Siirt’te 8 Mart startı: Saraların direnişi yeni yaşamı kurma gerekçesidir

  • 15:57 26 Şubat 2021
  • Güncel
SİİRT - TJA, bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında yapacakları eylem ve etkinliklerinin startını Siirt’te verdi. Kadınların engelleri aşarak yaptığı açıklamada, Saraların, Sevêlerin direnişinin yeni bir yaşamı kurma gerekçesi olduğu belirtilerek, 8 Mart’ı güçlü geçirme vurgusu yapıldı.
 
Siirt’te Tevgera Jinên Azad (TJA), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, “Kadın Kırımına Karşı Yaşamı, Tecride Karşı Özgürlüğü Savunuyoruz” şiarıyla açıklama gerçekleştirerek start verdi. Açıklamaya TJA’lılar, Rosa Kadın Derneği, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca ve HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, HDP bölge il ve ilçe eşbaşkanları katıldı. Açıklamada, “Kadın kırımına hayır” pankartı ve “Yaşasın 8 Mart”, “Kadın kırımına son”, ve “Jiyan jiyan azadi” dövizleri taşınırken kadınlar yöresel elbiseler giyerek açıklamaya katıldı. 
 
Açıklama yapmak isteyen kadınlar polis ablukasıyla engellenmeye çalışıldı. Engellemeye zılgıt ve sloganlarla karşılık veren kadınlar engellere rağmen açıklama yaptılar.
 
‘Bu tablo utanç vericidir’
 
Açıklamada ilk olarak konuşan Meral Danış Beştaş, polis ablukasının utanç tablosu olduğunu söyledi. Meral ablukanın kadınları amaçlarından alıkoyamadığını belirterek, kadın kazanımlarının saldırı altında olduğunu ve gasp edilmeye çalışıldığına işaret etti. Kadınların kazanımlarını koruyacağının vurgusunu yapan Meral’in konuşması devam ederken ablukaya alınan kadınların yanına gelmek isteyen kadın kitlesi engellenmek istendi. Polisin engellenme girişimine karşı kadınlar sloganlarla yürüyüş gerçekleştirerek abluka altında olan kadınların yanına geldi.
 
‘Tecrit kavramını kullanmak yasak’
 
Ardından konuşmasına kaldığı yerden devam eden Meral ülkede kanunlarda var olan ve uygulanan kavramların kullanılmasının yasak olduğunu ve bu kavramlardan birinin “tecrit” olduğuna değinerek, “Ülkede tecrit kavramı var ve tecrit kavramını kullanmak suç sayılıyor. TCK’den söz ediyorum ve TCK’de tecrit suçunun zaman aşımı yoktur. Şu an 107 cezaevinde binlerce mahkum tecrit işkencesine karşı açlık grevindedir. Biz kadınlar bütün işkence yöntemlerine karşılık savunma yaptığımız gibi tecride karşı özgürlüğü de savunuyoruz” dedi. 
 
‘Tüm kadın örgütleriyle mücadele yürüteceğiz’
 
Toprağa düşen her kadının katilinden hesap soracaklarını ifade eden Meral, sistemi değiştirmek için mücadeleyi ilerleteceklerini belirtti. Meral, “Bu kalkan, abluka ve korkunuz bu mücadeleyi engelleyemiyor. Biz bu mücadeleyi içeride, dışarıda, ülkenin her yerinde, dünya kadın hareketleriyle, Ortadoğu kadın hareketleriyle ve Türkiye kadın hareketleriyle yürüteceğiz. Kadın haklarından söz edilip kadınların arkasında olacaklarını söyleyecekler. Bizde ‘bir gidin be oradan, yalan atmayın’ diyeceğiz. Siz kadınları engelleyenler bizi değil kadın katillerini, tecavüz edenleri, şiddet uygulayanları durdurun. Biz bu mücadelede her zaman sizden daha güçlüyüz. İçişleri Bakanlığı’na buradan bir çağrım var. Yasaklarla bu tepkileri sadece kısa bir süre görünmez kılabilirsiniz ama bitiremezsiniz. Basın mensuplarına böyle bir görsel açıklama yaptığımız için üzgün olduğumuzu ifade etmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı. 
 
‘Mücadele sürüyor sürmeye devam edecek’
 
Ardından kadınlar adına açıklamayı okuyan TJA aktivisti Şilan Kan, Clara Zetkin ve Rosa Luxemburgların dünya kadınlarına 8 Mart Dünya Emekçiler Günü’nü miras bıraktığını kaydetti. Şilan, “Bu mirasın yüzyıldan fazla bir süre farklı coğrafyalarda kadın direnişinde belirleyici rolü oldu. Kadınların özgürlük ve birlik talebi ile bir araya geldi. Dilimize, bedenimize, kimliğimize, kültürümüze, doğamıza, ekonomimize ve kazanımlarımıza saldırarak varlığını sürdürmeye çalışanlara karşı tarih boyunca verilen mücadele şimdi de sürüyor ve sürecek. Bundan kaynaklıdır ki kadınların kazanımları ve değerleri kaybolmuyor” dedi. 
 
‘İşkencelerden geçiriliyoruz’
 
Kadınların aile içinde, iş yerinde ve hayatın her alanında katledildiğini, mahkeme salonlarında ve haberlerde de tekrar tekrar katledildiğini belirten Şilan, “Kadını özsavunmasız bırakmak isteyenler bunu katliamlarla gerçekleştirmek istedi. Bununla amaçlanan kadını iradesiz bırakarak özgürlüğünü elinden almak isteniyor. Taciz, tecavüz ve katlediliyoruz. İşkenceden geçiriliyoruz. Yoksulluk ile yüz yüze bırakılmaya çalışılıyor. Tutuklanıyoruz. Büyük emekler verdiğimiz işimizden KHK ile ihraç ediliyoruz. Kadınlar her gün katledilip erkekler cezasız bırakıldığı için hayata tutunmaya çalışan kadınlar kendilerini savunmak için özsavunmada bulununca erkek yargının yüksek cezalarıyla karşılaşıyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Direnişi yasaklayanların politikasını boşa çıkaracağız’
 
Kadın katliamlarının önüne geçmek için örgütlenmek gerektiğine işaret eden Şilan, bundan kaynaklı kadınların yönünü Jineoloji’ye çevirdiğine dikkat çekti. Şilan, Saraların, Sevêlerin direnişinin yeni bir yaşamı kurma gerekçesi olduğunun altını çizerek, “Bilinmelidir ki bugün Kürt halkının iradesinin tecrit edilmesi kadınların ve bütün toplumun tecrit edilmesidir. Fikri ve iradesi olmayan bir kadın yaratmak istiyorlar bunu da tecrit politikalarıyla yapmaya çalışıyorlar. Kadın kırımına karşı yaşamı savunma ve bu karanlık günlerden çıkabilmek için ve tecridi kırmak için açlık grevleriyle direnen kadınlardan aldığımız ilhamla 8 Mart’ı karşılıyoruz. Coğrafyamızı açık bir cezaevi haline getiren, düşünmeyi direnişi yasaklayanların cezalandırma politikalarını boşa çıkaracağız. Leyla ve Ayşe’nin dediği gibi, ‘içerde ya da dışarıda olmak fark etmez bizler direnişle mücadelemizi devam ettireceğiz’ ve ‘biz Kürdüz, kadınız, buradayız’ diyoruz” diye ekledi.
 
Yapılan konuşmaların ardından açıklama “Jin jiyan azadî”, “Bijî berxwedana jina”, “Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları ve çekilen halaylarla sona erdi.