‘‘Yenidoğan çetesi’ büyük çöküşün en somut örneğidir’

  • 23:57 18 Ekim 2024
  • Güncel
HABER MERKEZİ -  Bebeklerin ölümüne neden olan “Yenidoğan çetesi”ne dair açıklama yapan DEM Parti ve TTB, “AKP’nin yıllardır uyguladığı kapitalist neoliberal politikaların sağlık sistemimizde yarattığı büyük çöküşün en somut kanıtıdır” dedi. 
 
İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan ve haksız kazanç elde eden “yenidoğan çetesi”ne tepkiler sürüyor. 
 
‘AKP’nin neolibarel politikalarının çöküşüdür’
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) X hesabından paylaştığı açıklamada, özelleştirme politikasına dikkat çekti. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Yenidoğan çetesi skandalı, AKP’nin yıllardır uyguladığı kapitalist neoliberal politikaların sağlık sistemimizde yarattığı büyük çöküşün en somut kanıtıdır. AKP iktidarının sermaye dostu politikaları, sağlığı bir insan hakkı olmaktan çıkarıp ticari bir metaya dönüştürmüş, sağlık hizmetlerini yalnızca para kazanma aracı haline getirmiştir.
 
‘Sağlık sistemin sonucu’
 
Bugün yaşadığımız bu çete olayı, aslında sağlıkta özelleştirmenin, kamu yararını değil, sermayeyi önceleyen politikaların doğal sonucudur. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ilk gününden itibaren uyardık: Sağlık, kâr amacı güdülerek sunulamaz. Kâr amacıyla sunulan her hizmet, kaçınılmaz olarak insan hayatını değersizleştirir. AKP’nin hastaneleri özelleştirip, özel sektörü güçlendirdiği her adımda, sağlık hizmetlerinin niteliği düşerken, halka maliyeti artmıştır. Bugün kamu hastanelerinde dahi temel sağlık hizmetlerine ulaşmak neredeyse imkânsız hale gelmiş, sağlık sistemine olan güven yerle bir olmuştur. Bu skandalların, 'sağlıkta dönüşüm' adı altında uygulanan politikaların sonucunda ortaya çıktığı açık bir gerçektir."
 
TTB’den açıklama: Yakından takip ediyoruz
 
Türk Tabipleri Birliği (TTB) de açıklama yaparak tepki gösterdi. Açıklamada, "İstanbul’da çok sayıda bebeğin, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde anlaşma yapılmış özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiğine, bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız gelir elde edildiğine ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiğine ilişkin haberleri Türk Tabipleri Birliği olarak yakından takip etmekteyiz” denildi. 
 
İstanbul Tabip Odası inceleme başlatı
 
İstanbul Tabip Odası’nın konuyla ilgili inceleme başlattığı belirtilen açıklamada, “Süreci hızlı ve titizlikle yürütmekte olduğunu kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Olayla ilgili kamuoyuna yansıyan ayrıntıların hekimlik değerleri bir yana, insanlık ile bağdaşmayacak nitelikte olduğu ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği açıktır. Bizce çok açık olan bir diğer husus ise; bu olayın, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koymuş olmasıdır” ifadelerine yer verildi. 
 
‘Sağlık sistemimizi çürütmüştür'
 
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çürütmüştür. Sağlık Bakanlığı’nı halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarını boşa harcayan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikaları bir an önce terk etmeye çağırıyoruz. Halkın eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemi hayata geçirilmelidir. Ülkemizin maddi ve insan kaynakları bunu yapmaya yeterlidir."