
Halkın tecride tahammülü kalmadı: İmralı’ya acilen avukatlar gitsin
- 09:07 16 Mart 2021
- Güncel
DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ilişkin ortaya atılan iddialara dönük konuşan kadınlar, İmralı kapılarının artık açılması gerektiğini ve toplumun tecrit politikasına tahammülü kalmadığını söyledi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili dün sosyal medya hesaplarından yayınlanan iddialara ilişkin açıklama yapan Asrın Hukuk Bürosu, “Uzun süredir görüştürülmediğimiz İmralı’daki müvekkillerimiz hakkında ortaya sürülen her iddiayı ciddiyetle inceliyor ve gerekli girişimleri yapıyoruz” dedi. Bunun üzerine Asrın Hukuk Bürosu, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili dün geceden bu yana sosyal medya hesaplarından yayınlanan iddialara ilişkin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Yapılan başvuruya herhangi bir dönüş olmazken birçok kesimden tepkiler geldi.
‘Toplumsal refleks gelişebilir’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi üyesi Beritan Yaşar, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili tecrit altına alındığından bu yana ciddi iddiaların olduğunu belirtti. Beritan, “Tecrit koşulları gittikçe sıkılaştırıldı. Uzun süredir Sayın Abdullah Öcalan’dan haber alınamıyor en son pandemi gerekçesiyle telefon görüşmesi yapılabilmişti. Bu görüşme kendisi ve sağlığı ile ilgili bilgi edinilmesi konusunda yeterli olmamıştı. İddialar ciddi ve eğer bir açıklama yapılmaz, görüşme sağlanmazsa toplumsal bir refleks gelişebilir, toplumun bu politikalara tahammülü kalmadı. Asrın Hukuk Bürosu’nun açıklamasında da belirtilen bu iddiaların aydınlatılmasıydı. Bu talep yerinde fakat yeterli değildir. Halkların onurlu yaşamı Abdullah Öcalan’ın yaşam felsefesiyle mümkün. Bundan dolayı derhal İmralı ile görüşme sağlanmalı bu iddialar aydınlatılmalıdır. Tecrit koşulları ve toplumsal yansımaları onarılamaz boyutlara varmadan tecrit son bulmalı Sayın Abdullah Öcalan’la birlikte halklar Özgür olmalıdır” dedi.
‘Haber alınamaması sıradan bir durum değildir’
MED TUHAD-FED eşbaşkanı Elif Harran, herhangi bir sorunda başta devletin ilgili kurumlarının bundan sorumlu olduğuna değinerek demokratik kamuoyunun sosyal medyada dolaşıma konulan haberi ciddiye almaları gerektiğini ifade etti. Elif, cezaevlerinde tutulan tutsak aileleri ile dayanışma kurumu olarak bu haberden dolaylı çok ciddi endişe duyduklarını kaydederek, “Sayın Abdullah Öcalan 22 yıldır İmralı cezaevinde ağır bir tecrit altında tutulmaktadır. Son bir kaç yıldır Sayın Abdullah Öcalan ile birlikte aynı cezaevinde tutulan diğer tutsaklar da ayını tecrit altında tutulmaktadır. Yaklaşık iki yıldır Sayın Öcalan’dan ve İmralı’da tutulan diğer tutsaklardan hiçbir şekilde haber alınamıyor. Bu duruma dikkat çekmek ve bu ağırlaştırılmış tecridin bir an evvel sonlandırılıp Sayın Öcalan’la görüşmelerin başlaması için yüze yakın cezaevinde yüzlerce tutsak 110 gündür süresiz dönüşümlü açlık grevi yapıyorlar. Tecrit gerçek yaşamda bir insanlık suçudur. Artık hepimiz de çok iyi biliyoruz ki, tecrit bu ülkede ve Ortadoğu’da savaş, acı, gözyaşı, ekonomik ve her türlü toplumsal kriz demektir. Zira Sayın Öcalan sıradan bir tutsak değildir ve Sayın Öcalan’dan haber alınmaması sıradan bir şeymiş gibi görüp, değerlendirmeyiz” sözlerine yer verdi.
‘Barışçıl sesinin dışarıya ulaşması engelleniyor’
“Ülkemizde huzurun, barışın, demokratikleşmenin ve başta ekonomik olmak üzere toplumsal tüm alanlarda kalkınmayı istemeyenler İmralı tecridini ağırlaştırarak Sayın Öcalan’ın barışçıl sesinin dışarıya ulaşmasını engellemektedirler” diyen Elif, “Bu temelde bu hukuki, insani ve hiç demokratik olmayan tecride karşı çıkmak vicdan sahibi olan herkesin temel görevidir. Sonuç olarak, İmralı ile ilgili her haber toplumumuzu ve demokratik kamuoyunu yakından ilgilendirmektedir. Bu durumdan ciddi kaygı duyuyoruz. Hepimizin, Kürt halkının ve demokratik kamuoyunun bu konudaki büyük kaygı ve derin endişesini giderecek ve genel demokratik kamuoyunu rahatlatacak tek şey; Avukatların ve ailelerin bir an evvel İmralı’ya gönderilmesi ve Sayın Öcalan’dan direk haber alınmasıdır. Devletin ilgili yetkili kurumları bunu hiç zaman kaybetmeden Avukat ve ailelerin İmralı’ya gidişlerini sağlamalıdır. Bu temelde biz de tutsak aileleri ile dayanışma kurumu olarak bu durumu büyük endişe içinde ciddiyetle takip ediyor, bu konuda başta devletin ilgili kurumlarını adım atmaya, halkımızı ve demokratik tüm kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
‘İmralı kapıları acilen açılsın’
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Şehriban Zuğurli, Abdullah Öcalan ve beraberindeki diğer tutsakların mevcut durumları ve sağlık durumları hakkında uzun zamandır bilgi alınmadığı için bu iddiaların Kürt halkını ve ailesini merak içinde bıraktığını kaydetti. Şehriban, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu iddiaları yalanlamak yerine acilen İmralı’nın kapılarının açılması gerektiğine vurgu yaparak derhal İmralı’ya avukatların gitmesi gerektiğini söyledi.
‘İmralı’da barışın köprüsü kurulsun’
Cezaevlerinde İmralı’ya dönük ağır tecridin kaldırılması için 110 günüdür açlık grevinin devam ettiğine değinen Şehriban şunları kaydetti: “Tecrit son bulmadığı takdirde ne açlık grevleri son bulacaktır nede bu şekilde ortaya atılan iddialar son bulacaktır. Kürt halkı, Sayın Öcalan’ın bilinmezlikler içinde olduğu durum karşısında endişeli ve kaygılıdır. Kendisinden biran önce iyi olduğuna dair, sağlığının iyi olduğuna dair haber almak istiyor. Bir kez daha belirtmek isterim tecrit Türkiye’ye çözümü değil çözümsüzlüğü yaşatmaktadır. Çözümün, barışın adresi bellidir. Tecrit bir an önce kalksın ve İmralı’da barışın köprüsü kurulsun.”