
Tedbirlerin alınmadan okulların açılmasına tepki
- 09:04 10 Mart 2021
- Güncel
İZMİR - Pandemiye karşı yeterli önlemler alınmadan okulların açılmasına karşı çıkan öğrenciler, veliler ve öğretmenler, hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı başarısız bulduklarını söyledi.
Koronavirüs (Covid-19) nedeniyle Türkiye’de ekonomi başta olmak üzere eğitim ve sağlık alanlarında da büyük aksaklıklar yaşandı. Belirsizliğin en çok hakim olduğu eğitim alanında ise Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk en son 2 Mart’ta okulların yüz yüze eğitime geçeceğini duyurdu. Öğretmenler, veliler ve öğrenciler pandemiye karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu söyleyerek tepki gösterdi.
Okulların açılmasına ilişkin uzun süre belirsizliğin yaşandığını ve haftanın ikinci günü açılmasının karmaşa yarattığını ifade eden Eğitim Sen’li öğretmen Gülistan Balcı, “Biz haftalık programımızı haftanın ilk gününe göre yapıyoruz. Kararsızlar çünkü bilim kurulunun söyledikleri ayrı. Tablo ortada, riskin ne kadar büyük olduğu açık. Öğretmenler çok kaygılı. Yaşlı anne ve babamız var. Onlara bulaştırma riskini taşıyoruz” diye ifade etti.
‘Öğrencilerin tercih hakkı yok’
Daha önce okullar açılırken sınıfların yarı yarıya azaltıldığını hatırlatan Gülistan, “Bu son süreçte böyle bir şey söz konusu değil, çünkü sınıfları böldüğünde Milli Eğitim'e bir iş yükü olarak ek ders ödemesi olduğu için böyle bir şey yapmadı. Öğrenciye tercih şansı vermemiştir. Öğrenci okula gitmediği zaman EBA TV ve internetten dersi takip etmesi söyleniyor ama canlı ders olmadığı için yine fırsat eşitliği olmuyor. Bu yüzden biz bu sürecin hiçbir şekilde iyi yürümediğini görüyoruz” sözlerine yer verdi.
‘Eşit şartlar olsaydı uzaktan eğitim daha faydalı olurdu’
Bilişim alt yapısının güçlendirilip yeterli hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Gülistan, geçmiş yıllarda gündeme getirilen Fatih Projesi'ne atıfta bulunarak şunları söyledi: “Okullar bilişim açısından destekleyecekti ama hüsranla sonuçlanan bir proje oldu. Oraya harcanan milyarlar eğitime harcanmış olsaydı şimdi her öğrencinin tableti, interneti olur daha verimli bir eğitim süreci yaşanırdı. Oysa şimdi bir ailede 5 kardeş var. Hangi birine internet, tablet yetecek yetmiyor. Bize öğretmen olarak da yetmiyor. Ben öğretmenim, eşim öğretmen, kızım öğrenci. Üç tane bilgisayar almamız gerekiyor. Alamayanlar var. Uzaktan eğitim tam bir fiyasko keşke eşit şartlarda uygulanabilse. Ben yüz yüze eğitimden daha faydalı olacağını düşünüyordum ama uygulanma koşulları maalesef yok."
‘Fırsat eşitsizliğinin tam olarak yaşandığı bir süreç’
Bütün öğrencilerin okula gelmediğini risk taşımak istemeyen öğrenciler ve velilerin okula gitmeme yönünde karar aldıklarını ifade eden Gülistan, “Haklı olarak bu kararı verdiler, çünkü sağlık her şeyden önce gelir. Biz bu öğrencilere canlı ders vermiyoruz. Artık yüz yüze eğitim başladığı için bu çocukların eğitim görecekleri tek yer EBA TV bu durumda fırsat eşitliği söz konusu. Biz derslerde planlı koordineli bir şekilde gidiyoruz. EBA TV de bu yok. Öğrenci de zaten kendini koordine edemez fırsat eşitliğinin tamamen ortadan kalktığı bir süreç” dedi.
‘Topu önce öğretmene şimdi de öğrenciye atıyorlar’
Sınavların uzaktan eğitimle yapılma durumunda kısıtlı öğrenciye ulaşacağını, bu nedenle yüz yüze olması gerektiğini vurgulayan Gülistan, “Eğitim yeterli değil. Bir ölçme değerlendirme yapılacaksa yüz yüze yapılmalı. Herkesin internete ulaşma olanağı olsaydı elbette uzaktan eğitimle yapılmasını öğretmenler de tercih ederdi. Birinci dönem hiç tanışmadığımız öğrencilere not vermemizi istediler. Topu öğretmene attılar bu sefer sınav yaparak öğrenciye atıyorlar. Bizi bir şekilde birbirimize kırdırtıyorlar” diye belirtti.
‘Sınavlar iptal edilmeli’
Liseli öğrencilerin aylardır sınavların iptal edilmesi için sesini duyurmaya çalıştığını ifade eden lise son sınıf öğrencisi olan Deniz Tüz sınavların iptal edilmesini talep ettiklerini belirtti. Deniz, “Fırsat eşitsizliğindeki süreçten sonra bizi niye sınav yapıyorlar diye düşündük. Çünkü pandemide uzaktan eğitimle devam ediyoruz, ama bu eğitimde herkese eşit imkanlar sağlanmadı” dedi.
‘Verilmeyen eğitim ölçülecek’
İnternete erişemeyen öğrencilerin bilgiye de erişemediğini dile getiren Deniz, “Eğitim sadece sınav yapmak için olan bir şey mi? Bizim eğitim hayatımız sadece sınavdan ibaret mi? 8 ve 12. sınıflara okul açılıyor. 12 yıl boyunca sadece sınava hazırlanmak değil, biz doyurucu bilimsel, kendimizi geliştirebileceğimiz, aydın insanlar olabileceğimiz bir eğitim istiyoruz. Üniversite sınavı ve lise sınavı gerçek sonuçlar değil. Düzgün ve eşit koşullarda eğitim alana kadar hiçbir sınav gerçeği yansıtmayacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Eğitimin telafisi olur sağlımızın telafisi olmaz’
Dershane ve özel okullarda eğitimin pandemi döneminde de devam ettiğini, maddi durumu iyi olanların bu süreçten etkilenmediğini belirten Deniz, “Parası olan eğitim almaya devam edebiliyor. Bu koşullarda yapılacak en iyi şey okulları açmak fakat önlemleri almadıklarının farkındayız. Okula gittim okulumuz temizlenmemişti. Okulda çok az kişi vardı idareciler bile okula gelmemişti hiçbir denetime tutulmamış bir eğitim sisteminden bahsediyorum. Böyle bir sistemde bizim sağlığımızı tehlikeye atarak okulu açmak gerekiyor muydu? Böyle yarım bir eğitim alacağımıza bir sene eğitimi durduramazlar mı? Eğitimin telafisi olur ama giden sağlığımızı nasıl telafi edeceğiz. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için yüz yüze eğitim hepimizin istediği bir şey ama önlemleri alabilecek bir iktidarın olabileceğini düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
‘Yeterli önlem almamak daha hızlı sirkülasyona neden olur’
Hemşire olan Hülya Adıgüzel aşılama döneminde tam olarak bağışıklık gelişmeden okulların açılmasını doğru bulmadığını dile getirdi. Hülya, “Çünkü çocuklar taşıyıcı oldukları için hem okulda çalışan insanlar hem de evde yaşayan insanlara taşımaları açısından sirkülasyon daha hızlı yapacağına inanıyorum. Bölgesel olarak haftalık testlerle kontrollerin iyi yapıldığı takdirde açılabilirdi ama şu an gündemde olan açılma şeklini çok yeterli bulmuyorum” diye belirtti.
‘Önlemler yeterli değilken okullar açılmamalıydı’
Okulları açmak için salgının ve Türkiye’nin durumuna göre önlemler alınması gerekliliği üzerinde duran Hülya, “Eğitim ve sağlık bir insanın yaşam kalitesi için çok önemli ama açılma koşullarını gözden geçirmek gerekiyor. Ekonomik kaygıyla yapılan bir durumdansa bunu doğru bulmuyorum. Sadece sınıfları azaltmak ya da el yıkamak Covid-19 için alınan bir önlem değil. Öğretmen aşılandı mı? Bağışıklık gelişti mi? İkinci aşısını oldu mu? Çocuklara dokunmadan bir eğitim nasıl olacak. İyi kötü internet üzerinden daha güvenliydi” ifadelerini kullandı.
‘Çocukların arasında adaletsiz yarış yaptırılıyor’
Yıllardır eğitimin ve sağlığın ücretsiz olması gerektiğini dile getirdiklerini kaydeden Hülya, “Yıllardır özel üniversiteler kurulmasın, devlet üniversitelerine teşvik edilsin herkese eşit sağlık, eğitim verilsin diye söyledik. Pandemide bu sorunu tam olarak ortaya çıkardı. Çocuklar arası adaletsiz bir yarış olmasına neden olacak. Bunu kesinlikle onaylamıyorum. Herkes evinde internet, bilgisayar bulundurmak zorunda değil” dedi.
‘Bakanlık ve hükümet eğitimde de başarı sağlayamadı’
Hükümeti ve bakanlığı başarılı bulmadığını ifade eden Hülya, “Covid-19 dünyanın başında olan bir salgın ama idare etmek yönetmek hükümetin elinde verileri saklayarak ya da yetersiz önlemler alarak, ekonomi çok iyiymiş gibi göstererek var olmayan yalan bilgileri yayarak bir idare şekli olmaz. Bu yüzden hükümeti başarılı bulmuyorum. Hükümeti başarılı bulmadığım için de onun eğitim sistemini de başarılı bulmuyorum” diye konuştu.