
Diyarbakırlı kadınlar: Tecrit kaldırılsın
- 09:03 13 Mart 2021
- Güncel
DİYARBAKIR - Cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri 107’nci gününe girerken, kadınlar tutsakların taleplerinin bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini belirterek, “Tecrit kaldırılsın, açlık grevleri sonlandırılsın. Tutsakların sesi duyulsun” dedi.
PKK ve PAJK’lı tutsaklar PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin son bulması talebiyle 27 Kasım 2020’de süresiz-dönüşümlü açlık grevine başladı. Başlatılan açlık grevi 107’nci gününde devam ederken, aynı amaçla Maxmur’daki Şehit Rustem Cudî Kampı’nda 86, Yunanistan’daki Lavrion Kampı’nda ise 69 gündür açlık grevi sürüyor. Diyarbakır’da mikrofon uzattığımız kadınlar tecridin bir an önce son bulması gerektiğini belirterek, hükümetin hak ihlalleri ve tecride karşı derhal adım atması gerektiğini vurguladı.
‘Dışarıdan açlık grevi başlatmalıyız’
Tutsakların başlatmış olduğu açlık grevi eylemini selamlayarak konuşmasına başlayan Şehriban Bakır, açlık grevi karşısında sessiz kalınmasını eleştirdi. Tutsaklarla dayanışmanın önemli olduğunu kaydeden Şehriban, “Bizim yüreğimiz yanıyor ancak kimse buna karşı duyarlı bir davranış içine girmiyor. Tutsakların talebi bizim de talebimizdir. Bundan kaynaklı hepimizin el ele vererek dayanışma içerisinde olması gerekiyor. Bizler de dışarıdan tutsaklarla dayanışmak için açlık grevi başlatmalıyız. Öte yandan farklı etkinlikler yaparak tutsaklarının seslerine ses olmalıyız. Kadınlar ayağa kalkmadan toplum ayağa kalkmaz. Tüm kadınlara çağrımdır: Ayağa kalkarak, tutsakların yanında yer alsınlar” diye konuştu.
‘Ülkeye barış gelsin’
Tecridin sadece bir kişiye uygulanmadığını bir bütünen topluma uygulandığını ifade eden Samiye Budak, Kürt halkının sadece barış istediğini ancak bu talebin önüne geçmek adına devletin farklı yollara başvurduğunu söyledi. Samiye, “Benim 16 yaşında bir akrabam cezaevinde. Ben onlara soruyorum, 16 yaşındaki bir çocuk sizlere ne yapmış olabilir? Çok geç olmadan zindanların kapısı derhal açılmalı ve orada tutsak olanlar derhal özgürlüğüne kavuşturulmalıdır. Ülkenin barışa ihtiyacı var neden bu istekleri kabul edilmiyor. Ben bir anne olarak barışın en kısa sürede ülkeye gelmesini istiyorum” dedi.
‘Devlet kör, sağır, dilsiz rolü oynuyor’
Yasemin Ulak da tecridi kınadığını belirterek, açlık grevine giren tutsakların talebine bir an önce çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. Yasemin, devletin grevler konusunda duyarsız kaldığına ve kör, sağır, dilsiz rolü oynadığına işaret ederek, “Devlet Kürtler için bir şey yapmıyor, bizim ölmemiz için elinden geleni yapıyor. Garê operasyonunu da kınıyorum. Devlet kendi yurttaşlarını Garê’de katletti. Bu hiçbir insanlıkta yoktur. Tutsakların taleplerinin bir an önce yerine getirilmesi gerekiyor. Buradan bir kez daha açlık grevinde olan eylemcileri selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
‘Tek istediğimiz onurlu bir yaşam’
Rukiye Keser ise savaş ve ölüm istemediklerini, tutsakların taleplerinin karşılanmasını istediklerinin altını çizerek, tutsakların ve Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini vurguladı. Rukiye, “Tek isteğimiz onurlu bir yaşam. Kürtlerin yaşadığı zulmü kimse görmemiştir. Milyonlarca insanız, ancak hala haklarımız yasaklanıyor. Kimsenin evini yurdunu talan etmedik, zulmetmedik. Bizim davamız hak davasıdır. Biz kimliğimizin, dilimizin peşindeyiz. Artık çocuklarımız öldürülmesin, tutuklanmasın. Tutsakların tek suçu Kürt halkının uğradığı zulmü kabul etmemeleridir. Zulmü kabul etmemenin bedeli de işkence ve tutsaklık oldu. Ancak hırsızlık yapan, şiddet uygulayan, tecavüz uygulayanlar serbest bırakılıyor. Tutsaklar tecridin kaldırılmasını istiyor. 3 aydan fazladır tecridin kalkması ve hakları için açlık grevindeler. Vicdan nerede? Hukuk nerede? Adalet nerede? Talepleri kabul edilsin. Aileler de tutsaklar da bu zulümden kurtulsun” şeklinde konuştu.