
Kadınlar Leyla’ya söz verdi: Geri adım atmayacağız
- 09:04 27 Aralık 2020
- Güncel
Melike Aydın
HABER MERKEZİ - DTK Eşbaşkanı Leyla Güven hakkında verilen 22 yıl 3 ay hapis cezası ve tutuklama kararına tepki gösteren kadınlar, Leyla’nın sözünün karşılıksız kalmayacağını vurguladı. Leyla’ya söz veren kadınlar, “Demokrasiyi kadınlar getirecek” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Leyla Güven, 21 Aralık günü Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava kapsamında verilen 22 yıl 3 ay hapis cezası ve tutuklama kararının ardından aynı gün gece saatlerinde gözaltına alınmıştı. Önce Diyarbakır T Tipi Kapalı Kadın Cezaevi’ne götürülen ardından Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilen Leyla, cezaevine giderken, “Çok çalışın geri gelelim” demişti.
Leyla’nın sözünü yerine getireceklerini söyleyen kadınlar, tutuklamanın hukuksuz olduğunu söyledi.
‘Kadınlar sessiz kalmamalı’
Barış Annesi Hediye Korkut, kadınların böylesi bir zamanda sessiz kalmaması gerektiğini vurgulayarak, “Biz bu zulmü kabul etmiyoruz. Kadın erkek ya da genç kim olursa olsun bu köleliğe dur demeli. Leyla için ve HDP için. Leyla Güven’in arkasındayız. Bugün açlık grevinde de insanlar var. Onlar da geçen yıl Leyla Güven’in istediği gibi tecridin kaldırılmasını istiyorlardı. Bu açlık grevlerinin büyümemesi için, Leyla Güven için herkesin direnmesi gerekiyor” dedi.
‘Muhalefete gözdağı vermeyi amaçlıyor’
Leyla hakkında hazırlanan dava dosyasının hukuksuz olduğunu, söz konusu cezanın önce Kürt halkı ve kadınlara sonra da muhalefete gözdağı olarak verildiğini ifade eden HDP İzmir İl Eşbaşkanı Besriye Tekgür ise yaşananların AKP-MHP iktidarının yönetememe krizinin bir tezahürü olduğunu söyledi. 31 Mart ve 24 Haziran seçimlerinde HDP’nin belirleyici bir noktada durduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydeden Besriye, “HDP’nin yanında duranlar sivil toplum kuruluşları, sol ve sosyalistlere gözdağı vermektedir. HDP’nin de güçlü bir şekilde muhalefet yaptığını görüyoruz. AKP-MHP bloğunun hırsızlıklarını, baskılarını, kadınlara gençlere yaptığı hukuksuzlukları gün yüzüne çıkarmış durumdadır. Rahatsız oldukları için de HDP’yi binaların içine tıkmak istiyorlar. Ama HDP evlerden ibaret değil, arkasında halk var. Yöneticilerini içeriye tıksalar da bu halkın gücünü iradesini kıramayacaklar” sözlerini kullandı.
‘Açlık grevleri sürecinde alınması manidar’
Leyla’nın öncülüğünde başlatılan ve altı ay süren açlık grevleri sonrasında İmralı Adası üzerindeki tecridin kısa süreyle gevşetildiğini söyleyen Besriye, ancak eylemin sonlandırılmasının ardından yeniden tecridin hem cezaevlerinde hem de tüm Türkiye üzerinden yeniden sürdürüldüğünü ifade etti. Bu nedenlerden dolayı cezaevlerinde yeniden açlık grevi eyleminin başladığını kaydeden Besriye, Leyla’nın da bu eylemlerde dışarıdaki etkisi düşünülerek tutuklandığını dile getirdi. Besriye, “Bütçe çalışmalarında da gördük, düşman hukuku uygularcasına dil geliştiriyor. MHP’nin söylemler AKP’yi yönetiyor durumda. Ama 40 yıldır bu halkı susturamadılar. Cezaevlerinde ölüm oruçları başlamasına rağmen bu kadar adaletsizlikler yürümesine rağmen halk geri adım atmamıştır. Bütün yöneticileri içeri de atsa başarısız olacaklardır, çünkü haklıyız” dedi.
‘Kadına yönelik çalışmalar iktidarı rahatsız etti’
Leyla’nın Türkiye ve Ortadoğu halkları için bir sembol haline geldiğini kaydeden HDP PM üyesi Ayfer Demirel ise Leyla’nın Tevgera Jinên Azad’ın (TJA) “Kendimizi Savunuyoruz” kampanyasına katılmasının, şiddete, tacize, tecavüze karşı insan onuruna yakışır bir yaşamı savunmasının da aynı hoşnutsuzluğa neden olduğunu ifade etti. Açlık grevlerinin devam ettiği bir süreçte Leyla’nın tutuklandığına işaret eden Ayfer şöyle devam etti: “Leyla şahsında Kürt halkına bir gözdağıdır ama bunu ne Leylalar ne de Ortadoğu halkları kabul etmeyecektir. Hükümetin sisteminden kaynaklı açlık grevleri başladı. Sadece cezaevleri değil Türkiye tecrit altında. Hiçbir şekilde dinlemeyen baskıyı devam ettiren politika sürdürdüğü için bedenini açlığa yatırdılar. Bu pandemi sürecinde açlık grevi bu politikaları kabul etmemek demektir.”
‘Halk geri adım atmayacak’
AKP-MHP ittifakının ülke içinde ve dışında bir çıkmaza girdiğini bu nedenle giderek daha da saldırganlaştığını belirten Ayfer, son bütçe çalışmalarında HDP’nin, iktidarın bütün yolsuzluklarını açığa çıkardığı için sesini kısmaya çalıştığına dikkat çekti. Ayfer, “HDP’nin ve halkların ortak mücadelesinin karşısında iktidar ne yapacağını şaşırıyor. Yine milliyetçi faşizan ruhu yüceltmeye çalışıyor. HDP içeride dışarıda direnmeye devam ediyor. Psikolojik baskı yaparak bunu sağlamaya çalışıyor, çünkü halkın geri adım atmayacağını biliyor” diye konuştu.
İktidarın çözüme ilişkin bir düşüncesi yok
Leyla’nın cezaevine gönderilmesini, iktidarın çözüme dair hiçbir düşüncesinin olmadığının kanıtı olarak yorumlayan Halkların Demokratik Kongresi Muğla İl Eşsözcüsü Dilek Gökçin, kadın kurtuluş ideolojisinin inançlı neferlerinden birisi olarak Leyla’nın tutuklanmasını kadınlar olarak kabul etmediklerini söyledi. Leyla’nın cezaevine götürülürken söylediği “Çok çalışın, geri gelelim” sözünü karşılıksız bırakmayacaklarını dile getiren Dilek, “Bu uygulama iktidarın mezarlıktan geçerken ıslık çalması gibi ama korkunun ecele faydası yok. Sivil toplumun yok edilmesi gibi bir uygulama var. İktidara muhalif olan bütün kesimlere yapılan saldırı. Osman Kavala, Ahmet Altan, Can Dündar davalarını bundan ayrı düşünemeyiz. İktidar kendine muhalif olan herkese doğaya, kadına, her şeye düşman. Onun için mücadeleden asla vazgeçmeden direnmekten başka bir çıkış yolu görmüyorum” diye belirtti.
Son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş kararına atıfta bulunan Dilek, bu kararın emsal niteliğinde olduğunu ve bütün siyasi tutsaklar için mücadeleye devam edileceğini vurguladı.