
Emine Şenyaşar adalet nöbetinde: Vicdan sahibi kimse kayıtsız kalamaz
- 10:32 12 Mart 2021
- Güncel
URFA - Suruç'ta eşi ve iki çocuğunu katleden AKP Milletvekilli İbrahim Halil Yıldız'ın akrabalarının cezasız kalmasına isyan eden Emine Şenyaşar, Urfa Adliyesi önünde "adalet nöbetine" devam ediyor. Kimsenin kendilerini gelip sormadığını söyleyen Emine, adaletin yerini bulmasını istedi.
Urfa’nın Suruç ilçe merkezinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınlarının saldırısı sonucunda Hacı Esvet Şenyaşar, oğulları Adil ve Celal Şenyaşar yaşamını yitirdi. Saldırı esnasında yaralanan Fadıl, Mehmet ve Ferit Şenyaşar kardeşler hastanede tedavileri devam ederken gözaltına alındı. Tedavilerinin yapılması engellenerek, kardeşlerden Fadıl tutuklandı. Yaşanan olaydan 15 ay sonra AKP’li İbrahim Halil Yıldız’ın abisi Enver Yıldız, 50 kişilik koruma ile Urfa Adliyesi’ne gelerek teslim oldu ve daha sonra tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
Olaya ilişkin açılan davanın 6’ncı duruşması bugün Malatya 3’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Mahkemeden adalet talep ettiğini belirten Emine Şenyaşar, tutuklu bulunan oğlu Fadıl Şenyaşar’ın da bir an önce serbest bırakılması için çağrıda bulundu.
'Adalet bunun neresinde?'
Adalet için oturma eylemine başladıklarını belirten Emine, çocuklarının ve eşinin bilinçli bir şekilde katledildiğini, aylardır adalet mücadelesi verdiklerini fakat seslerinin duyulmadığını dile getirerek, “oturma eyleminden” başka bir yol bırakılmadığını kaydetti. Emine, "Neden doğruları ortaya çıkarmıyorlar, dükkân ve hastanenin görüntüleri nerede? Yüzlerce kez görüntüleri savcıdan talep etmemize rağmen vermedi. Görüntüleri mahkeme heyetine versinler bakalım kim suçlu kim değil her şey ortaya çıkar. Katillerin yakalanmasını talep ediyorum. Katiller dışarıda ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar. Ancak benim oğlum içeride tek hücrede kalıyor. Adalet bunun neresinde?" diyerek tepki gösterdi.
'Katliamı kendim gördüm'
Olayın yaşandığı gün çocuklarının vurulduğunu başkalarından öğrendiklerini ve eşi Hacı Esvet Şenyaşar ile birlikte apar topar hastaneye gittiklerini belirten Emine, hastaneye gittikten sonra Halil Yıldız’ın akrabalarının eşine saldırdığını ekledi. Emine, “Gözlerimin önünde eşimin kafasına demirle vurdular. Boğazına bıçak dayadılar. Ben bu katliamı kendim gördüm. Daha sonra hastanede yaptıkları katliamın üstünü örtmek için gece yarısı hastanenin duvarlarını boyadılar. Hastanenin kamera kayıtları nasıl olmaz? O kayıtlar neden saklanıyor? Adalet yerini bulsun istiyorum. Biz kaç gündür buradayız ancak savcı gelip neden burada oturduğumuzu sormadı. Bizler yanına gitmek istediğimizde ise izin vermediler" şeklinde ifade etti.
Gözaltına çıplak arama dayatması!
16 Aralık 2020 tarihinde "adalet" talebiyle AKP Urfa İl binası önünde oturma eylemi gerçekleştiren Emine, oturma eylemini sadece bir gün yapabildiğini ve daha sonra polisler tarafından gözaltına alındığını aktardı. Emine, polislerin kendisine yönelik soruların rencide edici olduğunu kaydederek, "Biz oraya oğlumla beraber 'adalet' talebiyle gittik. Ancak polisler bizi gözaltına aldılar. Gözaltına alındığım zaman bana kıyafetlerimin hepsinin çıkarılması gerektiğini söylediler. Beni çıplak aramaya maruz bırakmak istediler. Ben ayıp ve günah olduğunu söylediğimde bana bağırıp çağırdılar" dedi.
'Vicdan sahibi kayıtsız kalamaz'
Emine, diğer oğlunun suçsuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu kaydederek konuşmasına şöyle devam etti: "Biz mahkemeye adalet yerini bulsun diye gidiyoruz. Ancak karşı taraf kasten karşımıza geçip bizimle dalga geçer gibi savunma yapıyor. Erdoğan neden bu davaya bir çözüm bulmuyor. Onunda çocukları var. Her şeyi o da biliyor neden bir çözüm olmuyor. Savcı da dosyadan kurtulmak istiyor. Çünkü vicdan sahibi olan bir kimse yaşananlara kayıtsız kalamaz. Kimse davaya sahip çıkmıyor. Herkes duyarsız ve tepkisiz. Ben davaya sahip çıkılsın istiyorum. Eşim ve çocuklarım AKP’li vekilin akrabaları ve korumaları tarafından katledildi. Birileri bunu duysun artık. Ben bu zulüm karşısında nereye gideyim? Bu hükümet neden hep fakir fukaraya zulüm yapıyor? Artık yeter. Bize bu katliamı yaşatanları tutuklayın. Yuvamı yıktılar, çocuklarımın yuvasını yıktılar. Ağlamaktan gözlerimde derman kalmadı. Ben artık göremiyorum.”