‘Sözleşmeden çekilmek katili savunmak demektir’

  • 09:02 26 Mart 2021
  • Güncel
DİYARBAKIR - İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı tepkiler dinmezken, kadınlar haklarını almak için mücadele etmekten geri adım atmayacaklarını vurguladı. 
 
Cumhurbaşkanı onayı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dönük kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından kadınların tepkisi büyümeye devam ediyor. İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Ankara başta olmak üzere Türkiye ve bölge kentlerinde kararın geri çekilmesi için kadınlar alanlara çıkarak, direnmeye devam ediyor.
 
Kadın mücadelesine ve kazanımlarına dönük saldırıları kabul etmeyeceklerinin altını çizen kadınlar, mücadele etmekten geri adım atmayacaklarını vurguladı.
 
‘Biz itaat etmeyeceğiz direneceğiz’
 
Soyadını vermek istemeyen Dilan, Kürt kimliğinden dolayı yıllardır yaşadıkları baskının, saldırıların, yok sayma politikalarının kadın kimliğiyle beraber iki katına çıktığına işaret etti. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken Dilan, “Bunu bir darbe olarak gördük. Bugün bütün kadınlar adına ve ölmüş kadınların ahı AKP’nin üzerinde olsun. Bütün kadınların özgürleşmesi için elimizden geleni yapacağız. Kendi özgürlüğümüz için eylem yapıyoruz, onun da önüne geçiyorlar. Düşüncelerimizi bile özgür bir şekilde dile getiremiyoruz. Düşüncelerimizi söylüyoruz ona bile tahammülleri yok. Sadece itaat etmemizi istiyorlar. Biz itaat etmeyeceğiz direneceğiz” dedi.
 
‘Kadınlardan korktukları için sindirmeye çalışıyorlar’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiğini duyduktan sonra hissettiği korkuyu dile getiren Rojbin Akbaş, “Biz artık korkuyla yaşıyoruz. Kendimizi hiç kimseden savunamıyoruz. Devlete söylediğimizde bize sahip çıkmıyor. Biz ölmek istemiyoruz yaşamak istiyoruz. Biz kadınlar her zaman birlik içerisinde olacağız. Kadın eğitiyor, geliştiriyor. Kadın gelişirse toplum gelişir. Kadınlardan korktukları için kadını sindirmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
 
‘Mücadelemizi yükselteceğiz’
 
Sözleşmenin feshedilmesini, kadın katliamlarının politik olmasına bağlayan Leyla Deniz ise şunları söyledi: “Sabahında sosyal medyadan duydum. Üzülmekten çok öfkelendim. Uluslararası çapta bir sözleşme olmasına rağmen feshedildi. Zaten çok fazla uygulandığı yoktu. Her defasında kadın katliamlarının, politik söylemelerinin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Ortadan kaldırılması, var olan cinayeti, katili savunmaktır. Mücadeleden elde edilen bir haktır. Kadın olarak mücadelemizi yükselteceğiz. Gündemden düşürülmemesi gerekiyor. Uluslararası mahkemelere kadar taşınması gerektiğini, arkasında durulması gerektiğini düşünüyorum. Adalet Bakanlığı’na dilekçeler göndererek veya sokaklara çıkarak bu sözleşmelerin uygulanması gerek.”
 
‘Kadın işkenceyi sineye mi çeksin’
 
“İstanbul Sözleşmesi aile yapısını parçalıyor” söylemlerini eleştiren ve kadına yönelik baskının aile içinden başladığını belirten Leyla, “Hangi aile parçalanıyor kadını köleleştirip körelttiği aileden mi bahsediyor? Sadece köle olarak görüldüğü ezildiği ‘mal’ olarak görüldüğü aile biçimi mi? böyle bir şey söz konusu değildir. İşlenen çoğu cinayetlerde bilinçli var olan işkenceye eziyete ses çıkaran kadınlar öldürülüyor. Kadın olan işkenceyi sineye mi çeksin bahsedilen aile bu mudur?  Türkiye'nin şu an yaşadığı durum kesinlikle demokratik bir durum değil. Hiçbir şekilde demokrasiden bahsedilemez” diye konuştu.