
AKP-MHP’nin İstanbul Sözleşmesi’ne 10 yıllık tahammülsüzlüğü
- 13:58 20 Mart 2021
- Güncel
HABER MERKEZİ - AKP’nin 18 yıllık kadın düşmanı politikaları, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmeye kadar geldi. İmzaladığından bu yana uygulamamakta adeta direten AKP’ye karşı kadın örgütleri isyana durdu.
AKP-MHP’nin imzalandığı ve yürürlüğe girdiği günden bu yana, imza atmasıyla övündüğü, ancak uygulamamakta da ısrar ettiği “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” (İstanbul Sözleşmesi) Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bu gece feshedildi. Türkiye’nin, ilk imzacılarından biri olarak Mayıs 2011’de imzaladığı, Kasım 2011’de TBMM’de onayladığı Sözleşme’nin ardından 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 8 Mart 2012 tarihinde oy birliğiyle TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi, 20 Mart 2012 tarihinde, sözleşme ise imzalandıktan sonra 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdi.
İmzalamakla övündü, uygulamakla övünemedi
Kadın kazanımlarının sonucu olarak imzalanan sözleşme, “ilk imzacılarından olunması” ile iktidarın kendini övmesine karşın, “ilk uygulayanlardan” olmakla övünemedi. “Aile yapısını bozduğu” iddiasıyla hedef alınan sözleşme, birçok kez iktidar tarafından geri çekilmek istense de kadın mücadelesi ile rafa kaldırılmak zorunda bırakılmıştı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) tarafından 1979’da kabul edilen Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (CEDAW) Türkiye’nin taraf olduğu, ancak kadına yönelik şiddetin önlenmesinde dikkate alınmadı.
Karalama kampanyaları
AKP’nin kadın mücadelesine tahammülsüzlüğü sözleşmeden önce olduğu gibi sözleşmeden sonra da kendini gösterdi. Somut olarak ilk kez 2019 Temmuz ayında gerçekleştirilen AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında gündeme gelen İstanbul Sözleşmesi için, daha öncesinden iktidara yakın medya harekete geçmişti bile. “Sözleşme yuva yıkıyor, kaldırılsın” propagandaları yapılan gazetelere yanıt ise Tayyip Erdoğan’dan geldi: “Muhafazakâr camianın rahatsız olduğu hükümler var. Eleştiriler duyuyorum.”
Aynı dönem TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Saadet Partili Abdulkadir Karaduman sözleşmeyi hedef alarak, “haneleri birbirinden ayıran sözleşme” demişti. İktidara yakınlığıyla bilinen Memur Sen de bir açıklama yayımlayarak, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi için Meclis’e çağrı yaptı.
‘Usulünce sözleşmeden çıkarılır’ tehdidi
Bu tartışmalardan tam 1 yıl sonra yani 1 Temmuz 2020’de AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un yeniden İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alması ile konu yeniden gündeme gelmiş oldu. Numan Kurtulmuş, kadınların kazanımlarını hedef alarak, “Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır” demişti.
Tepkiler gecikmedi
Kadınların, LGBTİ+’ların yaşam haklarını güvence altına alan sözleşmenin hedef alınmasının ardından muhalefet partileri, kadın örgütleri ve hatta AKP’li kadınların da tepki gösterdiği İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılması konusu geri çekildi. Öyle ki 5 Ağustos 2020’de gerçekleştirilecek MKYK toplantısında görüşülmesi planlanırken, bu gündem ertelenmek zorunda kalındı.
‘Her şeyin suçlusu bir sözleşme mi!’
Tartışmalar sonucunda Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı Canan Kalsın Kurtulmuş, görevinden istifa etti. Sözleşmeden çekilme tartışmalarına tepki gösteren Canan, “9 yılda ne değişti? 9 yıl sonra niye günah keçisi haline geldi? Bu kadar suç ve suçlunun olduğu bir yerde her şeyin suçlusu bir sözleşmeymiş gibi algılamak ve algılatmak hangi oyunun/algının ürünü?” dedi.
Yine aynı yıl 13 Ağustos’ta konuşma yapan Tayyip Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi'nin odağında bulunduğu tartışmalar sürerken "Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir düzenleme meşru değildir" dedi.
Kadınlar isyana durdu
İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açan AKP-MHP iktidarına karşı daha önce de seslerini yükselten kadın örgütleri, Türkiye ve bölge kentlerinde adeta isyana durdu. Bir yandan “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” şiarıyla eylemler gerçekleştirilirken, bölgede de Tevgera Jinên Azad (TJA) tarafından Eylül 2020’de “Em xwe diparêzin” (Kendimizi savunuyoruz) kampanyası başlatıldı.
Kadınların direnişi ile rafa kaldırılan tartışmalar, bu gece Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedildi.
Kadınların tepkileri sürüyor.