TİHV: Devlet şiddetin tarafı, ihlallerin sorumlusu olacaktır

  • 14:37 23 Mart 2021
  • Güncel
 
ANKARA - İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin açıklama yapan TİHV, "Aslında İstanbul Sözleşmesi’nin reddedilmesiyle devlet, kadına yönelik şiddetin tarafı ve ihlallerin doğrudan sorumlusu olduğunu ilan etmiş olacaktır" dedi.
 
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile iptal edilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Söz konusu kararnamenin İnsan Hakları Eylem Planı’nın (İHEP) gösterişli sunumlar ile açıklanmasının ardından yayımlandığı aktarılan açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ele alan ve ayrıntılı bir şekilde tanımlayan en kapsamlı uluslararası sözleşme olduğunun altı çizildi.
 
‘Siyasal iktidar bir irade gösteremedi’
 
Açıklamada, “Kadına yönelik şiddete bir isim verilmesini ve bunun bir suç olarak kabul edilmesini sağlayan sözleşme, böylelikle şiddet olgusunun ortadan kaldırılmasında geniş imkanlar sağlayan uluslararası bir enstrümandır. Ancak süreç içerisinde siyasal iktidarın hem İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini tam olarak yerine getirmek hem de 6284 Sayılı Kanunu etkin bir şekilde uygulamak konusunda gerçek bir irade ve çaba göstermediği için Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önüne maalesef geçilememiştir” denildi.
 
'En az 164 kişi şiddet kullanılarak gözaltına alındı'
 
Şiddeti durdurmak adına İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep eden kadın, LGBTİ+’ların ve diğer hak savunucuların toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini kullandığına dikkat çekilen açıklamanın devamında şunlar yer aldı: “Bu kişiler kolluk kuvvetlerinin evrensel hukukta ve ülke yasalarında tanımlanan zor kullanma yetkisinin çok ötesinde kural dışı ve denetimsiz şiddetine maruz kalmışlardır. TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre sadece 2020 yılında kadın ve LGBTİ+ haklarına dair yapılmak istenen en az 18 barışçıl toplantı ve gösteriye müdahale eden kolluk kuvvetleri, en az 164 kişiyi şiddet kullanarak gözaltına almıştır.
 
Şiddetten devlet sorumlu olacaktır
 
Gelinen aşamada, başta kadınlar ve LGBTİ+’lar olmak üzere erkek şiddetinin son bulması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, eşitliğin sağlanması için uğraş veren yurttaşların güçlü talep ve itirazlarına rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin tek bir kişinin imzasıyla feshedilmeye çalışılması hiçbir şekilde kabul edilemez. İster Cumhurbaşkanı kararı ister Meclis’in çıkardığı bir yasa ile olsun aslında İstanbul Sözleşmesi’nin reddedilmesiyle devlet, kadına yönelik şiddetin tarafı ve ihlallerin doğrudan sorumlusu olduğunu ilan etmiş olacaktır. Yetki kimin tarafından kullanılırsa kullanılsın insan hakları hiçbir şekilde feshedilemez. Eğer bu vahim hatadan geri dönülmez ise bundan böyle kadına ve LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık temelli şiddetten devlet sorumlu olacaktır.
 
Haklarımız hiçbir gerekçe ile feshedilemez
 
Kısacası yetkilileri, bu vahim hatadan, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetme fikrinden vazgeçmeye çağırıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 Sayılı Kanun başta olmak üzere ilgili tüm yasaları kararlı ve etkin bir şekilde uygulayın, kadına ve LGBTİ+’lara yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti teşvik etmeyin, durdurun. Elbette topluma da sesleniyoruz; Doğuştan sahip olduğumuz haklarımız hiçbir gerekçe ile feshedilemez. Kadına yönelik şiddetin, toplumsal cinsiyete, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı eşitsizliğin ve ayrımcılığın son bulduğu, insan haklarına saygılı bir Türkiye’de yaşamak istiyorsak demokratik itirazlarımızı daha güçlü ve yüksek sesle dile getirmeliyiz. Sessizlik onaydır ve suça ortak olmaktır.”