Ayşe Acar Başaran: Abdullah Öcalan ile acilen görüşme sağlansın

  • 12:03 19 Mart 2021
  • Güncel
ANKARA - Gündemdeki gelişmelere dair basın toplantısı düzenleyen HDP Kadın Meclis Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, partilerine yönelik kapatma davasını 17 Mart darbesi olarak gördüklerini söyledi. Ayşe, PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmenin acilen sağlanması çağrısında bulundu.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclis sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Genel Merkez binasında gündemdeki gelişmeleri ve kadın gündemlerine dair basın toplantısı düzenledi.
 
‘Çöktürme eylem planı devrede’
 
İlk olarak sabah saatlerinde Ankara, İstanbul, Adana, Kocaeli Balıkesir’de yapılan gözaltılara değinen Ayşe, gözaltıların içerisinde iktidarın her dönem hedef haline getirdiği ve saf dışı bırakılmak istenilen İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın olduğunu söyledi. Ayşe, “Tam da İnsan hakları eylem planının tartışıldığı bir dönemde sözde görünürde insan hakları ama işin özünün son 5 yılda partimize yönelik aralıksız siyasi soykırım operasyonlarının bir parçası, bu ülkede insan hakları eylem planları sözde kalan ama ülkenin demokrasini çöktürme eylem planını devrede olduğunu görüyoruz. Bunun geliştirildiğinin şahitliğini yapıyoruz” dedi.
 
’17 Mart darbesi tarihe geçecek’
 
Son günlerde Türkiye'nin ortak gelecek iradesine çok sert bir biçimde AKP ve MHP ittifakı tarafından saldırı ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Ayşe, iki gün önce bir haberi “rt” ettiği için Genel Kurulda Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesini protesto etmek için Meclis'te olduklarını ve hemen akabininde partilerine yönelik kapatma davasının açıldığı basın üzerinden tebligatla öğrendiklerini kaydetti. Ayşe, “Ve bu 17 Mart darbesi olarak tarihe geçecek bir süreçti aslında. Bu 17 Mart darbesi tıpkı önceki darbeler gibi ülkenin ortak yaşam iradesine, özgürlüklerine, geleceğine yapılan bir darbeydi. Mevzu sadece bir vekilliğin düşürülmesi HDP’nin kapatılması meselesi değil, HDP’nin kendisi bu ülkenin geleceği açısından büyük bir şanstır, HDP gençlerin, kadınların, işçilerin, emekçilerin, sesi duyulmayan, bu ülkede sesi kesilmek istenen bütün toplumsal kesimlerin partisidir. HDP, bir kadın partisidir. Bugün aslında HDP’nin kapatılmak istenmesi kadın mücadelesine de vurulmak istenen büyük bir darbedir” diye belirtti. 
 
‘Kadın mücadelesine darbe olarak tanımlıyoruz’
 
HDP’nin onlarca yıldır verilen kadın mirasının bileşkesi olduğunu ve HDP’nin 12 Eylül darbecilerine boyun eğmeyen devrimcilerin mirasçıları olduğuna dikkat çeken Ayşe şöyle devam etti: “Tam da bu yüzden HDP susturulamaz kapısına kilit vurularak bu siyaset başarılı kılınamaz. Neden bunu kadın mücadelesine darbe olarak tanımlıyoruz, yürüttüğümüz siyasetin kendisi bu ülkede erkek egemen siyasete karşı yapılan barış hamle bir duruş ve bir yaklaşımdır. Eşbaşkanlık sisteminden, eşit temsiliyete, belediyelerde kadın özgürlükçü yerel yönetimlere kadar aslında kadınların toplumsal ve siyasal alanın tümünde olmasını savunan, bunun öncülüğünü yapan mücadelesini veren bir partidir HDP. Sadece kendi partimizde kadının etkinliğini sesini sözünü artırmaktır. Hem muhalefete hem de iktidara örnek olarak kadının sesini, sözünü, varlığını artıran ve sağlayan bir partiyiz. Bu saldırılar kadın mücadelesine bir saldırıdır.”
 
'HDP’nin etrafında kenetlenelim' çağrısı
 
HDP’nin kapatılmasının çalışılması kadınların siyasal alanlarında tasfiye edilmeye çalışıldığını ifade eden Ayşe kadınlara seslenerek, “Gelin ortak mücadele ile kurduğumuz bu fikri ortak mücadele ile koruyalım. Ortak mücadele ile erkek egemen sistemin karşısına nasıl dikildiysek bir kez daha dikilelim, nasıl ortak mücadele ile İstanbul Sözleşmesi’ni, nafaka hakkımızı koruduysak bugün ortak mücadele ile eşbaşkanlık sistemimizi eşit temsiliyet hakkımızı kadınları daha fazla öne çıkaran HDP’nin etrafında kenetlenelim” çağrısında bulundu.
 
‘Sorumluluğunuzu yerine getirin’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük ağırlaştırılmış tecride işaret eden Ayşe, Abdullah Öcalan’ın 7 Ağustos 2019 ve pandemi sürecinde 27 Nisan 2020 tarihinde ilk defa ailesi ile telefon görüşmesi yaptığını hatırlattı. 14 Mart günü bazı anonim sosyal medya hesaplarında Abdullah Öcalan’a dair bazı iddiaların ortaya atıldığını da hatırlatan Ayşe, “Bu iddialarla nasıl bir süreç yönetilmek istendiğini elbette biliyoruz bu ilk kez karşılaştığımız bir durum değil. Ama bunu besleyen ve bu iddiaların toplumda daha fazla kaygıya ve tepkiye neden olmasının esas nedeni yürütülen mutlak tecrit sistemidir. Bugün İmralı’da sayın Öcalan üzerinde başlatılıp Türkiye’nin tümüne yaygınlaştırılan tecrit yönetiminin kendisidir aslında bugün bu kaygıları besleyen ve ön plana çıkartılan yaklaşım. Ve cezaevlerinde yüzlerce gündür politik tutsaklar bu mutlak hukuksuz uluslararası hukuka aykırı olan tecridin kaldırılması için açlık grevindeler. Buradan aslında her defasında seslendiğimiz gibi iktidara bir daha sesleniyoruz: Sorumluluğunuzu yerine getirin. Bakın talep demiyorum, çünkü iktidar bu konuda sorumludur.  Sayın Öcalan bütün mahpuslar gibi avukatları ve ailesiyle görüşme hakkına sahiptir bu hak hukuksuz bir şekilde engelleniyor. Bu kaygıların giderilmesi için bir dakika bile beklemeden Sayın Öcalan ile ilgili sağlık ve yaşam koşullarına dair kaygıları giderecek iletişimin kurulması mutlaka sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
 
‘Gelin hep birlikte HDP etrafında birleşelim’
 
8 Mart coşkusuyla Newroz’a doğru gidildiğini belirten Ayşe, Türkiye ve bölge kentlerinde kadınların etten barikatları, iktidarın yasak ve sindirme politikalarını aşa aşa, direne direne alanlara çıktığını ve seslerini yükselttiğini vurguladı. Saldırılara ve çöktürme eylem planı ve tecridin toplumsallaştırılması siyasetine karşı büyük bir kararlıkla Newroz alanlarını dolduracaklarının altını çizen Ayşe, “Newroz her dönem olduğu gibi bizim için mücadelenin yükseldiği direnişin ön plana çıkarıldığı günlerdir. Buradan bütün kamuoyuna ve halkımıza sesleniyoruz: Gelin Newroz’da tecride karşı özgürlüğün sesini yükseltelim. Gelin HDP’ye karşı saldırılara karşı 'HDP irademdir, HDP benim, gençliktir, işçidir ve emekçidir' diyerek, Newroz alanlarında hep beraber ses yükseltelim. Gelin bize reva gördükleri bu faşist rejime karşı özgür bir geleceği hep birlikte inşa edelim diyelim. Gelin tepkimizi Newroz alanlarında demokratik bir biçimde yükseltelim. Gelin geri  adım atmadığımızı gösterelim.  Gelin renklerimizi siyaha gündüzümüzü geceye çeviremezsiniz diyelim. Gelin hep beraber HDP etrafında birleşelim. HDP bir tabela partisi yada bir bina değil, bir fikriyattır. Bu fikriyatı Newroz alanında yükselteceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.