‘Kadınların kalabalığını hatırlayarak ilerliyoruz’
- 14:36 2 Mart 2021
- Güncel
İSTANBUL - HDK Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla gerçekleştirdiği basın toplantısında, “Erkek devletlerin ittifakına karşı, direnen kadınların kalabalığını hatırlayarak ilerliyoruz” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, 8 Mart'a giderken "Erkek devlet şiddetini teşhir ediyor kadın dayanışmasını büyütüyoruz" şiarıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelmesinin Kadıköy Kaymakamlığı’nca yasaklanması nedeniyle Beyoğlu'nda bulunan Genel Merkez binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, "Erkek devlet şiddetini teşhir ediyor kadın dayanışmasını büyütüyoruz" pankartı açıldı. Toplantıya HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm ve çok sayıda kişi katıldı.
‘İktidar sokakta adım atmamızdan bile korkuyor’
Toplantıda ilk olarak konuşan İdil, 8 Mart için kadınlara alanlarda olma çağrısı yapacaklarını ancak engellendiklerini hatırlattı. İdil, iktidara “Kadınların yaptığı çağrı nasıl kamu düzenini bozabiliyor?” diye sordu. İdil ayrıca polisin toplantı yapılan binanın çevresinin ablukaya almasına da tepki gösterdi. İdil, iktidarın kadınları tehdit olarak gördüğünü kaydederek, “İktidar adeta kadınların sokakta adım atmasından korkar hale gelmiştir. Ancak biz yeni yaşamı örmeye, kadınların dişi ile tırnağıyla elde ettikleri kazanımları korumaya mücadele etmeye devam edeceğiz. Alanlarda bizimle olan, olamayan kadınlar da bunu görüyor” dedi.
‘Her alanda varız diyen bir kadın mücadelesi gerçekliği var’
İktidarın politikalarıyla evlerin daha da güvensiz alanlara dönüştürüldüğüne dikkat çeken İdil, “İktidarın karnesine baktığımızda 300 ü aşkın kadın öldürüldü. Pandemi de evler kadınların en çok şiddete uğradığı alanlar oldu” diye söyledi. AKP’li Özlem Zengin’in çıplak aramaya ilişkin sözlerini anımsatan İdil, “Katledilenlerin koruyanlar, failleri sokağa salanlar kendileri, kadının beyanının esaslığını tartışmaya açan, erkek devlet, tek adam rejimini kurmayan çalışan da kendileri. Tüm bu kuşatılmışlığa rağmen yaşamın her alanında varız diyen, yaşamın her alanında kadın özgürlük mücadelesini örmeye çalışan bir kadın mücadelesi var” diye konuştu.
Son zamanlarda yapılan kongrelerindeki kalabalığı dile getiren İdil, “Söz konusu kadınlar olduğunda korkulu rüyaları depreşiyor. Pandemiyi bahane göstererek engellemeye çalışıyorlar” diye belirtti.
‘Hiçbir yere gitmiyoruz, buradayız’
“Kamu düzeni kimi koruyor, kimin için var?” diye soran İdil, “Bizim için yok biz bunu görüyoruz. Bizim örgütlenme gücümüzden başka bir şeyimiz yok. Biz hiçbir yere gitmiyoruz bizim yerimiz belli. Yaşamın olduğu her yerde kadın mücadelesini, örgütlenme ve dayanışmasını büyüterek mücadele etmeye ve yükseltmeye devam edeceğiz” diyerek herkesi 8 Mart’ta ve öncesinde yapılacak olan çalışmalarda sokakta olmaya çağırdı.
‘Kadın özgürlük mücadelesi şarttır, vazgeçmiyoruz’
Ardından konuşan Züleyha, iktidarın “kadın düşmanı” politikalarını failleri ödüllendirmekle devam ettirdiğinin altını çizerek, “Erkek yargının failleri koruduğu bir sistemle karşı karşıyayız. Hukuk alanı erkek egemenliğini güçlendiren bir zeminde duruyor. Bu iktidar yaratmak istediği yeni toplumsallıkla ‘makbul kadını’ yaratmak istiyor. Biz kadınlar özgürlüklerimizden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz. İktidar kadın özgürlük mücadelesinde rahatsızlık duyuyor. Bizim içinde kadın özgürlüğü şarttır, ondan vazgeçmiyoruz” diyerek 5 Mart’ta Kadıköy’de yapılacak eyleme ve 8 Mart Feminist Gece Yüryüşü’ne katılım çağrısında bulundu.
Açıklamayı katılanlar adına HDK İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Cengiz okudu.
‘8 Mart özgürlük ve eşitlik için isyan günü’
Aynur, 8 Mart’ın, erkek egemen sisteme, savaşa, şiddete ve her türlü baskı ve sömürüye karşı kadınların mücadelelerini, barış, hak ve eşitlik taleplerini dile getirdikleri gün olduğunu vurguladı. 2020 yılında kadına yönelik erkek şiddetini hatırlatan Aynur, şöyle devam etti: “Erkek devlet şiddetini önleme yükümlülüğü olan iktidar, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’a saldırmaktan geri durmadı. Haklarını isteyen ve adaletsizliklere karşı çıkan herkesi ‘terörist’ ilan eden ve yargıladığı pek çok masum kişiye elektronik kelepçeyle ev hapsi veren erkek yargı, koruma kararlarına rağmen kadınlara yaklaşan, yaralayan ve öldüren erkeklere ise elektronik kelepçe takmamış, patriyarkal sisteminin birer neferi olarak medyasıyla, yargısıyla koruyup kollamıştır.”
‘Melih Bulu polis şiddetine destek verdi’
Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li kayyım rektör Melih Bulu’nun üniversite bünyesinde LGBTİ+ Kulübü’ne saldırısını anımsatan Aynur, “Melih, LGBTİ+’lara yönelik nefret dili kullandı, demokrasi talep eden öğrencilere soruşturma açtı, polis şiddetine yol verdi, destek verdi, bizzat bu şiddete dayanarak üniversiteye girebildi. Bizler, kayyum politikalarını halkın iradesiyle seçilmiş HDP belediyelerine atanan kayyımların, bu belediyelerdeki kadın birimlerine/ merkezlerine yapılan saldırılardan, kadın kazanımlarını gasp etmesinden ve eşbaşkanlık sistemine yapılan saldırılardan biliyoruz. Tıpkı eşit, demokratik, özgürlükçü, doğrudan katılımı esas alan, şeffaf, hesap verebilir ilkelerin bütünlüğünü pratikleştiren kadın özgürlük çizgimize yönelen erkek devletin polis/asker şiddeti gibi” sözlerine yer verdi.
‘8 Mart’ı özgürlük için hayatını kaybeden kadınlara adıyoruz’
Aynur son olarak, “Her yıl olduğu gibi bu 8 Mart’ta da sokaklarda ve meydanlarda mücadele direncimizi ve kararlılığımızı, bitmeyen azmimizi ve isyanımızı yükseltiyor ve 8 Mart’ı kadın özgürlük ve eşitlik mücadelesinde hayatını kaybeden tüm kadınlara adıyoruz. Bir kez daha kalabalığın bir parçası olarak, onu yaratan ve tarihe notunu düşen kadınlar olarak direnişte ve mücadelede yerimizi alacağız” diyerek, tüm kadınları 6 Mart’ta Kadıköy’de, 8 Mart’ta Feminist Gece Yürüyüşü’nde sokaklarda olmaya davet etti