Hak ve hukuk örgütleri: Muharrem Aksem’in faili devlettir

  • 13:43 31 Mart 2022
  • Güncel
İZMİR - Muharrem Aksem’in ölümüne ilişkin Bayraklı Adliyesi önünde açıklama yapan hak ve hukuk örgütleri  “’Devletin bekası adına’ hukukun işletilmediği bilinen bir olgudur. Devlet bölgede yasasız ve hukuksuz olarak egemenlik sürdürmek istemekte” diyerek sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti. 
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD)  İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Urfa’nın Eyyübiye İlçesinde  özel harekat polislerinin atış talimi yaptığı yerde vücut bütünlüğü bozulmuş şekilde katledilmiş halde bulunan 16 yaşındaki Muharrem Aksem’ın ölümüne dair açıklama yaptı. Bayraklı Adliyesi C Kapısı önünde yapılan açıklamada “Ellerinizi çocukların üzerinden çekin yaşam hakkı kutsaldır” yazılı pankart açılırken avukatlar “Katil devlet hesap verecek" sloganları attı. Basın metnini Avukat Erdoğan Akdoğan okudu.
 
‘Soruşturma makamları kamuoyunu bilgilendirmek zorunda’
 
Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesine bağlı Çalışkan köyünde Muharrem Aksem isimli çocuğun katledilişine ilişkin olayın üzerinden bir hafta geçmesine rağmen öldürülüş biçimi hakkında ilgililer tarafından bilgi verilmediği belirtilen açıklamada “Atış talimi sırasında öldürüldüğü veya oraya bırakılan bir mühimmatın patlamış olması sonucu hayatını kaybettiği” şeklindeki iddiaların bulunduğuna dikkat çekildi. Açıklamada “Öldürücü mermiler yahut mühimmat parçaları Muharrem Aksem’in vücuduna ne şekilde girerse girsin bu bir olay değil cinayettir. Soruşturma makamlarının diğer cinayet vakalarında olduğu gibi burada da kamuoyunu bilgilendirmemesi, soruşturmanın hukuka aykırı şekilde yürütüldüğüne işarettir. Nitekim soruşturmalar hukuka uygun yürütülse dahi bilgiler gerçeğe uygun olarak kamuoyu ile paylaşmamaktadır” denildi. 
 
Fail doğrudan devlettir
 
Çocuğun katledildiği bölgenin uzun süredir özel harekat polisleri tarafından atış talim alanı olarak kullanıldığını belirtilen açıklamada, katliamın failinin doğrudan devlet olduğuna dikkat çekildi. Devletin onlarca yıldır bölgeyi “sıcak savaş” alanı olarak tuttuğuna dikkat çekilen açıklamada “ Sıcak savaş alanlarında ‘devletin bekası adına’ hukukun işletilmediği bilinen bir olgudur. Devlet bölgede yasasız ve hukuksuz olarak egemenlik sürdürmek istemekte; durumun, zamanın ve yönetici kişilerin arzularına göre hukuku çiğnemekte, kanunları uygulamamakta veya bütünüyle rafa kaldırmaktadır. Devlet ve kamu görevlileri kendilerini yasalara bağlı görmemekte, devletin bekası ve çıkarı adı altında hiçbir hukuki ve yasal sınır tanımamaktadır. Eğer kendilerini hukuka ve yasalara bağlı saysalardı ister ağır ihmalle ister bilerek böyle bir cinayetin işlenmesi baştan önlenmiş olurdu. Devlet, Karadeniz’de yüzen Ukrayna mayınına gösterilen duyarlılığın daha azını kendi vatandaşından esirgemeseydi; sınırı belirli olmayan ve hiçbir önlem alınmayan atış talim alanlarında kasten ya da ihmalle bırakılan patlayıcılar çocukları öldürmezdi” ifadeleri yer aldı. 
 
‘Görevlilerin ağır kusur veya kast durumu soruşturulmalı’
 
Bölgede bulunan devlet yöneticilerinin kendilerini ülkenin ve kanunların efendisi olarak gördüğünü ve başta Anayasa olmak üzere pozitif hukuk kurallarını yok sayıldığı belirtilen açıklamada şöyle denildi: “Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü’nce resmi atış ve eğitim alanı olarak kullanılan cinayet alanında eğitim sırasında ve eğitim dışında güvenliğin sağlanmadığı açıkça ortadadır. Eğer gerçekten mühimmat patlaması sonucu cinayet işlenmişse atış alanı ve çevresinin kullanıldıktan sonra güvenlik amacıyla temizliğini yapmayan görevlilerin ihmali ağır kusuru ya da kastlarının olup olmadığı soruşturulmalıdır.  Görevlilerin ihmalle ya da kasten köylülerin yaşam alanına bıraktığı patlayıcılar şimdi, hemen temizlenmeli ve bunları bırakanlar hakkında derhal soruşturma açılmalıdır. Devlet bölgeyi savaş alanı olarak görme, kanunları, hukuku askıya alma politikasından ve pratiğinden vazgeçmelidir.”
 
Açıklamada hukuk örgütleri olarak sürecin takipçisi olunacağı belirtilerek “Cinayetin faillerini teşhir edeceğimizi ve cezalandırılmaları için çaba göstermeye devam edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz” denildi. 
 
 Açıklama sloganlarla son buldu.