
Açıklamaya engel olan polis İnsan Hakları Anıtı’nı ablukaya aldı
- 16:15 27 Ocak 2021
- Güncel
DİYARBAKIR - Tecrit ve cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin yapılmak istenen açıklamaya engel olan polis, İnsan Hakları Anıtı’nı ablukaya aldı.
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) öncülüğünde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ve hak ihlallerine karşı cezaevlerinde başlatılan ve 62'nci gününü geride bırakan açlık grevlerine ilişkin Koşuyolu Parkı'nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirmek istediği açıklama pandemi gerekçe gösterilerek polislerce engellendi.
Açıklamaya destek olmak için Koşuyolu Parkı'na gelen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkan vekili Gülşen Özer, milletvekilli Remziye Tosun, Barış Anneleri, tutsak yakınları ile çok sayıda kişinin etrafı polislerce sarılırken, parkın içinde yer alan İnsan Hakları Anıtı'nın çevresinin polis barikatlarıyla kapatılması da dikkat çekti.
Açıklama yapmak için ısrar eden kitle ile polis arasında uzun süre müzakere sürdü. Müzakere sonrası kitlenin yalnızca araçlar eşliğinde parktan çıkışına izin verildi.
Polis açıklamayı ikinci kez engelledi
Kitle daha sonra HDP Sur ilçe Örgütü binasına geçerek burada basın açıklaması yapmak istedi. Partinin ilçe binasını da ablukaya alan polis burada açıklama yapılmasına da izin vermedi. Duruma tepki gösteren tutsak yakınları ve milletvekilleri uzun süre açıklama yapmak için ısrar etti. Polis ablukasına tepki gösteren tutsak yakınları bekleyişleri boyunca sık sık "Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Yaşasın zindan direnişi" sloganları attı.
Kitle ardından parti binasına geçti.
Engellemelere rağmen açıklama gerçekleştirildi
MEBYA-DER ise dernek binalarına geçerek açıklamalarını gerçekleştirdi. "Yaşamak direnmektir" yazılı pankartın asıldığı açıklamaya dernek yöneticileri ve üyeleri katıldı. Açıklamayı katılımcılar adına MEBYA-DER Diyarbakır Eşbaşkanı Şehmus Karadağ okudu. Bugün gerçekleştirmek istedikleri açıklamaya dönük polis engellemesinin kınandığı açıklamada, cezaevlerinden tekrar cenazelerin çıkmaması için tutsakların açlık grevi taleplerinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.
‘İktidar hukuksuzluğa bir an evvel son vermeli’
Cezaevlerine uygulanan tecridin toplum üzerinde büyük tahribata yol açtığının belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Bir ülkedeki cezaevlerinin durumu o ülkenin aynasıdır. Yaşanan hak ihlalleri ve insanlık suçu uygulamaları sadece cezaevleriyle sınırlı kalmamaktadır. Sorunların sorumluları da sadece cezaevi idarecileri değildir. Bunun en temel sorumlusu ülkeyi yöneten iktidardır. Bu uygulamalar iktidarın karnesi durumundadır. Tutsakların bu uygulamalar karşısındaki talepleri son derece meşru ve olması gereken taleplerdir. Anayasadan doğan haklarının yerine getirilmesi talebidir. Bu taleplerin karşılanması tüm ülkenin yararınadır. İktidar bu hukuksuzluğa bir an evvel son vermeli.”
Açıklama, alkışlar eşliğinde son buldu.