
Hasta tutsak Şivekar: Önderliğimize yaklaşım bize yaklaşımdır
- 09:04 4 Nisan 2021
- Güncel
Safiye Alağaş
DİYARBAKIR - Hasta tutsak Şivekar, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı telefon görüşmesinin 4 dakika sonra kesilmesine tepki gösterdi. Yaşananlara tepki olarak ailesi ile sadece 4 dakika telefon görüşmesi gerçekleştiren Şivekar, artık telefon görüşmesine ve görüşlere çıkmayacaklarını belirterek açlık grevi eylemini sürdüreceklerini vurguladı.
22 yıldır İmralı’da ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve milyonlarca insanın siyasi irademdir dediği PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecridin tamamen kaldırılması ve cezaevlerinde artan hak ihlallerinin son bulması talebiyle Türkiye ve bölge cezaevlerinde siyasi tutsakların 27 Kasım itibariyle başlattığı açlık grevi eylemleri süresiz-dönüşümlü olarak devam ediyor. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde 5 yıldır tutsak ve kalp hastası olan Şivekar Ataş, açlık grevi eylemine katılan tutsaklar arasında yer alıyor. Abdullah Öcalan'ın 25 Mart tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan'la yaptığı telefon görüşmesi sırasında görüşmenin kesilmesine tepki gösteren Şivekar bunun kabul edilemeyeceğini belirtti.
Şivekar annesi Rabia Ataş'la yaptığı telefon görüşmesi sırasında tecride ilişkin ve Abdullah Öcalan'ın telefon görüşmesinin kesilmesine yönelik değerlendirmede bulundu. Kızının artık telefon görüşmesine çıkmayacağını söylediğini söyleyen Rabia kızı Şivekar’ın sözlerini aktardı: "Önderliğimiz bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. 4 dakika sonra telefonu üzerine kapatıldı. Bu bize yönelik saygısızlıktır. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Bununla durmayacağız. Eylemimizi bitirmeyeceğiz, ne olursa olsun açlık grevi eylemini sürdüreceğiz. Ya haklarından yararlanacak, ya da biz eylemimizi sürdüreceğiz. Yasal haklarından yararlanması gerekiyor. Gerekirse görüşlere de çıkmayacağız. Ailelerimizi de aramayacağız. Önderliğimize yaklaşım bize yaklaşımdır. Ona yönelik yaklaşımı kabul etmiyoruz. Herkes bunu böyle bilsin."
'Ailesi ve avukatlarıyla görüştürülsün'
Abdullah Öcalan'ın telefon görüşmesinin kesilmesinin yanlış olduğunu dile getiren Rabia milyonlarca insan Abdullah Öcalan’dan bir haber almayı beklediğine işaret etti. Sağlığı ve güvenliği hakkında endişelerinin olduğunu kaydeden Rabia, “Bütün cezaevleri bundan dolayı açlık grevine girmiş. Eğer bir haber alınmazsa çocuklarımız ölüm orucuna girer. Biz zindanlardan cenazelerin çıkmasını istemiyoruz. Sayın Öcalan'da yasal haklarından yararlansın. Ne avukatları görüşe gidebiliyor. Ne ailesi gidebiliyor. Ne telefon haklarından yararlanabiliyor. Sonuçta oda tutsak. Neden haklarından yararlanamıyor. Adalet bakanlığına sesleniyoruz. Siyasi partilere sesleniyoruz. Vicdanlı insanlara sesleniyoruz. Bu sorunun çözülmesi için bir adım atsınlar. Ne olacak. Ailesi ve avukatları hukuki çerçevede görüşsün. Bu en doğal hakkı. Bizim çocuklarımız nasıl bu haklardan yararlanabiliyorsa Sayın Öcalan'da yararlanmalıdır" dedi.
'Biz anneyiz sessiz kalamayız'
Kürtlerin yok edilmek istendiğini vurgulayan Rabia, buna artık son verilmesi gerektiğini söyledi. Rabia, “Öcalan'dan haber alamazsak, dünya daha kötü doğru gider. Haber aldığımız zaman bizler bunun rahatlığı ile yaşıyoruz. Fikirlerini, düşüncelerini esas alıyoruz. Yaşamımız daha güzelleşiyor. Belki de barış sağlanır. Çocuklarımız zindanlardan çıkar. Tecrit sürdükçe her şey daha kötü gidiyor. Zindanlardan cenazeler çıkması halinde, aileler olarak sessiz kalamayız. Bir önceki eylemde kaç kişi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren insanları günahı onların boynunda. Sessiz kalan, gözünü kapatan herkesin bu suçun ortağıdır. Bir kere de ellerini vicdanlarına koysunlar. Hepimiz bu ülkede esiriz. Cezaevinde olanlar da esir, dışarıda olanlar da esir. Böyle gitmemeli. Biz Sayın Öcalan'la görüşmenin gerçekleştirilmesini istiyoruz. Çocuklarımız ölüm orucuna girmek zorunda kalmasın. Biz anneyiz sessiz kalamayız. Yüreğimiz parçalanıyor. Önceki açlık grevi eyleminde 27 gün boyunca sokaklarda polisin önünde durdum. Gerekirse tekrar sokaklara çıkarım. Çocuklarımız eyleme devam ederse çıkarım sokağa. Ben çocuğumdan daha kıymetli değilim. Herkes elini vicdanına koysun" diye konuştu.