Abdullah Öcalan: Biz her türlü çözüme varız!

  • 09:05 17 Ekim 2024
  • Güncel
ANKARA – PKK Lideri Abdullah Öcalan, AKP-MHP yeniden Anayasa tartışmalarını gündeme getirirken, “Kürt realitesi parlamento tarafından kabul edilmeden nasıl anayasa yapacaksınız? Biz her türlü çözüme varız, tekrar barış elimi uzatıyorum” dedi.
 
Her yasama döneminde AKP-MHP iktidarı “Yeni Anayasa’ tartışmalarını gündeme getirirken Kenan Evren’in eseri olan “1982 Darbe Anayasası”na karşı “yeni ve sivil anayasa” çağrısı yapıyor. Mevcut 1982 Anayasası’nın zeminini atan 1924 Anayasası, 1921’in demokratik değerlerini hiçe sayarak “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ibaresinden tüm halkları “herkes Türktür”e geçiş yaptırdı. 
 
Irkçı ve milliyetçilik temelinde dizayn edilen bu anayasanın değişimi için AKP 2002 yılında iktidara geldiğinden beri vaatlerde bulundu. “Sivil ve demokratik anayasa” diyerek ortaya atılan AKP, 22 yıllık iktidarında anayasanın ilk 4 maddesi ile ilgili tek bir somut adım atmadı. Aksine Kürtlere yönelik soykırım ve imha politikalarını derinleştirdi, savaşa yatırımları arttırdı ve mevcut İmralı tecridini son 3 yıldır soykırım ve işkence sistemine dönüştürdü.
 
İktidar İmralı’nın ayağına gitti 
 
Hem Türkiye iç siyasetindeki çöküş, toplumsal ve ekonomik olarak çözülmeler hem de Orta Doğu’daki savaşta yer bulma talebi, AKP-MHP iktidarının Kürt halkına nihai mecburiyetini bir kez daha göstermiş olacak ki, son olarak 1 Ekim’de Meclis açılışından bu yana Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM Parti) ve Kürt halkına iktidar tarafından bir yöneliş gündemden düşmüyor. En nihayetinde DEM Parti’ye gidilmiş gibi görünse de dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından yapılan açıklamalar iktidarın Orta Doğu ve kendi sistemsel krizinde İmralı’dan “çare” beklediğini ortaya koydu. Devlet Bahçeli’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’a çağrısı, İmralı ile bir görüşmeyi elzem kılıp ve bu çağrıya bir cevabı gerektirirken hem Anayasa hem de Orta Doğu çıkmazına ilişkin PKK Lideri cevabını ortaya koydu.  
 
‘Son 40 yıllık şiddeti aştıracak bir anayasa olmalı’
 
PKK Lideri, derinleşen sorunun çözümü noktasında bugüne kadar birçok kez “yeni anayasa” çağrısını yeniledi. Abdullah Öcalan, avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde sık sık Kürt sorununun demokratik çözümü için “demokratik anayasa” önerisinde bulunarak, İmralı Görüşme Notları’nda bu yeni anayasaya ilişkin “Son kırk yıllık şiddeti Türk ve Kürt halkına aştıracak bir anayasa olmalı… Kürt halkının varlığı henüz devlet tarafından kabul edilmemiş. Varlığının kabul edilmesi gerekir. Bu konuda 1921 Anayasası’nı ve yirmi maddelik Kürt Reform Tasarısını esas alabilirsiniz” değerlendirmesi yaptı. 
 
‘Demokratik ulus anlayışı temelinde bir anayasa olmalıdır’
 
Abdullah Öcalan, 2007’de avukatlarıyla yaptığı görüşmede, 1921 Anayasası’nı defalarca hatırlatarak, Anayasa’ya “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası bütün kültürlerin demokratik bir şekilde varlığını ve kendini ifade etmesini kabul eder. Biz her türlü çözüme varız, tekrar barış elimi uzatıyorum. Demokratik Anayasa Kongresi’ni Türkiye için önermek gerekir. Bir ay içinde toplanabilmelidir. Biliyorsunuz, anayasa tartışmaları var. Toplumsal anlamda Türkiye’nin demokratikleşmesine pek çok çevre inanıyor. Demokratik ulus anlayışı temelinde bir anayasa olmalıdır. Bu hedefle bir Kongre oluşturulmalıdır. Bu kongre anayasa yapılıncaya kadar sürebilir. Devletin demokratikleşmesi çerçevesinde bir anayasa yapılmalıdır. Bu kongre, Kürtlerle devletin nasıl bir ilişki kuracağını anayasal çerçevede belirler. Demokratik bir anayasanın ilkelerini, esaslarını tartışabilir. Toplumsal anlamda önemlidir. Kürtlerin de Türklerle nasıl yaşayacağını belirlemesi gerekir. Bu, cumhuriyetin demokratiklik ilkesinin öne çıkarılması demektir. Ayrılık ya da başka anlam içermiyor” sözlerini kullandı.
 
‘İsteğimiz sürdürülebilir demokratik birlikteliktir’
 
Anayasanın evrensel değerleri taşıması gerektiğinin altını çizen Abdullah Öcalan, 2008 yılındaki görüşmede ise şunları söyledi: “Bu değerlerin yanında Kürt hakları da anayasal güvenceye alınırsa, ciddi bir çözüm gelişir. Ben yine tekrar ediyorum, bu sorun yüz yıllık, iki yüz yıllık bir sorundur. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Sorunu ben çıkarmadım. Bu sorunu ben Ankara’da önümde buldum. Kürt sorununun çözümü ancak demokratizmle mümkündür.
 
Bizim istediğimiz Türklerin ve Kürtlerin sürdürülebilir demokratik birliktelikleridir. Bizim sınırlarla bir sorunumuz yok. Kürt sorunu, demokratik değer ve ilkelerle anayasada yapılacak bir takım değişikliklerle çözülebilir. Bizim istediğimiz, demokratik bir siyasetin önünün açılmasıdır. Bu gerçekleşirse, Türkler ve Kürtler Ortadoğu’nun en gelişkin toplumları olurlar. 
 
Demokratik siyaset imkânı verilirse…
 
Türklerin ve Kürtlerin kardeşliğinden bahsediliyor, sadece söylemelerine gerek yok, Kürtler ve Türkler zaten kardeştir ama bu kardeşlik ve birlikteliklerini demokratik stratejik bir noktaya getirebilirlerse, bu önemlidir. Yani ihtiyaç olan, aralarındaki ilişkilerin demokratizasyonu ve koordinasyonudur. İlişkilerin demokratikleşmesidir. Ben daha önce de ifade etmiştim; bana demokratik siyaset yapma fırsatı verilirse, ben bütün Türkiye halkına hitap edersem, halkın yüzde 90’ı beni desteklemezse, o zaman beni asabilirsiniz. Bana demokratik siyaset imkânı verilirse, bir bölücülük görürseniz, o zaman bana bölücü diyebilir, beni asabilirsiniz. Bizim isteğimiz, gerçek demokrasi ilkeleridir, demokratik birlikteliktir. Yine de demokratik bir adım gelişirse, halkların demokratik ilişkileri için önemli olur. Türklerin içinde de gerçek demokrasi istemleri olan çok kimse var. Ama bunların hayata geçirilmesi önemlidir.”
 
‘1921 Anayasası’nı yeniden güncelleyelim’
 
Çözüm için 1921 Anayasası’nın esas alınması gerektiğini belirten Abdullah Öcalan, 22 Mayıs 2009 ve 2010 tarihinde gerçekleştirilen görüşmede, “Ben bundan başka bir belge tanımam. Bu tarihi bir belgedir. Bunun üzerine yoğunlaşacağım. 1921 Anayasası ayrılıkçı bir anayasa değildir, birleştiricidir, Misak-ı Milli sınırlarını kapsar, ayrışma yoktur. Kurdistan milletvekilliği vardır, Kürtler için muhtariyet vardır. 1921 Anayasası demokratik çerçevede bir anayasadır; Kürtlerle Türklerin ortak ulusal kurtuluş belgesidir. Bu anayasa Kürtlerle Türklerin ortak anayasasıdır. İçinde Kürtlere muhtariyet vardır. Musul-Kerkük’ü de içine alıyor, Suriye ve Irak’taki Kürtleri de içine alıyor, hatta Türkmenleri de içine alıyor. Ben bugün bu bölgeleri içine alsın demiyorum ama diyalog olmalıdır ve oradaki Kürtler için bir çözüm gündeme gelmelidir. Şu anda AKP anayasası ile de Kürtler inkar edilmeye devam ediliyor. Ben demokratik anayasa diyorum, komplocu anayasa ile olmaz. Ben, gelin 1921 Anayasası’nı yeniden güncelleyelim diyorum Bu sürece herkesin sorumlulukla yaklaşması gerektiğini söylüyorum, biz üzerimize düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getiriyoruz. Bu çözüm tartışmalarına sadece hükümetin değil, muhalefetin de sorumlu yaklaşması gerekiyor” sözlerini kullandı.
 
‘Milyonların iradesi gözardı ediliyor’
 
Abdullah Öcalan, 2010 yılında yapılan görüşmelerde, Anayasa tartışmalarına dair “Anayasa işi öyle basit değil, öyle safsata değildir, yaz-boz kağıdı değildir” diyerek şöyle devam etti:  “Anayasa, egemen güçlerin birbirleriyle olan ilişkilerini ve halkın bunlarla ilişkilerini, hukukunu düzenler. Bu nedenle çok önemlidir. Anayasa bir toplumsal sözleşmedir, toplumun taleplerinin ortaklaşmasıyla olur. 1921 Anayasası, eksiklikleri olsa da bu niteliği yansıtıyordu. Önemli olan mevcut anayasada kendisini ifade etme imkanı bulamayan sınıfların, grupların, kesimlerin sesi olabilmektir. Önemli olan milyonlarca yoksulun, emekçinin haklarının anayasal güvenceye alınmasıdır. Mevcut anayasa ve yapılmak istenen değişiklikler sadece CHP’nin, MHP’nin ve AKP’nin taleplerini karşılıyor. Milyonların talepleri gözardı ediliyor. Eğer samimilerse, neden bunların talepleri de görülmüyor? Bu şekilde milyonlarca ezilenin iradesinin Meclis’e yansımasına engel oluyorlar.
 
‘Herkesle görüşün diyorum’
 
Eninde sonunda çok kan dökülse de gelinecek nokta çözümdür, çözüm galebe çalacaktır. Bu kadar acı çekmeden, bu kadar kan dökülmeden çözümün sağlanması için çabalıyorum. Bunun için demokratik anayasa çalışmalarını yoğunlaştırın diyorum. Bu çerçevede herkesle görüşün diyorum. Demokratik anayasa çerçevesinde kim ilkeli davranıyorsa, onunla demokratik anayasa konusunda ittifak yapılabilir.”