Dîcle Demhat 

 

KOBANÊ - Fırat Bölgesi Kadın Bakanlığı Vekili  Rozîn Mihemed, saldırı altında olan Efrîn’den kaçırılan kadınların Libya'da pazarlarda satıldığını söyledi. Rozîn, “Türk devleti ve ona bağlı çeteler kadını hedef alarak Kürt halkının ve diğer halkların iradesini kırmaya çalışıyor” dedi. 

 

Türkiye ve ona bağlı grupların saldırısı altına olan Efrîn’de kadına ve çocuklara dönük hak ihlalleri devam ediyor. Kaçırılma, tecavüz ve alıkoyma olaylarının sık sık yaşandığı bu dönemlerde en son Efrînli kadınların çeteler tarafından Libya bölgesine götürülerek satıldığı ajanslara yansıdı. Efrîn’de kadınların çeteler tarafından pazarlarda satılmasını ve bölgede yaşanılan olayları Fırat Bölgesi Kadın Bakanlığı Vekili Rozîn Mihemed değerlendirdi. 

 

‘Efrîn kadının rengiyle güzel’

 

Rozîn, Efrîn’e saldırılmadan önce kadınların yaşamın her alanında aktif olduğunu ve bu temelde yaşam renginin ortayı çıktığını söyledi. Rozîn, “ Efrîn  işgal edilmeden önce kadınlar yaşamın her alanında emek sahibiyken, eşbaşkanlık sistemiyle bütün kurumlarda yer alıyordu. Siyasi, toplumsal ve askeri boyutta kadınlar artık yerini almış ve yaşamın her alanında söz sahibiydiler. Efrîn’de aktif bir şekilde çalışan kadınlar, işgalden sonra tek başlarına kapının önüne bile çıkamıyorlar. Toplumsallığın yaşandığı Efrîn bölgesinde yaşam şuan bir cehenneme çevrilmiş. Kadınlar günlük olarak her türlü şiddete maruz kalıyor. Kadın iradesiyle yönetilen Efrîn artık hegemonik ve erkek zihniyetinin iktidarlığını sürdüğü bir alan haline gelmiş. Kürtlere dönük her türlü saldırıyı yapan Türk devleti en son kadını hedef alarak Kürt halkının iradesini kırmaya çalışıyor” dedi.

 

‘Yaşanılanlar göz önünde’

 

Kadınların Efrîn’de hedef haline getirildiğini söyleyen Rozîn, “Efrin alanı işgal edildikten sonra kadınlar hedef alındı. Efrîn ve  bağlı köylerde kadınlar kaçırılarak, tecavüz, taciz ve diğer şiddet eğilimleriyle yüz yüze bırakıldı. DAİŞ döneminde Raqa’da kadınlar nasıl bir muameleyle yüz yüze kalmışlarsa Efrîn’de de farklı değildir. Sonuçta Efrîn’deki güçler DAİŞ güçleridir. Gün geçtikçe Efrîn’de yaşayan kadınların yaşamları daha büyük tehlikelerle yüz yüzedir. İşgal alanlarından kaçmak isteyen kadınlar Türkiye ve DAİŞ çetelerinin kurduğu asayişlerde tecavüz ediliyor. Efrîn , Serekaniye ve Gire Sipi alanlarında kadınlar her gün ölümle yüz yüzeyken, yaşanan bu ihlallere karşı bütün uluslararası devletler ve Uluslararası İnsan Hakları Mahkemeleri sessiz kalıyor. Sosyal medya alanlarında ve TV’lerde Efrîn’de yaşananlar göz önünde olmasına rağmen kadınlar için herhangi bir çalışma yürütülmüyor” diye belirtti.

 

‘Efrîn’de yaşanalar Şengal’de yaşananlardan farklı değil’

 

Kadınların Efrîn’nde kaçırılarak Libya bölgesinde satıldığını dile getiren, Rozîn, Şengalli kadınların DAİŞ tarafından satıldığını hatırlattı. Rozîn, “SKY NEWS Arabie’de Efrîn’deki kadınlara dönük yayınladıkları haberlerinde kadınlar Türkiye üzeri Libya’ya götürülüp, köle pazarlarında satılmakta. 2014’te Şengal’den kadınlar kaçırılıp Raqa’da ve Musul bölgesinde satılırken şuan Libya Hükümeti ve Türkiye’nin anlaşmalarıyla Libya’da satılmakta. Libya, Türkiye ve Katar hükümetinin yaptığı antlaşmalarla Efrîn bölgesinde kadınlara dönük her türlü şiddet yapılmakta ve alanda organ mafyaları tarafından da halk kaçırılıyor. Nasıl ki Şengalli kadınların akıbeti hala belli değilse şuan Efrîn bölgesindeki kadınların da akıbetleri belli değil. Günlük olarak Efrîn bölgesinde kadınlar şiddete maruz kalıyor. Kaçırılan kadınlar Libya’da bulunulan Îqab Zindanı’nda tutulmakta ve burada kadınlar her gün tecavüz ve cinsel saldırılara maruz kalıyor. Kadın şahsında Efrîn ve diğer işgal alanlarında halkın iradelerini kırmaya çalışıyorlar. Burada devrim kadın öncülüğünde olmuşsa ve bugün kadınlar olarak yaşamın her alanında mücadele ediyorsak, Efrîn’de kadınlara dönük yapılan politikalarda da kadınlar olarak hep beraber tek ses ve tek ruhla mücadele edeceğiz. Kadın Bakanlığı olarak Efrîn alanlarında kadınların yaşadıklarını takip edip, ona göre de alanlarımızda çalışmaları büyüteceğiz. NATO üyesi olan Türkiye devletinin işgal ettiği alanlarda yapılan tahribatları hiçbir güç düzeltemez. Artık işgal alanlarında kadınları çektiği zulüm son bulmalıdır” dedi.