
Fail hakkında değil, kendini savunan kadın hakkında dava
- 09:05 12 Mart 2021
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR - Kendisine cinsel saldırı girişiminde bulunan Furkan Tokal’a karşı özsavunmasını kullanan Burcu Öz, şikayetinin ardından failin serbest bırakıldığını, ancak kendisi hakkında “kasten yaralama” suçundan dava açıldığını söyledi. Burcu, “Kadının kendini savunabileceğini düşünmüyorlar” diyerek tepkisini dile getirdi.
Geçtiğimiz yılın ekim ayında, bir binanın dış cephe tadilatında çalışan Furkan Tokal’ın kendisine yönelik cinsel saldırı girişimine karşılık özsavunmasını kullanan Bucu Öz, fail erkeği kesici aletle yaraladıktan sonra olay yerinden uzaklaşarak karakola gitmişti. Burada yaptığı şikayetin ardından fail hakkında uzaklaştırma kararı aldıran Burcu, hem ifade işlemleri sırasında hem de sonraki süreçte yaşadıklarını anlattı.
‘Evde yalnız olanların kapısını çalmış’
Fail erkek hakkında suç duyurusunda bulunmak için karakola gittikten sonraki süreçte yaşananları anlatan Burcu, “Eve döndüğümde komşular geldi. O gün evde yalnız olanların kapısını çaldığını öğrendim. Kapımın önünde güvenlik kamerası var. Kamerayı boyamamasını söylemelerine rağmen boyamış. Apartmandan bir kadını tenha bir yere çekmeye çalışmış” dedi.
‘Adli takip şartıyla bırakılan faile ulaşılmamış’
Furkan Tokal hakkında suç duyurusunda bulunduğu sırada yaşananları aktaran Burcu, “Bana koruma kararı çıktı. Sonra Bayraklı İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi Şiddet Birimi aradı. Aile içi bir konu zannetmişler. Furkan Tokal’ın numarasının sonunu doğrulamak için aramışlar. Olayı onlara da anlattım. Bana adli takip şartıyla bırakılan şahsa ulaşamadıklarını söylediler. Uzaklaştırma kararı tebliği eline ulaşmamış, avukatım başka yollarla ulaştırmak için uğraşıyor” dedi.
‘Aile failin yerini biliyor’
Failin çocuk, engelli ya da yaşlılara saldırıda bulunma potansiyeli taşıdığını ifade eden Burcu şu sözleri kullandı: “Duruşma tarihimiz belli değil, savcılıktan ya da herhangi bir yerden tebligat da gelmedi. Akrabaları gelip özür diledi. Çocuğumuzun geleceği için şikayetinizi geri çekin dediler. Ben de gidip tedavi olması gerektiğini söyledim. O 21 yaşında ona yazık, ben 44 yaşındayım bana yazık değil mi? Ben belki ömür boyu travma yaşayacağım. Aile onun yerini kesinlikle bilmiyor, çünkü önceden bulup polise getiren de aileydi.”
‘Yalnız yaşamak’ suç olarak görülüyor
Kendisine “kasten yaralama” suçundan kamu davası açıldığını dile getiren Burcu, “Hem sanık hem mağdur durumdayım. Polisler bana faili gösterdiğinde ben şok yaşadım. Puzzle Yapı Firması’ndan biri gelmiş, komşularıma nasıl bir kadın olduğumu sormuş. Bunu sormazlar. Bu firmanın ortaklarından birisinin akrabası çünkü. Sanki ben istemişim gibi ifade vermiş. Ben tek yaşıyorum, bu benim seçimim olamaz mı? Genelevde çalışan bir kadın bile olsam bu bana hak mıdır, bizim kanunlarımız bunlar mı?” diye sordu.
Karakolda adeta suçlandı
Karakolda verdiği ifade sırasında faili kasten yaralamaya çalıştığını kantılar nitelikte sorularla karşı karşıya kaldığını söyleyen Burcu, şunları dile getirdi: “Olay nasıl olmuş belli. Doğru soruları sor doğru cevap al. Ben zaten travma yaşıyorum. O anda her şeyi hatırlamam mümkün değil. Beni Adli Tıp’a bile götürmediler. Darp raporunu kendim gidip almamı söylediler. Çiğli Devlet Hastanesi’ne gittim. Hastane polisine cinsel saldırı girişimi yüzünden darp raporu alacağımı söyledim. Benimle kimse gelmedi. Meşru müdafaa olduğu için avukat bile götürmedim yanımda. Kendi başıma gittim, muayene oldum. Doktor ilgilenmedi, ben söyledikten sonra baktı.”
Kadının kendini savunabileceğini düşünmüyorlar
Failin yaşamını yitirmesi durumunda Melek İpek gibi suçlanan kadınlardan biri olabilme ihtimaline işaret eden Burcu, “Kadının kendini savunabileceğini düşünmüyorlar. Yapabileceğim bir şey yoktu. Can havliyle kendimi kurtardım. Karşı tarafın psikolojisini hiç dikkate almıyorlar. Travma sonrası stres bozukluğunun hiçbir şeye tepki vermemeye yol açabileceğini düşünmüyorlar. Herkes farklı tepki gösterebilir. Beynim böyle bir şey yaşamamışım gibi davranıyor. Yaşadıklarımı sonradan hatırlamaya başladım. Bence polislerin psikolojik eğitim almaları şart. Sorguyu yapan polislerin farklı olması şart” dedi.
‘İstanbul Sözleşmesi uygulanmıyor’
Polislerin İstanbul Sözleşmesi hakkında bilgisi olmadığını ve kadınların sözleşmenin uygulanması için uğraşması gerektiğini söyleyen Burcu şu ifadeleri kullandı: “Belki öldürülen kadınlardan biri de ben olacaktım. Tecavüze kalkışmış birinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılması çok mantıksız. Kapılarını çaldığı diğer kişiler benim şahidim olarak mahkemeye gelecekler. Evimde yatak odamda öldürürsem meşru müdafaa, başka yerde öldürürsem meşru müdafaa olmuyormuş. Bana başka yerde saldırdı ne diyeceğim? İçerde devam edelim mi diyeceğim?”
‘Saldırının psikolojik etkisi oldu’
Yalnız yaşayan kadınlar üzerindeki toplum baskısına değinen Burcu, “Akşam yolda yürürken arkamdan biri gelince evde biri varmış gibi telefonla konuştuğum çoktur ya da zile erkek ismi yazıyoruz. Olaydan sonra marketten dönerken köşede üç tane adam, adam da bana bakıyor. Evime gidemedim, geri markete gittim, komşumu çağırdım. Ben böyle bir insan değildim. Işıklı ortamda yatıyorum artık. Duşa girmeye korkuyorum” sözlerini kullandı.
Tüm kadınların özsavunmayı öğrenmesi gerekliliği üzerinde duran Burcu son olarak, “Beni psikolojisi bozuk, sapkın bir insan yıldıramaz. Ben yenilmeyeceğim. Ben her zaman buna inandım” diye konuştu.