TJA 8 Mart'a hazır: Her alanda kadınlarla buluşacağız

  • 09:01 24 Şubat 2021
  • Güncel
 
DİYARBAKIR - TJA 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla "Tecride karşı özgürlüğü, kadın kırımına karşı yaşamı savunuyoruz" şiarı ile alanlara çıkıyor. TJA, birçok eylem etkinlik düzenleyerek kadınlarla buluşacak.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart'ta alanlarda olacak. Günler öncesinden 8 Mart çalışmaları yürüten TJA her yıl farklı bir şiarla alanlara çıkıyor. Bu yıl da "Tecride karşı özgürlüğü, kadın kırımına karşı yaşamı savunuyoruz" şiarıyla kadınlar alanlarda olacak. Ana temasına özgürlüğü ve yaşamı alan TJA, renkli görüntülerle kadınlarla buluşmaya hazırlanıyor.
 
'Tecridi en çok kadınlar hissediyor'
 
TJA aktivisti Sevican Yaşar,  8 Mart şiarında neden tecridi seçtiklerine dikkat çekerek, bunun temel sebebinin kadınlar üzerinde de ciddi bir tecridin uygulanmasından dolayı olduğunu söyledi. Tecridin İmralı'dan başladığını vurgulayan Sevican, "İmralı'da başlıyor, oradan kadınlara ve topluma yansıyor. Tecrit özellikle kadınların yaşamını sarmış durumda. İmralı'daki fikirlerin aslında hem kadına, hem de topluma ulaşmasını istemedikleri için tecrit uygulanıyor. Tecrit ile birlikte bizi gerçeklikten koparmak istiyorlar. Bu, bilinmeyen bir politika değil. Ne kadar görünmek istemese de her birey tecrit altında. Düşüncesini söyleyemiyor. Söylediğimiz her şey en basit olarak suç sayılıyor. Suç kavramı bile çok uç bir noktaya gitmiş durumda. Bütün bunlar tecridin bir parçası. Kadın özgürlüğüne, varlığına yönelik ciddi bir politika yürütülüyor. Ama beş yıldır bu çok ciddi boyuta gelmiş durumda. Kadına yönelik bir soykırım politikası yürütülüyor. Her ay en az 30-40 kadın katlediliyor. Bu mevcut politikalardan bağımsız değil. Dolayısıyla ana temamız bu olacak.  Tecritten en çok kadınlar etkilendiği için en çok da kadınlar gündeme getiriyor. Biz yaşamın her alanında tecridi hissediyoruz" dedi.
 
'Kadınlar psikolojik ve ruhsal kırımı da yaşıyor'
 
Kadının yaşamdan koparılmak istendiğini vurgulayan Sevican, ciddi bir örgütlenmeye ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Çalışmalarında kadın bilincini ön plana çıkaracaklarını dile getiren Sevican, kadın kırımının sadece fiziki şiddeti kapsamadığına işaret etti. Sevican, “Psikolojik ve ruhsal bir kırımdan da söz ediyoruz. Aynı zamanda toplumdan koparılması ve eve kapatılması da bunun bir parçası. Kadın aslında yaşamın tam ortasındayken, odağındayken ötelendiği bir dönemden geçiyoruz. Kadının olmadığı yerde yaşam da olmuyor. Toplumsallık da olmuyor.  Şu an yaşadığımız dönem bunun en iyi örneği” diye belirtti.
 
‘Bilinçli bir politika’
 
Bilinç anlamında da kadınların toplumun dışına tamamen itilmek istendiğini kaydeden Sevican, “Koronadan sonra kadınlar daha da eve kapatıldı. Bu, bilinçli bir politika. Bu şu anlama gelmesin. Kadın dışarıdaysa özgürdür anlamına gelmesin. Kadının dışarıda olduğu yerlerde ise metalaştırılması söz konusu. Veya dışarıdaysa sisteme göre makul kadın olmalıdır. Kadın yaşamı savunabildiği kadar özgürdür. Çünkü iktidar politikası öncelikle kadına saldırıyor. Kadının olmadığı yerde örgütlülüğün zayıflayacağını biliyor. Bu nedenle daha çok kadına saldırıyor” sözlerini kullandı. 
 
'Uzun bir mücadele gerekiyor'
 
Kadınların her günü 8 Mart olarak ele alması gerektiğini ifade eden Sevican, yılda bir gün sokağa çıkmakla şiddet ile saldırının bitmediğini ve bitmeyeceğini vurguladı. Sevican, bir şeyler değiştirerek başlamak gerektiğini dile getirerek, kadınlar için yaşamı savunmanın çok önemli olduğunu söyledi. Sevican, “Çünkü yaşamın tam ortasında kadın var. Kadın yaşamın tüm yükünü sorumluluğunu taşırken, görünmemesi ciddi bir sorun. Bunlar kadın bilinçlenmesi ve kadın örgütlenmesi ile daha çok ortadan kalkabilecek. Kadın tamamıyla toplum dışına itilmek isteniyor. Kadının yeniden toplumdaki yerini alması ile bir şeyler değişebilir. Bu değişim de esas olan gerçekte kadın bilincinin ortaya çıkmasıdır. Bütün bunlar ha deyince olmuyor. Uzun bir mücadele gerektiriyor. Yaşam bizim için evde başlamıyor. Evde bitmiyor. Dışarıda katledilen kadınlar varken evde rahat oturuyor olmak bile can acıtan bir durum. Ki yarın bizim de şiddet görmeyeceğimizin garantisi yok. Kadına saldırının nereden geleceği de belli değil. Dolayısıyla bu bilinçle hareket etmek gerekiyor" diye konuştu.
 
‘Dilimizle kültürümüzle alanlardayız’
 
8 Mart gününe kadar "Kadınlar İçin Adalet" sloganıyla alanlarda olacaklarını ekleyen Sevican, özellikle cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekeceklerini vurguladı. Her alanda kadınlarla buluşacaklarının altını çizen Sevican, "Bizi yok etmek isteyen sisteme inat 8 Mart'ta kendi dilimizle, kültürümüzle alanlarda olmaya devam edeceğiz. Bütün kadınlar bu bilinçle alanlarda olsun" şeklinde belirtti.
 
TJA, bölgedeki 8 Mart etkinlikleri için 26 Şubat'ta Siirt ve İdil’de, 1 Mart'ta ise Diyarbakır'da 8 Mart startını verecek.