Tutsak yakınları: Bu direniş hepimiz için

  • 09:02 8 Ocak 2021
  • Güncel
Safiye Alağaş 
 
DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin son bulması için çocukları açlık grevinde olan aileler tutsakların eylemine sahip çıkılması çağrısında bulunarak "Çünkü bu direniş hepimiz için" dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik sürdürülen tecridin tamamen kaldırılması ve cezaevlerinde artan hak ihlallerinin son bulması talebiyle Türkiye ve bölge cezaevlerinde siyasi tutsakların 27 Kasım itibariyle başlattığı açlık grevi eylemleri süresiz-dönüşümlü olarak devam ediyor. 43’üncü gününe giren eylemi 9’ncu grupla devraldı. Açlık grevi eylemini her 5 günde bir grup devralıyor. Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yaşayan tutsak yakınları tutsaklarla dayanışma çağrısında bulundu.
 
'Çocuklarımızla dayanışma içinde olacağız'
 
Daha Önce Diyarbakır T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan ve 2013’te Antep H Tipi Kapalı Cezaevine sürgün edilen Sedat Baygeldi, açlık grevi eyleminin 3'üncü grubunda yer aldı. Sedat'ın annesi Şükran Baygeldi tutsaklarla dayanışma çağrısında bulundu. Direnişin tüm toplum için yapıldığını belirten Şükran, "Bir tutsak annesi olarak mücadele edeceğim. Bugün bir tek benim çocuklarım cezaevinde değil. Binlerce insanın çocukları cezaevinde. Çocuklarımızın ömrünün çoğu cezaevinde geçti. Hakları ayaklar altına alınıp zulmediliyor. Zulme karşı direnen, baş eğmeyen çocuklarımız bedenlerini açlık grevine yatırdı. Yalnızca kendileri için direnmiyorlar. Hepimiz için direniyorlar. Bizler de onların direnişine, eylemlerine sahip çıkmakla sorumluyuz. Biz tutsak anneleri olarak daha önce açlık grevi eylemi yapan çocuklarımız için direndik. Bugün de direneceğiz, mücadele edeceğiz. Sonuna kadar oğlumun arkasındayım, bütün siyasi tutsakların davasının yanındayım. Aileler üzerindeki bu korku, sessizlik kırılsın artık. Çocuklarımızın talepleri haklı taleplerdir ve yerine getirilebilecek bir taleptir. Aileler olarak sessizlik yerine çocuklarımızla dayanışma içinde olacağız" diye konuştu.
 
'Zulmün bitmesi için tecrit kalkmalı'
 
Sedat’ın 2 yıl önce de açlık grevine katıldığını hatırlatan Şükran, oğlunun 90 gün açlık grevinde kaldığını belirtti. "90 yetmedi mi?" diye soran Şükran, şöyle devam etti: "Açlık grevi bittiğinde görüşüne gitmiştim. Vücudunda yaralar olmuştu. Sağlık sorunları yaşıyordu. Ben onun vücudundaki yaraları görmeyeyim diye saklıyordu. O yaraları gördüğümde ona şöyle dedim: ‘Oğlum yürüdüğünüz yol doğru ve haklı bir yol. Haksız bir yolda yürümüyorsunuz.’ O dönem birçok tutsak sağlık sorunları yaşadı. Bugün de açlık grevindeler. Başlatılan açlık grevi eylemi haklı bir taleple başladı. Bu talep bizim de talebimiz. Yaşadığımız bu zulmün bitmesi için tecridin kalkması gerekiyor."
 
'El ele vermemiz gerekiyor'
 
Tutsakların yaşadığı koşulların bilindiğinin altını çizen Şükran, "Ne beslenme ne de hijyen konusunda yeterli olanakları var. Oğlum beni aradığında 'Anne siz niye yerinizde oturuyorsunuz?' diye soruyor. Tek başıma kalkıp nereye gideceğimi bilmiyorum. Hepimizin el ele verip bir şeyler yapması gerekiyor. Eylemin hızlı bir şekilde sonuç vermesi için destek vermeliyiz. Bu nedenle anneler ve açlık grevinden haberi olan herkesin ses çıkarması gerekiyor" çağrısı yaptı.
 
Yaklaşık 6 ay açlık grevinde kaldı
 
5 yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Mehmet Şirin Polat da 5'inci grup ile açlık grevine dahil oldu. Mehmet'in annesi Şanaz Polat oğlunun, 2 yıl önce açlık grevi eylemine katıldığını hatırlatırken, "O dönem tutsaklar çok zorlanmıştı. Bütün anneler olarak yüreğimiz yanmıştı. Onlar cezaevinde açken boğazımızdan bir lokma ekmek geçmiyordu. Oğlum o zaman neredeyse 6 ay açlık grevinde kaldı. Şimdi yine açlık grevindeler. Artık ne diyeceğimi bilmiyorum. Dilimde kelimeler kalmadı. Hiçbir kelime yüreğimdeki acıyı dile getiremiyor. Yıllardır çocuklarımızı bekliyoruz. Ben üzülmeyeyim diye oğlum yaşadıklarını bana anlatmıyor ama ağır koşullarda olduklarını biliyorum" dedi.  
 
'Çocuklarımızın talepleri kabul edilsin'
 
Şanaz son olarak tutsaklara sahip çıkılması çağrısında bulunarak, şunları belirtti: "Çocuklarımızın talepleri kabul edilsin. Zindanların kapıları açılsın. Anneler ne zamana kadar çocuklarına hasret kalacak? Tecrit sadece cezaevlerinde uygulanmıyor. Hepimiz tecrit altındayız. Kürtler uyansın ve onlara sahip çıksın. Artık bu zulüm ve baskılara yeter diyoruz. Bütün tutsaklar bizim çocuklarımız. Bu sessizlik biz tutsak yakınlarını daha çok incitiyor."