediğini dile getirirken, Wan sokaklarında kayyım atanmalarına ilişkin kadınlara mikrofon uzattık.

 

‘Kürt halkının iradesi de yok sayılıyor’

 

Ardından konuşan Miyeser Korkmaz da kayyım politikalarını çok yanlış gördüğünü ve bunun zulüm olduğuna dikkat çekerek, “Bu hakarettir. Kürt halkını hep ezdikleri için iradesi de yok sayılıyor. Halkımız ezilmeye mahkum bırakılmış. Kayyımlara karşı Kürt halkı ayaklanmalı ve birbirini sahip çıkmalı. Buraya da kayyım atanmasından bahsediyorlar. Böyle bir durumda Wan halkı elinden geleni yapmalı ve sessiz kalmamalı” dedi. 

 

 ‘Kayyımları istemiyoruz’

 

Bedriye Çiftçi de kayyım atamanın doğru olmadığını dile getirerek, “Biz Kürtler de insanız. Hepimiz kardeşiz. Türkler bir yandan barış, kardeşlik istediklerini söylüyorlar ama diğer yandan kardeşçe yaklaşmıyor, öldürüyorlar. Kürtlerin gözünü açmasına bize izin verilmiyor. Bizim hep geri kalmamızı istiyorlar. Biz kayyımları istemiyoruz. Herkes ayağa kalkmalı buna karşı” şeklinde konuşurken, Nurdan isimli kadın ise, “Kürt halkı gidip oy kullanıyor belediyeleri kazanıyor ama yine onlardan geri alınıyor” sözleriyle kayyıma tepki gösterdi.  

 

 ‘Tek adam olmak için kayyım atıyor’

 

Daha sonra mikrofon uzattığımız ve isimlerini vermek istemeyen iki kadın ise, “Tüm Kürtler için mücadele ediyoruz. Şimdi de bir süreçten bahsediliyor ama kandırıyorlar bizi. Seçim süreçlerinde oy kullanma günü geldiğinde gidip oyumuzu kullanıyoruz. Belediye eşbaşkanlarımızı seçiyoruz ama sonra yine kayyım atıyorlar. Kürt halkı da insan değil mi? Onlar da insan biz de insanız. Neden bize böyle davranıyorlar. Belediyelere kayyım atanmasının amacı halka her istediğini yapmak. Yani aslında tek adam olmak istiyor o yüzden kayyım atanıyor. Kayyım atamalarına karşı halk direnmeli, haklarını savunmalı ve birlik olmalı. Kayyım atamalarını istemiyorum” ifadelerini kullandı.