Cumartesi Anneleri: Dosya üzerindeki karartma 26 yıldır sürüyor

  • 13:18 26 Aralık 2020
  • Güncel
İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 822’nci haftasında, gözaltında kaybedilen İsmail Bahçeci’nin akıbetini sorarak, olayla ilgili yargının etkili soruşturma yapmadan dosyayı kapattığını ve dosya üzerindeki karartmanın 26 yıldır kesintisiz sürdüğüne dikkat çekti.
 
Cumartesi Anneleri “Failler belli kayıplar nerede?” sloganıyla her hafta yaptıkları eylemi, 822’nci haftasında da koronavirüs (Covid-19) nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi.  Eylemde bu hafta, 1994’te İstanbul’da gözaltında kaybedilen Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanı öğrenci İsmail Bahçeci’nin akıbeti soruldu.
 
‘İsmail’i katledip bir yere gömdünüz’
 
Eylemde ilk olarak konuşan İsmail Bahçeci’nin kardeşi Umut Bahçeci, devletin emniyet birimleri tarafından levent olaylarında kardeşinin bir arabaya konularak gözaltına alındığını belirtti. Arkadaşlarının İsmail’in gözaltına alındığına dair haber vermesi üzerine aile Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'ne gittiklerini fakat ‘Öyle birisi yok, gözaltına almadık’ denildiğini belirten Umut, “Kabul etseler suçlu sayılacaklardı. Bu yüzden hep inkar edildi. 1994’e kadar polis bizim evi taciz edip, arama yapmayı, eve gelip ‘İsmail Bahçeci nerede?’ diyordu. O tarihten sonra kimse gelmedi. Demek ki bu insanı alıp işkencehanelerinize götürüp İsmail Bahçeci’yi katledip bir yer gömdünüz” dedi. Annesinin Ankara’da 15 gün boyunca açlık grevi yaptığını hatırlatan Umut, dönemin İnsan Haklarından sorumlu Bakanı'nın da gözaltıları inkar ettiğini dile getirdi.
 
‘İsmail gözaltında kaybedildi’
 
Ardından konuşan İsmail’in arkadaşı aynı zamanda ailenin avukatı olan Efkan Bolat ise, 15 günlük gözaltı süresince İsmail’den hiç haber alamadıklarını kaydederek, araştırmaları üzerine İsmail’in gözaltında kaybedildiğini söyledi. Efkan, uzun süre boyunca İsmail’in bulunması için çabaladıklarını fakat bir sonuç alamadıklarını ifade etti.
 
Haftanın basın açıklamasını, Cumartesi İnsanları'ndan Esra Arslan okudu.
 
‘Polis evlerine defalarca baskın yaptı’
 
İsmail'in Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenci olduğunu, aynı zamanda Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanı olduğunu anımsatan Esra, bu nedenle defalarca gözaltına alınıp ağır işkence gördüğünü ifade etti. Esra, 1993 yılında İsmail hakkında yakalama kararı çıkarıldığını ve polis tarafından aranmaya başlandığını söyledi.  İsmail’i arayan polislerin ailenin Avcılar’daki evine defalarca baskın düzenlediğini  kaydeden Esra, bu nedenle İsmail'in evden ayrılmak zorunda kaldığını dile getirdi. 
 
‘Emniyette savcı da İsmail’in gözaltına alındığını inkar etti’
 
Esra, 24 Aralık 1994 tarihinde aileyi telefonla arayan ve kendisini İsmail’in arkadaşı olarak tanıtan bir kişinin, “Oğlunuz gözaltında, ona sahip çıkın” demesi üzerine baba Şehmus Bahçeci'nin Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'ne ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurduğunu ancak İsmail’in gözaltına alındığının inkâr edildiğini dile getirdi.
 
‘Seni de İsmail Bahçeci gibi kaybederiz’
 
İsmail’in kardeşine evden ayrılmadan önce bıraktığı telefon numarasının sahibinin işyerine polisin baskın düzenlediğini ifade eden Esra, baskın sırasında şahsın abisinin iş yerinde bulunması sebebiyle gözaltına alındığını ve “Kardeşinin telefon numarasının yakalanan bir ‘örgüt mensubunun” üzerinde çıktı” denildiğini söyledi. Esra, ayrıca 1995 Ocak ayında Ankara’da gözaltına alınan bir kişinin, sorguda kendisine ‘Seni de İsmail Bahçeci gibi kaybederiz’ denilmesini kamuoyuna duyurduğunu ifade etti. 
 
‘Yargı makamları etkili soruşturma yapmadı’
 
İsmail’in arkadaşları, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü'nün düzenlediği kampanyalar ile konuyu ülke ve dünya kamuoyuna taşıdıklarını dile getiren Esra, fakat ailenin emniyet, savcılık ve hükümet nezdinde yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz bırakıldığını vurguladı. Esra, “Gözaltı işlemini reddeden devlet yetkilileri, İsmail Bahçeci’nin hayatını korumaya yönelik önlemleri almadı. Yargı makamları olayla ilgili delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden ve etkili soruşturma yapmadan dosyayı kapattı” diye belirtti. 
 
‘Dosya üzerindeki karartma 26 yıldır sürüyor’
 
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, 23 Mart 2019 tarihli önerge ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a “İsmail Bahçeci’nin akıbeti nedir?” sorusunu yönelttiğini hatırlatan Esra, Adalet Bakanlığı'nın verdiği cevapta, “Ne tür işlemler yapıldığına dair bakanlığımızda bilgi bulunmamaktadır” demesinin baştan savma bir cevap olduğunu kaydetti. Esra, dosya üzerindeki karartmanın 26 yıldır kesintisiz sürdüğüne dikkat çekti. 
 
Esra, son olarak iktidar ve yargı makamlarına seslenerek, “İsmail Bahçeci’nin akıbetini, bedeninin bulunduğu yeri ve bu insanlığa karşı suçun tüm sorumlularını açığa çıkarma görevini yerine getirme çağrısında bulunuyoruz”