Kadınlardan çağrı: Birlik olalım

  • 09:02 1 Nisan 2021
  • Güncel
ANKARA - Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine tepki gösteren DİK üyesi Hatice Kavran ve DİAYDER üyesi Rahime Turan, kadınların sistemin ayıplarını ortaya çıkardığını belirterek, “Bu yüzden de kadını yok etmek istiyorlar. Birliğimizi yaratamazsak çok sayıda tehlike ile karşı karşıya kalacağız” dedi.  
 
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 19 Mart gecesi İstanbul Sözleşmesi feshedildi.  Kadınlar, sözleşmenin feshinin kendileri açısından yok hükmünde olduğunu belirterek bulundukları alanda duruma tepki gösterirken, sözleşmesinin yeniden yürürlüğü girmesi için her akşam ses çıkarma eylemi yaparak duruma tepki göstermeye devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi'ne tepki gösterenlerden biri de, Din Alimleri Derneği (DİAYDER) üyesi Rahime Turan ve Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Hatice Kavran.  
 
‘Sözleşmeyi iki madden kaynaklı feshettiler’
 
İktidarın İstanbul Sözleşmesi'ni iki maddeden kaynaklı feshedildiğini belirten Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Hatice Kavran, “‘Türk aile birliğine’ tehdit olarak görme ikincisi ise LGBT+’İ’leri tehlike halka lanse ettiler. Ankara Sözleşmesi dedikleri sözleşmenin içeriğinde ne olacak bilmiyoruz. Ama İstanbul Sözleşmesi'nde yer alan maddelerin yer almayacağı bir sözleşme olacak. Bu da kadınları eve hapsetme ve LGBTİ+'ların yaşam haklarının ellerinden alması olacaktır. Karşı çıktıkları noktalar bunlar. Eğer gerçekten kadını eve hapsedeceklerse öncelikle AKP’liler Meclis'ten ve her alandan geri çekilsinler” dedi.  
 
‘Her sıkıştıklarında İstanbul Sözleşmesi'ni gündeme soktular’
 
Türkiye’de artık bir günde 3 kadının değil, 6 kadının katledildiğini ifade eden Hatice, “Bu öldürülen kadınların birçoğu eşi tarafından değil, babası, abisi ve erkek arkadaşları tarafından öldürülüyor.  Zihniyetin kadın düşmanlığı üzerinden böyle bir uygulamaya gitmesini kabul etmiyoruz. Uluslararası bir sözleşmenin hukuken hemen geri çekilmesi kolay olmayacak. İlk imza atan bir ülkenin bunca sene sonra kalkıp ‘aile birliğini bozmak’ gerekçesi ile sözleşmeden geri çekilmesi kabul edilemez. İstanbul Sözleşmesi'nin politik nedenlerle geri çektiler. Her sıkıştıklarında İstanbul Sözleşmesi'ni kamuoyunun gündemine soktular.  Sıkışmışlıklarını sürekli HDP, Ayasofya, İstanbul Sözleşmesi ile kapatmaya çalıştılar. Bundan sonra bizi ne bekleyecek bilmiyoruz artık” diye belirtti.  
 
‘Kadın, sistemin ayıbını meydana çıkarıyor’
 
Kadınların can güvenliğinin olmadığını ve tehlike altında olduğunu belirten Din Alimler Derneği (DİAYDER) üyesi Rahime Turan, “Kadınlar her şeyin varlığıdır. İslam’ın, dünyanın varlığıdır. Kadın insanın şah damarıdır. Kadın, sistemin ayıbını meydana çıkarıyor. Bu yüzden de kadını yok etmek istiyorlar. Birliğimizi yaratamazsak çok sayıda tehlike ile karşı karşıya kalacağız. Kapının önüne çıktığımda eve geri dönebilmem için bir yaşam garantim yok. Tehlike ile dışarı çıkıp ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Tehlikedeyiz. En çok da evimizde tehlike altındayız. Evde erkek egemenliği ön plana çıkıyor. Pandemi bir gerekçe ve erkek evde kalan kadına sıkıntı çıkarıyor. Bir olursak bunların önünü alabiliriz” ifadelerini kullandı.