İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki: Tek yol örgütlü mücadele

  • 14:42 20 Mart 2021
  • Güncel
 
ANKARA - Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin mikrofon uzattığımız Ankaralı kadınlar, Türkiye’de hiçbir kadının güvencesinin kalmadığına işaret ederek, örgütlü mücadelenin gerekliliğine dikkat çekti. 
 
Dün gece saatlerinde kadınların kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle feshedildi. Dün geceden bu yana kadınlar sosyal medya hesaplarında kararnameye tepki gösterirken, birçok kadın koalisyonu ve kadın platformu kadınları alanlara çıkmaya çağırdı. 
 
İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesine ilişkin mikrofon uzattığımız Ankaralı kadınlar, karara tepki gösterdi. 
 
‘Kadınlar daha fazla öldürülecek’
 
Dün gece itibariyle çok sinirli ve öfkeli olduğunu söyleyen Sena Kulakoğlu, kadınların güvencesinin acil uygulanması gerektiğini belirterek, iktidarın geri adım atması gerektiğine dikkat çekti.  
 
Kadınların İstanbul Sözleşmesi için alanlara çıkarak haklarına sahip çıkması gerektiğine vurgu yapan Nurten , kadın katliamlarının arttığı bir dönemde İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesini kabul etmeyeceklerini belirtti. Nurten, “İstanbul Sözleşmesi’nin bir koruyuculuğu vardı ve geri çekildikten sonra kadınlar daha fazla öldürülmeye devam edilecek.  Kadınların kendi haklarını koruması gerekiyor, alanlara sahip çıkarak hakları konusunda ısrar edilmesi gerekiyor” dedi. 
 
‘Var olan haklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor’
 
Türkiye’de arttan kadın katliamlarına karşı devletin kadınların yanında duracak bir pozisyonda olmadığına işaret eden Aydan Kuloğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesiyle birlikte Türkiye’de kadınlar açısından karanlık bir tablonun ortaya çıktığını belirtti. Aydan, “Her şey daha kötü olacak ve hiçbir hakkımız olmayacak.  Kendi çocuklarını buna layık görüyorlarsa kendi pisliklerinde boğulsunlar.  Kadınlar bu konuda yan yana olması gerekiyor.  Öncelikle haklarımızı öğrenmemiz gerekiyor. Türkiye şartlarında hiç hakkımız yok ama var olan haklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Dünya kadınla güzelleşecektir” ifadelerinde bulundu. 
 
‘Birlikten kuvvet doğar’
 
İstanbul Sözleşmesi’ne rağmen katledilen kadınlara işaret eden Suzan Doğar, ayrıca evli olduğu erkek tarafından sistematik işkenceye maruz kalan ve ardından özsavunmasını kullanan Melek İpek’i hatırlattı. Suzan, “İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesini kabul etmiyoruz.  Kadınlar bu saatten sonra daha fazla korkmaya başladı.  Kadınların güvencelerinin geri çekilmesini kabul etmiyoruz. Birlikte kuvvet doğar bu yüzden kadınlarla birlikte olmamız lazım.  Ne yazık ki yan yana geldiğimizde de gözaltına alınıyoruz, tutuklanıyoruz ama haklarımız için yan yana gelmemiz gerekiyor”  diye belirtti.
 
‘Devletin kadınları koruması gibi bir sorumluluğu var’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için bir güvence olduğunu ifade eden Emine Uğurlu, bu saatten sonra kadın katliamlarına karşı kadınların örgütlü mücadelesinin devreye girmesi gerektiğini belirtti.
 
Dilan Akdeniz ise, devletin öncelikle toplumsal cinsiyet eşitliğini bütün politikalarında uygulaması gerektiğine değinerek, “İstanbul Sözleşmesi’yle tutunabileceğimiz bir yer olacaktı ama bu maalesef artık yok.  Kadınlar çeşitli kadın platformu var orada örgütlenebilir.  Kadınların kendi hakları için mücadele etmesi de aslında kötü bir durum.  Çünkü bu devletin kadınları koruması gibi bir sorumluluğu var. Ama benim gece dışarıda geç bir saate kadar kalıp kalmam erkeğin vicdanına bakıyor maalesef bu durum çok üzücü”  sözlerini kaydetti. 
 
‘Kadınlar alanlara çıkmalı’
 
Türkiye’de onlarca kadının tacize ve tecavüze maruz kaldığını söyleyen Selin Doğanay, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların güvencesi olduğunu ifade etti. Selin, ”Bu ülkede maalesef kadınların korunmaya ihtiyacı var.  Bir kadın tacize maruz kaldığında bunu polise bildiremiyordu genel olarak bildirse de bir şey olmuyordu. Bu durumun daha fazla azalacağını düşünüyorum artık şiddet, taciz ve tecavüz konusunda bir şey yapılmadığı için bu konuda artık kimsenin konuşacağını ya da bir yerlere başvuracağını düşünmüyorum.  Her alanda kadınlar İstanbul sözleşmesine karşı alanlara çıkarak durumu protesto etmeli” dedi. 
 
‘Hiçbir dayanak ve güvencemiz kalmadı’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin bir sözle feshedilmeyeceğini dile getiren Cemile Karakurt, anayasanın 104’üncü maddesine vurgu yaptı. Cemile, tek elden feshedilmenin hukuka aykırı olduğunu kaydederek, “Beş adım sonra bir erkek canı sıkıldığı için ya da kıyafetimi beğenmediği için beni rahat bir şekilde öldürebilir. Bu ülkede ne benim ne de diğer kadınların hiçbir dayanağı ve güvencemiz kalmadı.  İstanbul Sözleşmesi yaşatır, bunun acil uygulanması gerekir. Kadınlar acil olarak yan yana gelerek ataerkil düşünceyi yıkmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.