Beraat kararı alan dava HDP iddianamesinde

  • 09:06 29 Mart 2021
  • Güncel
Öznur Değer 
 
ANKARA - HDP’nin kapatılması talebiyle hazırlanan iddianamede siyaset yapma yasağı istenen Barış Akademisyeni Yasemin Özgün, barış bildirisine imza attığı gerekçesiyle yargılandığı ve hakkında beraat kararı verilmiş olmasına rağmen iddianamede isminin olduğunu kaydederek HDP’nin kapatılması davasına tepki gösterdi.
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, 17 Mart’ta Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması ve yaklaşık 700 isme siyaset yasağının getirilmesi istemiyle 609 sayfadan oluşan iddianame hazırladı. Birçok kesim tarafından tepkiyle karşılanan iddianamenin ilk incelemesi için raportör görevlendiren AYM’nin iddianame incelemesi ise 31 Mart’ta yapılacak. İddianameyi usul yönünden değerlendirecek olan AYM, iddianamenin kabul edilip edilmeyeceğine karar verecek. 
 
Aralarında HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş ve HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar’ın da bulunduğu yaklaşık 700 kişiye çeşitli konuşma, paylaşım ve demeçlerinden dolayı siyaset yapma yasağı getirilmek isteniyor.
 
Beraat kararı almak da suç
 
İddianamenin en dikkat çeken yönlerinden biri, suçlama olarak yöneltilen çoğu konuşmaların çözüm sürecinde gerçekleşmiş olması. Yanı sıra, toplumun kutsallarından ve temel inançlarından olan cenazeye katılma ile kadınlar açısından tüm dünyada önemli bir gün olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğine katılma ve orada konuşma yapma gibi ilginç “suçlamalar” da yer alıyor. İddianamenin şüphesiz en çok konuşulan ve herkeste şaşkınlık uyandıran önemli detayı ise yaşamını yitirmiş olan eski Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan’ın yer alması. Şaşkınlığa yol açan bir başka durum da mahkemelerce beraat kararı verilerek kapatılmış dosyaların da bir suçlama olarak iddianamede yer edinmiş olması.
 
 
Hakkında siyaset istenenlerden biri de “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı barış bildirisine imza atan Barış Akademisyeni Yasemin Özgün. Barış bildirisine imza atması dolayısıyla hakkında siyaset yasağı istenen Yasemin, aynı zamanda yargılandığı davada beraat kararı almış bir isim.
 
‘Utanç verici bir karar’
 
İddianame ve HDP’nin kapatılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yasemin, bu duruma hem çok şaşırdığını hem de aslında hiç şaşırmadığını kaydetti. 2015 ve 2016 yılları arasında bölgede yaşanan çatışmalı sürece dair “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attıktan sonra uzun süre listelere bakmaya başladıklarını dile getiren Yasemin, listelere bakmaya ara verdikleri süreçte 687 kişilik yeni bir liste ile karşılaştıklarını belirtti. Kendisiyle beraber çok sayıda arkadaşının da bu listede yer aldığının altını çizen Yasemin, bu kararı “utanç verici” olarak tanımladı. Yasemin bir siyasi partinin kapatılmasının antidemokratik bir işleyiş olduğunu vurgulayarak, o partiyle bir şekilde ilişkilendiği düşünülen o kadar insana siyaset yapma yasağının verilmesinin de o kadar antidemokratik bir durum olduğunun altını çizdi.
 
‘Yeni bir saçmalıkla karşı karşıyayız’
 
“Siyaset yasağı ne demek?” diye soran Yasemin, temel hak ve özgürlüklerinin ellerinden alındığı bir dönemde böyle bir siyaset yasağından bahsedilmesinin bile son derece yıldırıcı olduğuna dikkat çekti. Yasemin, “ İddianamede benim ismimin altında barış imzacısı olmamdan dolayı yargılandığım ve beraat ettiğim dava yer almış. İşin ilginç bir yanı beraat edilmiş bir davayı ve davanın çeşitli aşamalarını sanki farklı davalarmış gibi iddianameye koymak. Eskişehir’de açılan bir dava sonrasında İstanbul’a gitti, oradan tekrar döndü. Davanın seyrini 3 ayrı davaymış gibi iddianameye koymanın kendisi problem. ‘Bu suça ortak olmayacağız’ adlı barış bildirisine imza atmış olmaktan kaynaklanan dava, zaten saçma ama bu davanın HDP’nin kapatılmasıyla ne alakası var? Biz bir grup akademisyen bu bildiriye imza attık. HDP bu olayın neresinde? HDP’nin kapatılmasının bununla nasıl bağdaştırıldığını da anlamış değilim. Bu bildiriyi imzalayan herkes HDP’li değildi, HDP’li herkes de bu bildiriyi imzalamadı. Böyle bir nedensellik bağı da yok. İddianamede vefat etmiş kişilerin isimleri de yer alıyor. Yeni bir saçmalıkla karşı karşıyayız” sözleriyle iddianameyi değerlendirdi.
 
‘İddianame kopyala yapıştır’
 
İddianamenin kopyala-yapıştır sistemiyle hazırlandığına işaret eden Yasemin, bunun insanları etiketlemenin başka bir yolu olduğunu söyledi. Haklarında herhangi bir dava olanların iddianamede yer aldığını aktaran Yasemin, “Bir siyasi partiyi yasaklamanın, kapatmanın ne kadar antidemokratik olduğu da aşikar ve onunla ilişki kurduğu düşünülen bu kadar ismin, siyasetin dışına atılması da en temel haklara aykırı, siyasi parti kurma ve ifade özgürlüğüne aykırı” şeklinde konuştu.
 
‘İsmimi gazetede gördüm’
 
İddianamede isminin yer aldığını gazetede gördüğünü ifade eden Yasemin, kendisine herhangi bir tebliğin de yapılmadığını kaydetti. Yasemin sözlerini şöyle sürdürdü: “Birtakım uydurma gerekçelerle, bunca oy almış, halkın nezdinde karşılığı olan bir partinin kapatılmasını baskıcı bir rejimin uygulamalarından biri olarak görüyorum. Bu kabul edilebilir bir şey değil.”