
Cumartesi Anneleri adliye önünde: Yargılanan hakikat arayışımız
- 14:33 25 Mart 2021
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri ve hak savunucuları, yargılandıkları davanın görülecek duruşması öncesi Çağlayan’dan kamuoyuna seslendi: “Bu davada yargılanan bizim hakikat ve adalet arayışımızdır. Adliyeler adalet dağıtmak için vardır, adalet isteyenleri susturmak için değil.”
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak amacıyla Galatasaray Meydanı’nda 2018 yılında gerçekleştirdikleri eylemin 700’üncü haftasının Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklanması üzerine gözaltına alınan 46 Cumartesi Annesi ve hak savunucusu hakim karşısına çıkıyor. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 21’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan dava öncesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Cumartesi Anneleri adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya İHD Eş Genel Başkanları Eren Keskin ve Öztürk Türkdoğan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve hak savunucusu destek verdi. Açıklamada, “Bu davada yargılanan bizim hakikat ve adalet arayışımızdır” yazılı pankart açıldı.
‘Yargılanacak olan biz değiliz’
Açıklamada ilk olarak 26 yıl önce gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız söz aldı. Hanife, “Yerimiz burası değildi. Galatasaray Meydanı’ydı. Bizi hem yerimizden hem kayıplarımızdan hem de arkadaşlarımızdan ayırmaya çalıştılar. Bizler ne istediğimizi biliyoruz. Bizim barışçıl eylemimize ne yazık ki saldırı oldu ve alanımızdan çıkarıldık. Bugün ise alanımız yerine burada eylemdeyiz. İnşallah yakın zamanda Galatasaray Meydanı’nda oluruz. Orası bizim hem arkadaşlarımızla buluşma yerimiz hem de kayıplarımızla buluşma yerimizdir. Bize mezar yeri göstermemişlerdi. Orayı mezar yeri olarak kabul etmiştik. Bugün ise arkadaşlarımız yargılanıyor. Komik bir yargılanma. Ki biz davacıyız. Yargılanacak değiliz. Bizim kayıplarımızı aramamız yargılanıyor bugün” şeklinde konuştu.
‘Siz hangi faili yargıladınız?’
Ardından İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Öztürk, Cumartesi Anneleri ve hak savunucuların keyfi bir yasaklama gerekçe gösterilerek yargılandığının altını çizdi. Öztürk, “Şikayetçi olan biziz. Kayıplarımızı ve adalet arayan biziz. Faillerin yakalanmasını ve yargı önünde yargılanmasını isteyen biziz. Siz hangi faili yakaladınız da yargıladınız?” diye sordu.
‘Adliyeler adalet dağıtmak için vardır’
Daha sonra basın metnini gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı ve aynı zamanda yargılananlardan olan Jiyan Tosun okudu. “Adliyeler adalet dağıtmak için vardır, adalet isteyenleri susturmak için değil” diyen Jiyan, “Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha geri dönemeyen, akıbetleri bir sır perdesiyle örtülüp kaybedilenlerin aileleri ve hak savunucuları olarak buradayız” diye ekledi.
‘Üzerimize gaz sıkıldı, yerlerde sürüklendik…’
Jiyan, 700’üncü hafta eylemlerine dönük polis saldırısını hatırlatarak, “Galatasaray Meydanı’nı hakikatin seslendirildiği bir agoraya dönüştürdük. O meydanda, inkara karşı hakikatin tarihini yazdık. Galatasaray’ı bir hafıza mekanına çevirdik. Ancak ‘sorununuz kabinemin sorunudur’ diyen iktidar sahipleri, 25 Ağustos 2018 tarihinde 700’üncü hafta buluşmamızı ağır bir polis şiddetiyle engelledi. Üzerimize gaz sıkıldı, yerlerde sürüklendik, yaralandık, gözaltına alındık. O tarihten beri de Galatasaray Meydanı’ndaki buluşmalarımız İçişleri Bakanı’nın talimatı, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın kararı ile polis tarafından engelleniyor” dedi.
Suç duyurusu işleme konulmadı
Baskı ve şiddetle gözaltına alındıklarının altını çizen Jiyan, barışçıl toplanma ve ifade özgürlüklerinin engellendiğine işaret etti. Jiyan, yaptıkları suç duyurusuna “İşleme konulmama kararı” verildiğini, buna yaptıkları itiraza da “incelenmeksizin reddine” denilerek yok sayıldığını aktardı. Jiyan, “Anayasal haklarımızı kullanmamızı engelleyenler hakkındaki şikayetlerimize de kulaklarını tıkayan yargı makamları, 700’üncü haftadaki gözaltıları bahane ederek, hukuka ve vicdana aykırı bir şekilde hakkımızda dava açtı” diye belirtti.
‘Hukuk çiğnendi’
“Savcılık makamı hakkımızda düzenlediği iddianame ile iç hukuka ve evrensel hukuk değerlerine meydan okudu” diyerek haklarında hazırlanan iddianameye tepki gösteren Jiyan, ceza yargılamasına dayanak oluşturabilecek hiçbir delil sunmayan bu iddianameyi kabul eden mahkemenin de hukukun temel prensiplerini ihlal ettiğini vurguladı. Jiyan, şöyle devam etti: “Özetle hukuki dayanaktan yoksun, siyasi iklimin etkisiyle düzenlenmiş bir iddianame ve açılmış bir dava ile karşı karşıyayız. Adliye önünde bir kez daha söylüyoruz: Barışçıl toplanma hakkı Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin güvencesindedir. Toplanma yerini seçmek ise bu hakkın ayrılmaz bir parçasıdır. Çeyrek asırdır süren, artık geleneksel hale gelmiş Cumartesi Anneleri’nin buluşmasını engellemek, onların buluşma mekanı olan Galatasaray Meydanı’nı yasaklamak, polis şiddeti ve yargı tacizi ile bu hakkın kullanımını engellemek, hukuka aykırıdır.
‘Galatasaray Meydanı çeyrek asırdır hayatımızın parçası’
“Adliyelerde yargılanması gerekenler bizler değiliz. Çeyrek asırdır haykırdığımız gibi, evlatlarımızı, kardeşlerimizi yakınlarımızı kaybedenler ve onları koruyanlardır” diyen Jiyan, suçlamayı kabul etmediklerini ifade etti. Jiyan son olarak da, “Biz Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyiz. Çünkü Galatasaray Meydanı çeyrek asırdır hayatımızın bir parçasıdır. Kayıplarımızı ararken o meydanda yaşlandık, çocuklarımız o meydanda büyüdü, torunlarımız o meydana doğdu. Mezarsız sevdiklerimizin mezarlarına bırakamadığımız karanfilleri götürdüğümüz yerdir o meydan, mezar yerimizdir. Galatasaray Meydanı kendi yazdığımız tarihimiz ve hafızamızdır, bedeli ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz!” şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri ve hak savunucuları adliyeye geçerek duruşma salonu önünde beklemeye başladı.