
TJA: Otoriterleşen faşizmi kabul etmiyoruz
- 15:35 20 Mart 2021
- Güncel
DİYARBAKIR - TJA, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin alanlara çıkma çağrısı yaparak, “Giderek otoriterleşen, faşizmi bir yönetim anlayışı olarak uygulayan bu erkek egemen zihniyetin kazanımlarımızı elimizden almasına, kendi koltuğunu korumak pahasına verilen bu imzayı tanımıyoruz” dedi.
Tevgera Jinên Azad (TJA), Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasına ilişkin yazılı açıklama yayınladı.
Açıklamada yine bir gece vakti kadınlara ve bütün dezavantajlı gruplara yapılan şafak operasyonuyla karşı karşıya kaldıklarını dile getirerek, mevcut iktidarın seçildiği ilk günden beri kadın düşmanı politikalarını aralıksız bir şekilde sürdürdüğüne işaret edildi. Bunun yanında kadınların kesintisiz mücadelesiyle kazanılan haklarının da en büyük hedef haline getirildiğine değinildi. Açıklamada, “Kadın cinayetlerini bırakalım durdurmayı, tetikleyen söylem ve politikalar ile bizlerin hayatını tehlikeye atan iktidarın son icraatı ise İstanbul Sözleşmesinden bir gece vakti bir imza ile çıkmak oldu. 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan sözleşmenin ilk imzacısı olan Türkiye bununla övünmüş kendi uluslararası çıkarları için bu sözleşmeyi gündemine almıştır” diye belirtildi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler kaydedildi:
“1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren sözleşme özelde kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşısa da hiçbir zaman layığı ile uygulanmamıştır. O günün şartlarında AB’ye göz kırpmak için imzalanan bu sözleşme bugün de İstanbul Sözleşmesini hedefine koyan kimi parti, tarikat, gerici oluşumlara göz kırpmak ve seçim yatırımı olarak kullanılmak istenmektedir. Biz kadınların yıllardır bedel ödeyerek, emek vererek kazandığı haklarına yönelik bu saldırıların kadın kırımının bir parçası olduğunu biliyoruz. Mevcut iktidar bırakalım özgür kadın kimliğini, kadınların yaşamasına dahi tahammül edemez bir zihniyet ile ülkeyi yönetmeye çalışmaktadır.
Yaşam güvencemiz yok
Bu zihniyet bugün kadın varlığını yok saymakta, aileyi merkeze alarak şiddeti meşrulaştırmaktadır. Kurumsallaştırmak istedikleri faşizmi tahkim etme ve bunu bir erkek ittifakı ile sağlama alma derdini gütmekteler. Kadına yönelik her türlü saldırıyı kültürel bir hegemonya haline getirmeye çalışan mevcut iktidar bu uğurda bütün demokratik saikleri yerle bir etmektedir. Fakat bizler çok iyi biliyoruz ki her türlü demokratik hakkın askıya alındığı, hukukun ayaklar altında olduğu, bütün Meclis’in oy birliği ile karar verdiği bir sözleşmeden AKP Genel Başkanının imzası ile çıkıldığı, milletvekilliklerinin düşürüldüğü, parti kapatma davalarının açıldığı, kadınların siyaset dışı bırakılmaya çalışıldığı anti-demokratik koşullarda yaşam güvencemiz yok. Sosyal haklarımızın bir güvencesi yok. Emeğimizin bir güvencesi yok.
Alanlara çağırıyoruz
Ve Özgür Kadın Hareketi olarak tekrar dile getiriyoruz; Bizleri köleliğe mahkûm etmek isteyen ve bütün kadınların yaşam hakkını daha da tehlikeye atan bu kararı tanımıyoruz. Giderek otoriterleşen, faşizmi bir yönetim anlayışı olarak uygulayan bu erkek egemen zihniyetin kazanımlarımızı elimizden almasına, kendi koltuğunu korumak pahasına verilen bu imzayı tanımıyoruz. Haklarımızın seçim malzemesi yapılması uğruna çiğnendiği bu hukuksuzluğu tanımıyoruz. Kadın düşmanı hiçbir uygulamayı tanımıyoruz. Bin yıllardır kadınların yokluğu üzerine inşa edilmeye çalışılan bu erkek egemen sistemde her ne olursa olsun haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi, kadın direnişine devam edeceğimizi, İstanbul Sözleşmesini sonuna kadar sahipleneceğimizi bir kez daha yineliyor bütün kadınları bu kadın düşmanı karara karşı alanlara çıkmaya çağırıyoruz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır.”