
Alevi kadınların muhabbet ceminin sonuç bildirgesi yayınlandı
- 17:23 6 Mart 2021
- Güncel
İZMİR - DAD Kadın Meclisi’nin öncülüğünde gerçekleşen "Yolda İkrar, Canda Birlik” muhabbet cemini sonuç bildirgesi yayınlandı. Alevi kadınlara Kadın Ana kültürünün görünürlüğü için mücadele çağrısında bulunuldu.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi 4 Mart’ta farklı süreklerde Kadın Analarla düzenlediği "Yolda İkrar, Canda Birlik” muhabbet cemi sonuç bildirgesini yayınladı. Bildiride farklı süreklerden anaların kendi özgünlüklerinde bir araya gelerek bir arada durabildiği belirtilirken Alevi kadınlara Kadın Ana kültürünün ortaya çıkarılması için mücadeleye çağrı yapıldı.
‘Tüm diller anayı hafızasında taşır’
Kadın Ana tarihinin hakikatine değinmek, Alevi inancını yeni kuşaklara anlatmanın gerekliliğine yönelik muhabbet etmek amacıyla muhabbet ceminin düzenlendiğinin ifade edildiği bildirgede, “Tüm diller anayı kendi hafızasında taşır. Tarihin dili ananın dilidir. Gelin bir daha ananın tarihiyle buluşalım. Alemdeki her zerrenin bir varoluş nedeni vardır. Bunu ana kadının her zerresinde kendini görünür kılmıştır” sözlerine yer verildi.
Bildirgenin devamında şunlara yer verildi;
“Demokratik Alevi Dernekleri Kadın Meclisi, olarak, 04 Mart’ta Alevi sürelerindeki analarımızla ‘Yolda İkrar, Canda Birlik Muhabbet cemi’ni’ yaptık. Bir kez daha Hak hakikat dilinde, kendi yüzümüzü, Ana kadın tarihine çevirip, ikrar verip, ana diyar ve jiarlarımızla hak olup, demlendik. Amacımız analarla muhabbet etmek, alevi inancındaki kadının tarihsel hakikatine değinmek ve günümüzdeki yerine yönelik muhabbet etmekti. Ayrıca inancımızı yeni kuşaklara, masumu pak canlara anlatmanın gerekliliğine yönelik muhabbet etmekti. Ananın dili xızır dilidir, hak dilidir, kâinat dilidir, her dermana şifadır. Bizler bu deryanın ve hakikatın dilinden uzaklaştıran dile nehak dedik. Oysaki her can bir dilin varlığını kendi evreninde taşır. Tüm diller anayı kendi hafızasında taşır. Tarihin dili ananın dilidir. Gelin bir daha ananın tarihiyle buluşalım. Alemdeki her zerrenin bir varoluş nedeni vardır. Bunu ana kadının her zerresinde kendini görünür kılmıştır.
‘Birlik olalım yola ikrar olalım'
Her kadın can bir daha kendimizle, ruhsal bedensel ikrarlaşmayı, kendi hakikatımızla pay ederek, cümle insanlığın yaşadığı bu demi devranda çare ve şifa olacağına inandık. Çare yoldur. Yolun şifası ve bereketi ananın tarihsel hikmetiyle yeniden, Daye, Maye olup kendisini doğurup yol açtığını göstermiştir. Pir hikmetine sahip olanlarla, yol açan, yol süren, yol inşa ederek, tarihsel ana hakikatıyla can olup ikrar meydanında birlik olmaktır. Analar, pirler, talipler, Rehberler, Derwişler, Musahipler, Mürşitlerin rızalığında bir araya gelmek ve ikrarlaşmak mümkündür. Biz başarabiliyorsak tüm Alevi sürekleride başarabilirler. Bir daha Tüm Kadim Ana süreklere sesleniyoruz: ‘gelin tüm Analar, pirler talipler, Mürşitler, cem olalım, birlik olalım yola ikrar verelim.’
'Bütün varlık hakkın cemalini taşır'
Biz Analar cümle alemin deminde hak hakikat nuruyla bir kez daha kendimizi Hak aynasında, xızır kılavuzluğunda, cümle kâinata damlanın nuruyla hak meydanın da gonca gül olup açıldık evrenin kapısında. Birimiz kırk, kırkımız bir olup, ikrarlaştık. Söylediğimiz hak sözünü bir daha hakikat anamızın hak deryasına yazdık. Sözümüz toplumsal hakkikatımıza, tarihimize, inancımıza sadakatimizdi. Kopan, koparılan, uzaklaşan, gizli bırakılan, görünmesini engelleyen, nahak’ın aklına karşı, ananın tarihsel, toplumsal, hakikatini yeniden gün ışığına çıkarmaktır. Bizler bu tarihsel hakikatimize yeniden bir yol açıp, kendi toplumsal varlığımızla, kimliğimizle, jiyar ve diyarlarımızla ikrarlaşarak ancak yol alabileceğimize inanıyoruz. Bu muhabbettin aşkı ve demi buradan geliyor. Her muhabbet dem olmaktır, her demde can olup deryada damlanın nuruyla yeniden ikrarlaşmaktır. Biz Analar ve kız kardeşler toplumu olarak, kendi hak-hakikatımızı ‘Zöhre yıldızın’ gösterdiği kılavuzla bu bereketli zaman ve mekânın meydanında cemre olup toprak anamızın hakikat diyarında bahar olup açıldık, kâinat anamızın bağrında. Bu bahar müjdesinde, tüm zorda, darda kalanlara bir daha Mizgini salıyoruz. Çünkü inancımızda toprak mülk değildir. Hakkın görünür kılındığı mekandır. Alemde bütün varlık hakkın cemalini taşır.
'Akıl nehak aklıdır'
Bizler bu Baharın mizginiyle kendi Muhabbet cemimizi yaparak kendi müjdemizi vermiş olduk. Analar yaşamın her alanında cem olup, toplumsallığın tüm hikmetini anacıl zihniyetle ördükçe, nahak aklı ve zihniyetini aşabilirler. Bizler geçmişte de vardık, şimdide var olacağız. Varlığımız hakikatının, kâinatın, Alemin nurudur. Bunun içinde, Anafatma'nın nuru tüm anaların ikrarı sayılmıştır. Kendisini üreten, var eden, varlığıyla yaşamı üreten ana kadın olmuştur. Anacıl eksenli bir hakikatı göz ardı eden her zihniyet nahaktır. Tarihsel bir deryayı dar sınırlara çeken, sürekli görmezlikten gelen akıl nehak aklıdır. Kim ki bu akılda ısrar ederse, onlara söyleyecek sözümüz var: ‘Hakikatın aynasından tarihe bakın, Alemin kainatında kimi göreceksiniz.’ Her yaşanan tarihin izinde ana kadının tarihini ve yaşamını göreceklerdir. Alevi Kadını bu tarihsel zaman ve mekânın izinde Ata Ananın hakikatini görürler
'Kutsallıklarımıza dönük saldırı vardır'
Muhabbet cemimizde, anaların hikmetinde ve meydanında, cem olmayı, dem olmayı başarabildik. Bu meydanda her ana can kendi zaman ve mekânın deryasında buluştular. Her zamanın ve ruhun da bir mekânı vardır, her kelamın sözün bir mekânı vardır. En büyük mekân insanın kendi bedensel zihinsel ve ruhsal mekânında ikrarlaşmasıdır. Bizler en büyük kopuşu ruhsal ve zihinsel mekânlarımızda yaşadık. Her kopuş bizleri bin bir parçaya böldü. Bu kopuş yolun devamından bizleri uzaklaştırdı. Oysaki biz analarda bu yolun devamında sorumluyuz. Pirlik bu yolda bir damla ise biz analarda deryayız. Ana kadın eksenli toplumsallığın merkezinde rızalık eksenli olduğunda, toplumsallık kadın etrafında ikrarlı ve rızalıkla şekillenmiştir. Bugün nehak tarafından hem toplumsallığımız hem varlığımız hem inancımız hem özgürlüğümüz ve tüm kutsallıklarımıza dönül saldırı vardır. Kadına saldırı, toplumsallığa, barışa, adalete, özgürlüğe, inanca saldırıdır. Bundan dolayı İnancımızda kadına saldırı, rıza toplumuna ve hakkına ve hakikatın’a saldırıdır.
'Ana kadının cemalinde hakkı görelim'
Bu yolda Ana kadın hakikatıyla birlik, Rıza toplumuyla birlik olmaktır. Ana Kadınla her mekânda her meydanda rızalık ve ikrarlık içinde bir araya gelmenin ne kadar tarihi bir değeri olduğunu bir daha fark ettik ve hep birlikte yaşayarak nurlandık hak meydanında. Ana kadının meydanında her varlık kendi cemalini, nurunu, hakikatını, inancını yaşayabileceğini, gördük. Yeterki her mekânda, her xanede, ana kadının delili uyandırılsın, Yeterki ana kadının cemalinde hakkı görelim. Bir daha nereye bakarsak hakkı, xızırı, hakikatı gördüğümüzü bilelim. Ana kadının nuru kemaleti, delili, dili, sözü, marifeti, sesi, demi devranın olmadığı bir alemde, yaşamda var edilemez. Her mekân ve zaman da ananın nuru yağmalı ve orda aydınlık ışık, bilim, bilgelik yaşasın. Bir kez daha, Gelin hak hakikat meydanlarında, yolumuzu, inancımızı, can-cana, yan yana, dem deme, cem ceme, xızır aşkı ve Ana-Fatma’nın kemaletinde ikrarlaşalım. Yol Rızasız, mekân sahipsiz, ocax anasız, değildir.”