
Roboskî’nin ardından 9 yıl: Katledildikleri gün dünya soğudu
- 09:03 24 Aralık 2020
- Güncel
Rojda Aydın
ŞIRNAK - Roboskî Katliamı’nın üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen katliamın gerçek sorumlularına dair tek bir yargılama yapılmadı. Roboskî’de çocuklarını kaybeden anneler, “Acımız hiçbir zaman hafiflemedi. Onların katledildiği gün bizim için dünya soğudu ve o günden sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmadı” dedi.
Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011 gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Irak sınırından geçen köylüler havadan bombardımana tutuldu. O grupta çocuklarında olduğu 38 köylü ve en az 50 katır bulunuyordu. Bombardıman sonucu 35 kişi katledildi. Katledilenlerin 18’i, 18 yaşından küçüktü.
TSK’nin yaptığı katliam Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamanın ardından üç maymunu oynayan ana akım medyada yer aldı.
Katledilenlerin yanık bedenleri köylüler tarafından katırlara bağlanarak önceki gün ayrıldıkları köylerine getirildi. Aradan geçen 9 yıla rağmen faili belli olan katliamın hesabı sorulmazken ailelerin ise acısı ve öfkesi ilk günkü gibi diri.
‘Ambulansa izin verilmediği için oğlum öldü’
9 yıl önce katliamda yaşamını yitiren çocuklardan 17 yaşındaki Cemal Encü’nün annesi Xezal Encü, oğlunun acısının hiçbir zaman dinmeyeceğini dile getirerek, oğluyla tek bağının anıları ve geriye kalan eşyaları olduğunu söyledi. Xezal, oğlundan geriye kalan eşyalarını göstererek, oğlu ve arkadaşlarının okul masrafları karşılamak ve aileye katkı sağlamak için kaçakçılık yaptığını dile getirdi. Xezal, “Olayın yaşandığı gün ben oğluma gitme dedim. Bana ‘hayır anne ben gideceğim’ dedi. O gün askerlerde yoldaydı. Askerler onlara gitmeyin demedi. Sabah erken yola çıkıyor, akşam saat 9 gibi geliyorlardı. Beklediğimiz saatte gelmeyince bizde çocuklarımızın gözaltında olduğunu düşündük. Fakat bizler sınıra gittiğimizde çocuklarımızın hepsi öldürülmüştü. Dört helikopter ile günahsız çocuklarımız katledildi. Bombalanan yere vardığımızda çocuğum yaralıydı ve vücudu daha sıcaktı. Bombalanan yere ambulansın gitmesine izin vermediler oğlum ve diğer yaralılar bundan dolayı yaşamını yitirdi” dedi.
‘Beyaz tülbent adaletin simgesi’
‘Çocuklarımızın ve katırların eti birbirine karışmıştı’ diyen Xezal, failler bulunana kadar bıkmadın usanmadan çocukları için her gün ağıt yakacağını ifade etti. Sürekli kara giyindiğini bununla yasına devam ettiğini, başına taktığı beyaz tülbentin ise bir gün adaletin geleceğine olan inancı simgelediğini söyleyen Xezal, “Çocuklarımız tanınmaz haldeydi ama bunun da üstü örtüldü. Katliamda yaşamını yitirenlerin hepsi 50-100 TL için gitmişlerdi. Ben bu katliamı hiçbir zaman unutmayacağım. Katliamın üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen herhangi bir gelişme olmadı. Suçlular açığa çıkmadığı gibi kimsede cezalandırılmadı. Türkiye’de adalet kalmadı. Çocuklarımızın hepsi öğrenciydi. Benim acım daha ilk gün olduğu gibi. Düğünlere gidemez olduk. Adalet yerini bulana kadar da bizim için her zaman yas olacak. Tek isteğimiz adaletin biran önce yerini bulmasıdır” ifadelerine yer verdi.
‘Onların katledildiği gün dünya soğudu’
Sınır ticareti için yola çıktığında 21 yaşında olan ve katliamda yaşamını yitiren Hamza Encü’nün annesi Kadriye Encü, oğlunun hayallerini gerçekleştirmek için yola çıktığını söyledi. Kadriye, “34 kişinin hayali bu katliamla birlikte yok oldu. Bizim çocukların hiçbir günahı yoktu. Ben oğlumun cenazesini defnettikten birkaç gün sonra onun bedeninden ayrılmış kolunu olayın yaşandığı yere yakın bir yerde bulduk. Bulduğumuz kolu da getirip türbesine kattık. Bizler 9 yıldır bu acıyla yaşıyoruz. Katliam yaşandığında kimse dile getirmedi. Acımız hiçbir zaman hafiflemedi. Onların katledildiği gün bizim için dünya soğudu ve o günden sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Çocuklarımızı katledenleri ceza almayana kadar bu acımız dinmeyecek. Torunlarım bana gelip ‘Anne bizim amcamızı ve dayımızı neden öldürdüler’ diye soruyorlar. Bu sorulara karşılık verebileceğimiz herhangi bir cevabımız yok. Her hafta perşembe günleri mezarlığa gidiyoruz ve sabırlı olmaya çalışıyoruz. 34 öğrenciyi toprağa gömdüler. Katliamdan sonra ‘yanlışlıkla oldu’ dediler. Bunu nasıl kabul edelim” diye belirtti.
‘Adalet yerini bulana kadar susmayacağız’
Adalet sağlanan kadar ve failler yargılanana dek mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Kadriye, “Roboskî’nin failleri yargılansaydı Ankara, Cizre, Şırnak ve Diyarbakır’da insanlar ölmeyecekti” dedi. Kadriye, “Tek isteğimiz adalettir. Eğer adalet yerini bulsaydı bu kadar katliam yaşanmazdı. Yeter artık bu kadar katliam oldu, insanlar öldürülmesin. Bu zulüm son bulsun. Annelerin yüreği yanmasın. Devlet failleri yargılayacağına bizleri yargılıyor. Devletin 9 yıldır üzerimizde baskısı devam ediyor. Adalet yerini bulana kadar susmayacağız” diye konuştu.
‘Çocuklarımızın kanını satın almak istiyorlar’
Oğlu Savaş (15) , Hüsnü Encü (27) torunları Erkan ve Mahsun Encü’yü (16) Roboskî katliamında, diğer oğlu Behçet Encü’yü ise geçen yıl Rojava’da DAİŞ’e karşı savaşta kaybeden Ayşe Encü, katliamın yaşandığı gün çektiği acının hiç eksilmediğini ve bu acının adalet yerini bulana kadar da devam edeceğini söyledi. Ayşe, “Bir anne için evlat acısı çok kötüdür. Ben beş tane evladımı toprağa verdim. Bunca yıl geçti adalet yerini bulmadı. Çocuklarımızı katledenler bizlere tazminat ödeyerek, yaşanan katliamın üstünü örtmeye çalıştılar. Bizim çocuklarımızın kanını satın almak istiyorlar. Çocuklarımızın kanının üzerine tazminat istemiyoruz. Adalet yerine kadar bizler söylemeye devam edeceğiz. Diğer oğlum Behçet Encü (Cûdi Roboskî) 14 yıl boyunca özgürlük mücadelesinde yer aldı. Geçen yıl DAİŞ’e karşı savaşırken yaşamını yitirdi. Yıllardır barış taleplerimizi dile getiriyoruz. Adalet gelene kadar durmayacağız” diye kaydetti.
‘Roboskî ve diğer katliamların failleri yargılansın’
16 yaşındayken Roboskî’de bombalarla katledilen Şervan Encü’nün annesi Leyla Encü ise, 9 yıldır hep aynı şeyleri dile getirdiklerini ve artık yaşadıkları acıların son bulmasını istediklerine vurgu yaptı. Leyla, “Ben artık yaşanan katliamı anlatmaktan bıktım daha ne kadar katliamı anlatacağım. Ben 34 kişinin annesiyim. Kürdistan’da her gün bir katliamın yıldönümüdür. Bu da şundan kaynaklanıyor. Katliamı gerçekleştirenler her zaman cezasız bırakılıyor. Artık yeter bu katliamlar daha ne kadar yaşanacak. Bu savaş son bulsun ve barış tüm dünyaya hakim olsun. Kürt anneleri her gün başka bir çocuğunun cenazesini gömmek zorunda kalıyor. Annelerin yüreği yanıyor. Daha ne kadar gözyaşı dökeceğiz. Bizler Roboskî ve diğer tüm katliamların faillerinin cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.