‘1923’ten bugüne parti kapatmalarda istedikleri sonucu alamadılar’

  • 09:04 20 Mart 2021
  • Güncel
Habibe Eren
 
İSTANBUL- HDP’nin kapatılma tartışmalarını değerlendiren SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana farklı siyasi iktidarlar ya da darbecilerin muhaliflere yönelik katliamlar, suikastlar, idamlar, mahpusluklar, sürgünler, yasaklar ve parti kapatmalara başvurduklarını ancak başarılı olamadıklarını belirtti. Yeşil Sol Partisi Eş Sözcüsü Eylem Tuncaelli ise “Elbette AKP önünde en büyük engel HDP’dir” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) açılan davada “HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, ortadan kaldırmayı amaçladıkları” iddiasıyla iddianame hazırlandı, söz konusu iddianame Yüksek Mahkeme’ye gönderilirken iddianamede geçen 635 isim hakkında 5 yıl siyaset yasağı isteniyor.
 
HDP’ye yönelik gözaltı, tutuklama baskı, vekilliklerin düşürülmesinin yanı sıra son hamle olarak tekrar parti kapatılması gündemde. HDP bileşenlerinden Yeşil Sol Parti Eş Genel Sözcüsü Eylem Tuncaelli ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, 1923’ten 2021’ye kadar onlarca partinin kapatıldığını ancak yürütülen mücadelenin engellenemediğini vurguladı.
 
‘Milyonlarca yurttaşın seçme hakkı gasp edildi’
 
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine tepki gösteren Eylem, hukukun ve demokrasinin olduğu yerde, olmayacak gerekçelerle ne seçilmiş bir kişinin milletvekilliğini düşürebileceğini ne de bir belediye başkanını görevden alıp yerine kayyım atanabileceğini belirtti.  Eylem, “Bu nedenle aslında saldırı demokrasinin olmazsa olması kürsü dokunulmazlığınadır. Düşünün ki bu ülkede vekiller dahi düşüncelerini ifadeden yoksun bırakılmaktadır. Seçilmiş bir kişinin görevine son verecek olan ancak ve ancak yine sandıktır. Sudan gerekçelerle herhangi bir vekilin dokunulmazlığını kaldırmak ve ardından vekilliğini düşürmek akıl dışıdır. Milyonlarca oy vermiş yurttaşın seçme hakkı gasp edilmiştir” dedi.
 
‘Elbette AKP’nin önündeki en büyük engel HDP’dir’
 
HDP’nin demokratik siyaset zemininde politika ürettiğine dikkat çeken Eylem, “Seçimlere katılmış, milyonlarca seçmenin sesi ve umudu olarak Meclise girmiş, birçok yerel yönetimde yetki almış bir siyasi partinin sadece siyasi rekabet dolayısıyla önüne barikatlar konulduğunu hepimiz biliyoruz. Elbette AKP’nin önündeki en büyük engel HDP’dir. Yerel seçimlerde AKP’ye güç kaybettiren HDP’nin bileşik muhalefete olan inancı ve fiili olarak da bu düşünceyi bizzat uygulamaya koymasıdır. AKP, seçimlerde bükemediği bileği bu akıl dışı uygulamalarla yok saymaya, elinin altındaki medya aracılığı ile kriminalize etmeye çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
 
‘Aynı sahne HDP için yaşanıyor’
 
Türkiye’de parti kapatmalarının çok kez yaşandığını, HEP, DEP, HADEP ve DTP’nin  kapatma davalarıyla karşı karşıya kaldığını anımsatan Canan ise, şimdi  de aynı sahnenin HDP için yaşandığını ifade etti.  “Bu ülkede parti kapatma davalarının nasıl antidemokratik davalar olduğunu, bu davaların demokrasi tarihinde nelere mal olduğunu en iyi bilmesi gereken partilerden biri AKP’dir” diyen  Eylem, AKP’nin önceli olan Refah, Fazilet ve bizzat AKP’ye de kapatma davası açıldığını anımsattı.  Eylem, AKP’nin içinde olduğu durumu “Bir zamanların mağduru, şimdinin zalimi olmuştur. Bunun da ne sosyolojik olarak ne de politik olarak izahı yoktur” sözleriyle özetledi.
 
‘1923’ten 2021’e mücadele engellenemedi’
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana farklı siyasi iktidarlar ya da darbecilerin muhaliflere yönelik katliamlar, suikastler, idamlar, mahpusluklar, sürgünler ve yasaklara başvurduğunu anımsatan Canan, tüm yöntemlere rağmen bu direnişin bitirilemediğini vurguladı. 1923 yılında kurulan ve Türkiye’nin ilk partisi olan Nezihe Muhiddin önderliğindeki Kadınlar Halk Fırkası’ndan Türkiye Komünist Partisi’ne, Türkiye İşçi Partisi’nden Sosyalist Parti’ye, Halkın Emek Partisi’nden Halkın Demokrasi Partisi’ne onlarca partinin kapatıldığını vurgulayan Canan, “Binlerce yoldaşımız, arkadaşımız siyasi yasaklı haline getirildi, mahpusa, sürgüne düştü. Ama direniş, mücadele engellenmedi”  dedi.
 
‘AKP’nin tiranlaşmasında muhalefetin ciddi hataları oldu’
 
AKP hükümetinin artık herhangi bir demokratik, yasal, anayasal normla kıyaslanacak ve değerlendirilecek bir hali kalmadığını dile getiren Canan, sözlerine şöyle devam etti: “Antidemokratik uygulamalarının hiç birinin yasal bir dayanağı yoktur. Hukuku yasayla değil talimatla işletmektedir. Göz boyamak için yaptığı ‘Hukuk reformu’ açıklamalarının mumu yatsıya kadar bile yanmıyor. Sandıkta, siyasette yenemediği güçleri hukuksuzluklarla, baskıyla, sindirmeye, teslim almaya çalışıyor.  Bugünlere gelmemizde, AKP’nin tiranlaşmasında muhalefetin çok ciddi hataları oldu. Gerek HDP Eş Genel Başkanları’nın ve milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesinde, gerek HDP’lilerin bir bütün olarak kriminalize edilmesinde gerekse tiranlığın en büyük güç kaynağı olan savaş politikalarının ve şovenizmin geliştirilmesinde önemli yanlışlar yaptılar. Bu yanlıştan vazgeçtiklerinde AKP-MHP iktidarının dengesinin nasıl bozulduğunu yerel seçimlerde ve son olarak da Garê operasyonu sonrasında yaşananlarda gördük.”
 
‘Muhalefetin aklını başına devşirmesi gerekiyor’
 
“Artık muhalefetin aklını başına devşirmesi ve AKP-MHP’nin iktidardan uzaklaştırılmasını her türlü farklılığın önüne koyması gerekmektedir” diyen Canan, “Demokrasinin savunulmasında son kaledir, bu kale düşerse ne CHP’nin ne de diğer nefes alma şansları kalmayacaktır. Ancak bundan daha önemlisi Türkiye halklarının, emekçilerinin, kadınlarının, gençlerinin, çiftçilerinin, LGBTİ+larının HDP’ye sahip çıkmalarıdır. HDP bu kesimlerin Meclisteki sözü, sokaktaki sesi ve sandıktaki gücüdür” diye ekledi.