Katliamlar protesto edildi: Kadın ve LGBTİ+ düşmanlığı kurumsallaştı

  • 19:55 15 Mart 2021
  • Güncel
İZMİR - Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir’de katledilen 3 kadın için açıklama yaptı. Açıklamda, devletin kadın ve LGBTİ+ düşmanlığını kurumsallaştırdığı vurgulandı.
 
İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü, evinde katledilmiş halde bulunan trans kadın Miraş Güneş, Gökbakar Aslan ve Bornova’da moloz döküm sahasında katledilmiş halde bulunan Ceren Duman için Bornova Metrosu önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında, “Trans cinayetleri politiktir, bir kişi daha eksilmeyeceğiz” pankartının açıldı. Kadınlar açıklamada sık sık “susma haykır translar vardır”, “erkek egemen devlet yakacağız elbet”, “trans cinayetleri politiktir”, “bir kişi daha eksilmeyeceğiz” sloganları attı. Basın açıklamasını kadınlar adına Rengin Oğuz okudu. Açıklama öncesinde polis gökkuşağı renklerindeki bir fuların kullanılmasına engel oldu.
 
‘Trans cinayetleri tesadüf değil’
 
Geçtiğimiz 18 Şubat’tan beri kendisinden haber alınamayan trans kadın Miraş Güneş’in Bornova’daki evinde ölü bulunduğunu, aynı zamanda İstanbul’da da 17 yaşındaki bir trans kız çocuğunun yüzüne Emre Bozkurt tarafından kezzap atıldığını hatırlatan Rengin, “Trans kadınlara, LGBTİ+’lara yönelik saldırıların, katliamların tesadüfi olmadığını biliyoruz. Çalışma hakkı, barınma hakkı, yaşam hakkı başta olmak üzere tüm temel insani hakları gasp edilen LGBTİ+’lara yönelik bu saldırılar erkek devlet eliyle güçlendiriliyor, sistematik bir nefret politikası işletiliyor” diye belirtti.
 
‘Kadın düşmanları LGBTİ+’ların karşısına dikiliyor’ 
 
Gökbakar Aslan’ın kendi evinde asılı halde bulunduğunu, Bornova’da 16 yaşındaki Ceren Duman’ın ölmüş bedeninin moloz döküm sahasında bulunduğunu ifade eden Rengin, “Her gün ölüyor, öldürülüyoruz. Kadın cinayetlerine karşı hiçbir politika geliştirmeyen patriyarkal düzenin işbirlikçileri biz kadınların ve LGBTİ+’ların karşısına dikiliyor” şeklinde konuştu.
 
‘Halkı kin ve nefrete sürükleyen devletin kurumlarıdır’
 
Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım atanmasına karşı demokratik üniversite talep eden öğrencilerin mücadelesinde LGBTİ+ öğrencileri hedef gösteren, tutuklayan, kayyım rektör sayesinde ilk önce kadın ve LGBTİ+ çalışmaları ve kulüplerinin kapatıldığını ifade eden Rengin, “Bizi halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekle suçlayanlar, asıl sizlersiniz nefreti ve düşmanlığı körükleyen. Ülkesindeki her cinsel yönelim, cinsel kimlik, cinsiyet, ırk ve dinden vatandaşa eşit yaklaşması ve haklarını gözetmesi gereken Cumhurbaşkanı başta olmak üzere devletin her bir kurumu kadın ve LGBTİ+ düşmanlığını kurumsallaştırdı. LGBTİ+’ların erkek devlet tarafından hedef gösterildiği günden bu yana, zaten toplumda var olan kadın ve LGBTİ+ düşmanlığı körüklendi” diye belirtti.
 
‘Nefret suçlarını sıradanlaştıran toplum ve devlettir’ 
 
Ülkede yükselen kadın düşmanlığının, transfobinin ve hedef göstermelerin bir sonucu olarak trans kadınların katledildiğini kaydeden Rengin, “Failler serbest bırakılıyor, ya da ölümlerin üzeri faili meçhul olarak örtülmeye çalışılıyor. Katledilen bir trans kadın olduğunda faillerin ısrarla yakalanmadığını Hande Kader cinayetinden biliyoruz. Trans cinayetlerine sessiz kalan, transfobiyi, homofobiyi ve nefret suçlarını sırandanlaştırmaya çalışan toplum ve devlet de bu cinayetlerin failidir” şeklinde ifade etti.
 
Açıklama sloganlar ve zılgıtlarla sona erdi.