Üniversitelilerden yeni kampanya: Bundan sonrası hepimizde

  • 15:25 22 Şubat 2021
  • Güncel
ANKARA - “Bundan sonrası hepimizde” adıyla Boğaziçi Direnişi kapsamında kampanya başlatan Ankara’daki üniversite öğrencileri, “Üniversiteler bizim, gelecek bizim. Kayyımlar gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek” mesajı verdi. 
 
Ankara’daki üniversite öğrencileri, Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyım rektör Melih Bulu’yu protesto eylemlerine destek vermek amacıyla “Bundan sonrası hepimizde" ismiyle başlattıkları kampanyayı deklare etti. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi'nde gerçekleşen basın toplantısına çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı.
 
Açıklama salonuna, “Tutuklanan ve ev hapsi cezası verilen öğrencilere özgürlük” ve “Üniversiteye kelepçe vurulmaz! Bundan sonrası hepimizde” yazılı pankart asıldı.
 
Açıklamayı üniversiteli öğrenciler adına Yağmur Alaz Gülveren yaptı.
 
‘600’den fazla arkadaşımız gözaltına alındı’
 
“Pencereye gel! Havaları dinle bir: Sesimiz yanındadır, sesimiz seninledir” dizeleriyle sözlerine  başlayan Yağmur, Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyım rektör Melih Bulu’nun üniversite kampüsünü polis ablukası altına aldırdığını ve öğrencilerin kapılarını gece operasyonlarıyla kırdırttığını belirtti. Öğrencileri dize getirebileceklerini ve onların iradesini hiçe sayıp yaşam alanlarına istedikleri gibi müdahale edebileceklerini sananların yanıldığını kaydeden Yağmur, “Bütün kampüslerden yankısı hiç dinmeyecek bir, ‘Kayyum rektör istemiyoruz’ sesi yükselmeye başladı. Boğaziçi’nde başlayan eylemler öğrencilerin kararlılığı ve direngenliği sayesinde ülkenin dört bir tarafına yayıldı. Bu süreçte 600’den fazla arkadaşımız yoğun şiddet görerek gözaltına alındı, 2 arkadaşımıza çıplak arama uygulandı, 24’ü aşkın arkadaşımıza ev hapsi verildi, 11 arkadaşımız devlet tarafından rehin tutuldu” sözlerini kullandı.  
 
‘Mesele yalnızca Boğaziçi’nin meselesi değildir’
 
Üniversitelerdeki rektörlerin birer kayyım olduğunu vurgulayan Yağmur, üniversitenin bütün bileşenlerinin demokratik yollarla söz sahibi olması gerektiğini aktardı. Yağmur, “Mesele yalnızca Boğaziçi’nin meselesi değildir. Mesele meşru olmayan bir atamadan da ötesidir. Mesele, sarayın, öğrencilerin tüm kimlikleriyle ve renkleriyle var olabilecekleri, toplum yararına özgürce bilim üretebilecekleri alanlar olması gereken üniversiteleri sistemin çarklarına uydurarak sindirmeye çalışmasıdır. Mesele, yaşamlarımızı baskı ve şiddetle kuşatma altına alan iktidara karşı üniversitelerimizi ve hayatlarımızı savunmaktır. Mesele, sosyal medyadan arkadaşlarımızı hedef gösterip tutuklanmalarına destek olan ana muhalefetin bizleri uzaklaştırmaya çalıştığı sokak siyasetine yeni bir soluk getirmek, düzen içerisinde öğütülmeye çalışılan gençliğin haklı politik özgürlük mücadelesinde sönmeyen bir kıvılcım olmaktır. Mesele, yağmacıları ve katliamcıları durdurabilmek için yan yana, omuz omuza mücadele edip şehir şehir, kampüs kampüs geleceğimizi savunmaktır” dedi.  
 
‘Kuşatılmış bir akademi istemiyoruz’
 
Kayyım rektörün atanmasıyla başlayan protesto sürecinde sessiz kalmayan, kabul etmeyen her kesime yönelik başlatılan karalama ve linç kampanyasının karşılık bulmadığını, haklılıklarını bir kez daha gözler önüne serdiğini kaydeden Yağmur, “Melih Bulu’nun kayyum olarak atanmasıyla başlayan Boğaziçi direnişi süresince birçok üniversitede dayanışmalar kurulmuş, var olan dayanışmalar güçlenmiştir. Bizler iktidarın ve yandaş medyanın bizlere dönük tüm saldırılarına cevabımızı kurduğumuz dayanışmalar ve sürdürdüğümüz kararlı mücadele ile veriyoruz. Çünkü bizler, yandaşlarla kuşatılmış bir akademi, siyasi iktidarın arka bahçesi haline getirilmiş kampüsler istemiyoruz. Bizler, hocalarımızın ihraç edilmesini, topluluklarımızın kapatılmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Yağmur sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler, müşteri olmak ve sermayenin boyunduruğu altına girmiş, ranta açılmış üniversiteler istemiyoruz. Bizler, hem çalışıp hem okumak zorunda kalıp işte ve kampüste sömürülmek, KYK borçlarına mahkûm olmak istemiyoruz. Bizler, belediyelere kayyım atayan ve Kürt halkının iradesini yok sayan bu işgalci zihniyeti istemiyoruz. Bizler, direnen işçileri coplayan, 8 Mart’ta kadınların önüne set çeken polisi kampüslerimizde istemiyoruz. Bizler, söz, yetki ve kararın üniversite bileşenlerinin de olduğu demokratik üniversiteler ve özgür yaşamlar istiyoruz. Taleplerimiz gücünü haklılığından, üniversite üniversite örgütlenen, büyüyen dayanışmalardan alıyor. LGBTİ+’ları nefret söylemleriyle hedef göstererek direnişe saldıranlara karşı gökkuşağını kuşanmalı, sesimizi, ‘Öyle mi Alay Komutanı’ diye haykıran madencilerin sesine katmalı, kadın iradesini savunmalıyız.
 
‘Kayyımlar gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek!’
 
Bizler üniversite dayanışmaları olarak düşmanımızın bir, mücadelemizin de ortak olduğu bilinciyle tutuklu bulunan, ev hapsindeki arkadaşlarımızın serbest bırakılması ve üniversitelerimizdeki tüm kayyumların istifa etmesi için üniversite dayanışmaları olarak bir kampanya başlatıyoruz. Başlattığımız, ‘Bundan sonrası hepimizde’ kampanyası için yüreği Boğaziçi Direnişi’yle atanlara sesleniyoruz; Bugün Melih Bulu sadece bir’dir, bugün her bir üniversite iktidarın antidemokratik politikalarının bir görünümü olan kayyımlarla kuşatılmıştır. Bugün Boğaziçi kayyım atanan ne ilk ne de son üniversite olmuştur. Bunun bilinciyle üniversitelerimizde söz hakkımızı kazanmak, bilimsel eğitim talebimizi yükseltmek ve özgür yarınları kurmak için yan yana olmalıyız. Üniversiteler bizim, gelecek bizim. Kayyımlar gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek!”
 
‘Baskı ve tutuklamalarınız beyhudedir’
 
Birçok üniversiteden dayanışmanın sağlandığı kampanyaya Hacettepe Dayanışması adına Fulya Demir konuştu. Boğaziçi’nden başlayarak Türkiye’nin dört bir yanına yayılan direnişten bahsettiklerini kaydeden Fulya, “Bizler gücümüzü meşruluğumuzda ve haklılığımızdan alıyoruz. Baskı ve tutuklamalarınız beyhudedir. Hacettepe Dayanışması olarak bu kampanyaya destek veriyoruz” dedi.
 
‘Mücadelemize devam edeceğiz arkadaşlarımızı da alacağız’
 
Ankara Hukuk Dayanışması adına konuşan Zeynep Kurt ise “Yaşanan hukuksuzlukların tam karşısındayız. Her eylemde arkadaşlarımıza hukuksuzca saldırıyorlar. Mücadelemize devam edeceğiz arkadaşlarımızı da alacağız” şeklinde konuştu.
 
Açıklama, alkışlar eşliğinde son buldu.