İzmir’de kadınlar gece yürüyüşünden seslendi: Aşağı bakmayacağız

  • 21:01 8 Mart 2021
  • Güncel
 
İZMİR - İzmir Kadın Platformu’nın öncülüğünde gerçekleşen Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan kadınlar “Aşağı bakmayacağız” sloganlarıyla yürüdü.
 
İzmir Kadın Platformunun çağrısıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlenen Feminist Gece Yürüyüşü için binlerce kadın Kıbrıs Şehitler Caddesi'nde bulunan ÖSYM binası önünde bir araya geldi. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde son bulan yürüyüşte,  “Güvenceli iş şiddetsiz yaşam ve eşitlik için aşağı bakmayacağız” pankartı açıldı. Ayrıca yürüyüşte, “susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “kadın yaşam özgürlük”, “biji berxwedan jinan”, “jin jiyan azadi” “yaşasın kadın dayanışması”, “Gülistan Doku nerede?”, “kadınlar işe çocuklar kreşe”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “susma haykır eşcinseller vardır”, “polis elini bedenimden çek” sloganları atıldı. Üç dilde okunan basın açıklamasının Türkçe metnini Gizem Coşkun, Kürtçe metnini Jiyan Akan okudu. Yürüyüşte HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da söz aldı.
 
Etkinlikte İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü aktivistleri, ‘Kadın Marşı’ müziği eşliğinde dans gösterisi sergiledi. Ayrıca Grup Tahterevalli de müzik dinletisi gerçekleştirdi.
 
'Kod 29’la kadınlar kötü çalışma koşullarına mahkum ediliyor'
 
Güvencesizliğe, şiddete ve eşitsizliğe mahkum eden erkek egemen bu düzene karşı “Böyle gitmez” demek için bir araya gelindiği belirtilen basın açıklamasında pandemi önlemleri adı altında patronlar için teşvik, vergi indirimleri, istisnalar uygulanırken, kadınların taleplerinin görmezden gelindiğinin altı çizildi. İşten atılmalarda ilk akla gelenin kadınlar olduğu belirtilen açıklamada “İşten çıkarma yasağının istisnası olan ve “ahlak kurallarına” uymama anlamına gelen “Kod29” ile işten çıkartma yaygınlaştı. Kod 29, aynı zamanda “ahlaksızlık, namussuzluk” ile suçlanma korkusu nedeniyle kadınları kötü çalışma koşullarına mahkum etmenin sopasına dönüştü” sözleri yer aldı.
 
‘Erkek egemen sömürü düzeninizi kabul etmiyoruz’
 
Kayıt dışı sektörlerde çalışan özellikle göçmen kadınlara vahşi çalışma koşullarının dayatıldığı, dönüşümlü veya evden çalışma adı altında kuralsız çalışmanın yaygınlaştığı ifade edilen açıklamada, “Yoksul emekçi kadınlar daha fazla sömürüye, mobinge, şiddete açık hale geldi. İnsanlar ekmek, makarna kuyrukları oluştururken, yazlık-kışlık saraylara, yeni taşıtlara, sarayın mutfağına 710 milyon lira para ayıranların aynı gemideyiz laflarına karnımız tok. Pandemiyi de krizi de biz yaratmadık, yükünü de biz çekmeyeceğiz. Eşit işe eşit ücret, güvenceli iş güvenceli gelecek istiyoruz. Bize ucuz işçilik, kölelik, geleceksizlik dayatan erkek egemen sömürü düzeninizi kabul etmiyoruz” denildi.
 
‘İşyerinde koronavirüs evde erkek şiddetti’
 
Kadınların ‘evde kal’ çağrılarıyla cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı olarak yükünün arttığı ifade edilen açıklamada önce ev içinde şiddete sonra da toplum tarafından linçe uğramasına sebep olunduğu dile getirildi. Açıklamada, “Karantina ile birlikte okul, etüt merkezi, kreş vb. yerler kapanmak zorunda kaldı. Çalışan anne için çocuğunu bırakacak kurum sıkıntısı oldu. İş yerlerinde covid-19 tehlikesinde, evde ise erkek şiddetine uğradılar” diye belirtildi.
 
‘Katledilen her kadının sorumlusu erkek egemenliğidir’
 
Geçtiğimiz yıl 300'den fazla kadının katledildiği, son 2 ayın da kadın katliamları ve erkek şiddetiyle geçtiği belirtilen açıklamada, “Her kadın cinayeti de kadın cinayeti değil denilerek, intihar, kaza olduğu öne sürülerek gerçekler örtbas etmeye çalışıyor. Biz biliyoruz ki öldürülen her kadının sorumlusu erkek egemen sistem, onun yürütücüsü devlet ve iktidarın yanlış politikalarıdır” şeklinde ifade edildi.
 
Gülistan Doku’nun akıbeti soruldu
 
Adalet ve yargı sisteminin kadın katillerini, tecavüz faillerini etkin ve objektif soruşturmadığı belirtilen açıklamada kendini savunmak zorunda kalan Melek İpek, Nimet Akgün’e verilen hapis cezalarına dikkat çekildi. Açıklamada, “Geçtiğimiz yılın başından beri haber alamadığımız Gülistan Doku’nun akıbeti için de hala ellerini taşın altına koymuş değiller. Adaletin yalnızca, hukuk
kitaplarında, yasa kitapçıklarında basılı, tabelalarda asılı kaldığı bir ülkede yaşıyoruz” denildi.
 
'İstanbul Sözleşmesi tartışılamaz'
 
Heteroseksist erkek egemen zihniyetin LGBTİ+’lara yönelik psikolojik, fiziksel her türlü şiddete devam ettiği belirtilen açıklamada tüm bunların karşısında kadınların 2020 yılını bir mücadele yılına çevirdiği ifade edildi. Kadın katliamlarına karşın iktidarın koruyucu yasaları uygulamadığı gibi İstanbul Sözleşmesini iptal etmeye çalıştığı belirtilen açıklamada, “Kadınlar bulundukları her alanda ‘İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz’ sloganını haykırarak iktidarın İstanbul Sözleşmesi’ne yaptığı saldırıyı püskürttü. İstanbul Sözleşmesini uygulamaktan aciz bu iktidar, şimdi kadınların elindeki tek dayanak olan İstanbul Sözleşmesi'ni tartışılabilir hale getirmeye çalışıyor ve kadınları şiddetten korumak için yeni anayasa yapacağını ilan ediyor. Biz kadınlar, geleceğimizi iktidarın vaatlerine bırakamayız.  İstanbul Sözleşmesi tartışılamaz” diye belirtti.
 
'Kayyım zihniyeti kadın kazanımlarına saldırıyor'
 
Cinsiyet eşitlikçi mücadele sonucunda kazanılan eşit temsiliyet, kadınların partilerde, meslek ve kitle örgütlerinde özellikle de yerel siyasette yer almalarını sağlayan en önemli mekanizmalar iken yerel yönetimlerdeki eşbaşkanlığın “suç” sayıldığı ifade edilen açıklamada, “Belediyelere atanan kayyumların, öncelikle kadın kazanımlarına saldırması ile Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyumların ilk icraatının lgbt+ların çalışma kulübünü kapatması arasında zihniyet farkı bulunmuyor. Kayyumlar tarafından kadın kazanımları gasp ediliyor çoğu kadın derneği, kayyumlar eliyle kahvehanelere çevriliyor” sözleri yer aldı.
 
Alo şiddet hatları, kadın konuk evlerinin kapatıldığı, “Aile ve Toplum Hizmetleri Müdürlükleri”ne erkekler atandığı ifade edilen açıklamada, “AKP'li Özlem Zengin, ‘Türkiye'de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum’ derken her gün yeni bir çıplak arama veya gözaltında taciz haberi geliyor. Sırf kadın mücadelesi yürüttükleri için, ev baskınlarında köpekli işkenceye, kötü muameleye, göz altında tacize ve çıplak aramaya maruz bırakılan kadın arkadaşlarımızı sindirebileceklerini, özgürleşme sevdalarından vazgeçirebileceklerini sanıyorlar” diye ifade edildi.
 
Talepler ise şöyle sıralandı:
 
“ * Her kadına güvenceli iş sağlansın,
 
* Eşit işe eşit ücret sağlansın,
 
* İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın,
 
* Kod 29 ile damgalanmaya hayır, işten çıkarmalar yasaklansın, kod 29 kaldırılsın,
 
*Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilsin,
 
* İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın,
 
* KHK’ler iptal edilerek haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçiler görevlerine iade edilsin,
 
* Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulsun,
 
* İstanbul Sözleşmesi’nin iptali şiddetin önünü açmaktır: Sözleşme uygulansın,
 
* İyi hal indirimi kaldırılsın,
 
* Kadına yönelik her türlü şiddeti önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemeler acilen yapılsın!
 
* Göçmen kadınlar ve çocuklar için nefret dilinden uzak insanca bir yaşam ortamı sağlansın,
 
* Yeterli sayıda ve kadınların yönetiminde olan, kamu tarafından finanse edilen kadın sığınma evi açılsın,
 
* Kadınların korunmasının önündeki tüm bürokratik ve fiili engeller kaldırılsın,
 
* Bütçede, eğitimde ve her türlü yasa ve uygulamada toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınsın,
 
* 7/24 açık, ana dilde hizmet veren kreşler açılsın, kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılsın.”
 
Basın açıklamasının ardından söz alan Serpil Kemalbay ise tutsak kadınlara dayanışma mesajlarını göndererek başladığı konuşmasında “Zindanlarda kadın öğrenciler ve siyasetçiler var buradan onlara selam göndermek istiyorum. bu yürüyüş patriarkaya karşı kapitalizme faşizme karşı yürüyüştür. Kadınların ayak sesleri bütün dünyayı yerinden oynatacak. Hepimize rehberlik ediyor. yaşasın kadınların özgürlük mücadelesi” sözlerine yer verdi.
 
Etkinlik Kadınlar Birlikte Güçlü ekibinden kadınların hazırladığı müzik dinletisinin ardından halaylar ve sloganlarla sona erdi.