Sağlık emekçisi kadınlardan 8 Mart açıklaması

  • 14:08 8 Mart 2021
  • Güncel
ANKARA - Sağlık meslek örgütleri 8 Mart dolayısıyla yaptıkları açıklamada, “Derinleşen krizlerin karşısında, dayanışmamızın verdiği güçle mücadelemizi büyütüyoruz! Yaşamak ve yaşatmak için yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması!” dedi.
 
Ankara’da bulunan sağlık meslek örgütleri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla İbni Sina Devlet Hastanesi bahçesinde basın açıklaması gerçekleştirdi. Hastane önünde yapılmak istenen açıklamaya polislerin müdahale etmesi ve kadınların açmak istediği pankartı yırtması üzerine kadınlar, hastane bahçesinde açıklamayı gerçekleştirdi.
 
Açıklama yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eşbaşkanı Nazan Karaca,  emeklerinin değersizleştirildiğini, haklarının gasp edildiğini ifade etti. Sağlık emekçisi kadınların pandemide gerektiği gibi korunmadığına dikkat çeken Nazan, “Kadın emeği görmezden gelinmekte. Pandemiyle mücadelede şeffaf ve gerçekçi olunmaması nedeniyle sağlık kurumlarında yaşanan tüm sorunların kaynağı sağlık emekçileri olarak görülmekte ve bu durum sağlıkta şiddeti artırmaktadır. Patriarkal kapitalizmin saldırılarına rağmen yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz! Salgının getirdiği biz kadınlara göre hiç de yeni olmayan baskıcı düzenin ilk 8 Mart’ında baskı, şiddet ve sömürünün, derinleşen krizlerin karşısında, dayanışmamızın verdiği güçle mücadelemizi büyütüyoruz! Yaşamak ve yaşatmak için yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması!” dedi.
 
Nazan sağlık emekçileri olarak 8 Mart taleplerini şöyle sıraladı:
 
“* Kadın mücadelesi ile kazanılan 8 Mart günü kadınlara ücretli izin olarak verilmelidir.
 
* Cinsiyetçi iş bölümü nedeniyle kadınların üzerine yıkılan çocuk bakımı, ebeveynlerin ortak sorumluluğudur. Kreş, kamusal bir hizmet olarak sunulmalıdır. Parasız, 24 saat hizmet veren, anadilde, nitelikli kreşler tüm iş yerlerinde kadın sayısına göre değil, çalışan sayısına göre belirlenmeli, çalışanlar arasında ayrım yapılmadan hizmet sunulmalıdır.
 
* Sağlık ve sosyal hizmetler iş kolu tehlikeli iş kapsamına alınmalı, yıpranma payı arttırılmalı ve kadın sağlık emekçilerine ek yıpranma payı verilmelidir.
 
* Nitelikli, kadınlara uygun kişisel koruyucu ekipman ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
 
* Kadınlar fizyolojik bir döngü olan regl döngüsünün doğal belirtileri olan karın ağrısı, kramplar ve halsizlik gibi belirtileri ile çalışmak zorunda bırakılıyor ya da bu doğal süreç için zar zor ‘hastalık raporu’ almak durumunda kalabiliyor. Oysa regl olmak hastalık değildir. Bizler kadın özgünlüğümüzle eşit ve haklarımızla çalışmalıyız, ücretli izin hakkımızı istiyoruz.
 
* Fiilen uygulanan kürtaj yasağına son verilmeli, kürtaj hakkımızı kullanmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Pandemide giderek zorlaşan kadınların cinsel sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmalıdır.
 
* Doğum sonrası 24 ay ücretli izin verilmelidir. Doğum izninin anne ve bebek için biyolojik gereklilik ortadan kalktıktan sonraki kısmı, her iki ebeveynden birini kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.
 
* 3600 ek gösterge hakkı, sağlık hizmetleri kapsamında yer alan tüm personel için uygulanmalıdır.
 
* Çalışma hayatında kadına yönelik şiddetle mücadelede, Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO)’nün 190 sayılı "Çalışma Yaşamında Şiddetin ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi" imzalanmalıdır.
 
* Kadın çalışanların yoğun olduğu sağlık alanında, kadına yönelik her türlü şiddet ve taciz durumunda kadınların güvenle başvurabileceği bağımsız kadın birimleri oluşturulmalıdır.
 
* Bizler yaşamak, yaşatmak istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa tam ve istisnasız uygulanmalıdır.”