
Hülya Osmanağaoğlu: Kadınlar itaat etmiyor, özgürleşme adımları atıyor
- 09:03 29 Mart 2021
- Güncel
Nişmiye Güler
İSTANBUL- İstanbul Sözleşmesi’nin feshine dair Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı’nın yaptığı açıklamanın açık bir LGBTİ+ düşmanlığı olduğunun altını çizen bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu, iktidarın Sözleşme'den çekilme amacını şu sözlerle özetledi: “Kadınların erkeklere itaat ettikleri, üç beş çocuk doğurup erkek şiddetine isyan etmedikleri aileleri ön görüyorlar. Ama bu mümkün değil.”
İstanbul Sözleşmesi, 20 Mart gecesi çıkarılan Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile feshedildi. Meclis onayı ile kabul edilen Sözleşme'nin, tek kişinin kararı ile feshedilmesi ise kadınları sokaklara döktü. Günlerdir eylemler yaparak kararın geri çekilmesini isteyen kadınlar, Danıştay’a da iptal başvurusunda bulundu. Alanlarda seslerini yükselten kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi bizimdir” diyor. Bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu, iktidar tarafından hedef gösterilen ve gece yarısı yayımlanan kararname ile feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Bu heteropatriarkanın darbesi’
2020 sürecinde iktidarın pandemi yasaklarını bahane ederek İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi gündemine aldığını hatırlatan Hülya, fakat yapılan anketlerde ülkenin büyük çoğunluğunun buna karşı geldiğini ve tepkilerin yükseldiğini belirtti. Sözleşme'ye AKP seçmeninin de destek verdiğinin altını çizen Hülya, “Hükümet Meclis’ten böyle bir yasal düzenlemeyi geçiremeyeceğini fark etti. Yani Sözleşme'den imza çekme tartışmalarının Meclis’e geldiğinde bu tartışmadan yenik çıkacağını fark etti. Baroların yaptığı açıklamalarda da görüldü ki sözleşmeden hukuksuz bir şekilde çekildi. Bu aslında bir darbe. Erkek egemen sistemin darbesi. Heteropatriarkanın darbesi bu. Meclis’ten geçmesi gerekirken zor yoluyla bu hakka sahip olmayan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Meclis’i bypas ederek, Meclis’in kararlarını hükümsüz kılarak İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekildi” ifadelerini kullandı.
‘Açık bir LGBTİ+ düşmanlığı var’
Kadınların İstanbul Sözleşmesi’ni sahiplendiğini vurgulayan Hülya, kararnamenin yayınlanması akabinde kadınların alanda olduklarını ve eylemlerine halen de devam ettiklerini ifade etti. Hülya, kararname sonrası Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı tarafından yapılan ilk resmi açıklamaya dikkat çekerek, “Eşcinsellik sebebiyle ve aile yapısına verilen zarar nedeniyle geri çekildiklerini açıkladılar. Açık bir homofobi, transfobi, LGBTİ+ düşmanlığı var. Metnin kendisine baktığımızda LGBTİ+’lara dönük bir nefret suçu söz konusu. Eşcinsel olmayı suç haline getirme söz konusu. Sözleşme'den çekilmenin sebeplerden biri Sözleşme'nin bu toplumda LGBTİ+’ların bu toplumun eşit yurttaşları olarak var olma hakkını, erkek şiddetinden, homofobik şiddetten, transfobik şiddetten korunma hakkını ortadan kaldırmak” diye belirtti.
‘Sözleşme uygulanmıyordu’
Kadınların, LGBTİ+’ların, trans kadınların katledilme sebebinin, Sözleşme'nin uygulanmıyor oluşundan kaynaklandığını ifade eden Hülya, polisin de Sözleşme'nin gereklerini yerine getiremediğine işaret etti. Hülya devamında, “Biz çok sayıda kadının karakola başvurmuş olmasına rağmen evine gönderildiği için öldürüldüğünü gördük. Koruma kararı olmasına rağmen korunmadığını öldürüldüğünü gördük. Trans kadınların öldürülmesi durumunda soruşturmaya tabi tutulmadığını gördük. Sözleşme uygulanmıyordu. Çünkü zaten AKP ‘aile dağılıyor’ diyerek, kadınların erkek şiddetinden korunmasının suç olarak tanımladığı için görevleri kolluk olsun, savcılar olsun görevini yapmıyorlar. Kaldı ki tam da insanların güvenliğinden sorumlu olması gereken İçişleri Bakanı’nın ‘LGBT sapkınları’ dediği bir yerde bu Sözleşme'nin hayata geçiyor olması mümkün değildi. Uygulamadıkları Sözleşme'yi kadınların ölümüne engel olmuyor bahanesiyle şu an çektiklerini söylüyorlar. Gerçeklik bu değil. Gerçeklik kadınları aileye hapsetmek, boşanmaları engellemek, erkek şiddetine sessiz kalarak itaat etmelerini sağlamak için bu Sözleşme'den imzayı çektiler” dedi.
‘Açıklamalar erkeklere cesaret veriyor’
İletişim Başkanlığı’nın aile içi şiddete karşı 6284’ü uygulamaya devam edileceği yönündeki açıklamasına da değinen Hülya, “Bunun kendisi bile suç. İstanbul Sözleşmesi ve 6284’te aile içi şiddet sadece evlilik içerisinde kadını erkek şiddetine karşı korumaktan bahsetmiyor. Kadınları her türlü erkek şiddetinden korumaktan bahsediyor. Bu açıklamalarla erkekleri cesaretlendiriyorlar. Erkekler de şu anda şöyle düşünüyor; ‘Evet, kadınların bizden ayrılması, aileyi yıkması suçtur. Devlet bunun gereğini yaptı. Biz şu anda öldürebiliriz.’ Zaten erkekler, bu erkek yargının, erkek iktidarın açıklamalarından güç alarak şu ya da bu bahane ile haksız tahrik indirimini alacaklarını bilerek kadınları öldürüyorlardı. Şimdi cesaretleniyorlar. Çünkü artık biliyor ki yargının önüne gittiklerinde de ‘aileyi yıkmak istiyordu, boşanmak istiyordu’ demenin kendilerine daha az ceza almasını sağlayacağını biliyorlar. Bir nevi bu sözleşmeden imzayı çekmek ile erkeklere ‘eliniz serbest’ demiş oldular” değerlendirmesinde bulundu.
‘Kadınlar özgürleşmek için adım atıyor’
“AKP kendi ajandasına uygun olarak son 15 yıldır sistematik olarak aileyi güçlendirmekten bahsediyor” diyen Hülya, aileyi korumaktan yola çıkıldığında kadınların erkek şiddetine açık hale geleceği uyarısında bulundu. Hülya, kadın erkek eşitliğine inanmadığı yönünde açıklamalar yapan bir Cumhurbaşkanının yönettiği ülkede kadınların eşitlik için vereceği her mücadelenin önü kesilmeye, bütün kazanımları gasp edilmeye çalışılacağını belirtti. Hülya, “Gün gelecek 6284’ü gasp etmeye çalışacaklar. Zaten içini boşaltarak uygulamayacaklarını bir şekilde itiraf ediyorlar. Hedef şu, kadınları erkeklere itaat ettikleri aileler, üç beş çocuk doğurup erkek şiddetine isyan etmedikleri aileler ön görüyorlar. Ama bu mümkün değil. Feminist mücadelenin bu topraklardaki 40 yılının sonucunda kadınlar artık erkek egemenliğine isyan ediyorlar, ölüme isyan ediyorlar. Ölüm tehditlerine rağmen özgürleşmek için adım atıyorlar. Bundan sonraki mücadele kadın düşmanı AKP’nin temsil ettiği erkek egemen sistemle kadınlar arasında devam edecek” şeklinde konuştu.