
26 yıldır kayıp olan Ali Tekdağ'ın akıbeti soruldu
- 13:21 14 Kasım 2020
- Güncel
DİYARBAKIR -1994 yılında minibüse bindirilip kaçırılan ve gözaltında görüldükten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Ali Tekdağ’ın akıbeti soruldu.
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin her hafta düzenlediği “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 614'üncüsü, internet üzerinden yayınlanan videoyla gerçekleştirildi. Eylemde, 13 Kasım 1994 tarihinde Diyarbakır Sur ilçesi Dağkapı mevkiinde bir minibüse bindirilip kaçırılan, akabinde kendisinden bir daha haber alınmayan Ali Tektağ’ın akıbeti soruldu.
‘Ceketini çıkarıp kafasına sardılar’
Kayıp hikâyesini okuyan İHD Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yalçın, Ali Tekdağ’ın kaybedilme olayına ilişkin eşi Hatice Tekdağ’ın anlatımlarına yer verdi.
Hikayede şu ifadelere yer verildi:
“13 Kasım 1994 günü evden beraber çıktık ve Dağkapı Şekerbank’a kadar dolmuşla gittik. Sonra Ali, ‘5 dakikalık bir işim var, döneceğim sen bekle’ dedi. Yaklaşık 15 dakika sonra geldi. Fakat yanımda durmayarak geçti. ‘Ali’ diye seslendim. Bana eliyle ‘git’ diye işaret etti. Sivil silahlı 3-4 kişi arkasından gidiyordu. Eşim bir köşeyi dönmek üzereyken koşmaya başladı. Arkasından silahlı kişiler ateş etmeye başladı. Eşim kendisini yere attı. Aynı kişiler eşimin ceketini çıkarıp kafasına sardılar. Orada bulunan bir binanın içine soktular. 10 dakika sonra beyaz bir minibüs geldi. Minibüse bindirip, çevik kuvvet yönünde hareket ettiler.
Bir daha haber alınamadı
Ertesi gün DGM savcılığına dilekçe ile başvurdum, ‘bu olay yenidir, sonra gel’ dediler. Ben bir hafta beklemeden, 3 gün sonra tekrar gittim. Ondan sonra her gün gittim. Yaklaşık 2 ay sonra, kapıdaki polis her gün gelmeme kızarak, bir gün beni savcılığa çıkardı. Savcı ‘bana şahit göster’ dedi. Ben de ‘şahit benim’ dedim. Kızımı ve beni, odadan dışarı çıkardı. Bir yere telefon etti ve tekrar bizi odaya çağırdı. ‘Telefon ettim bizde değilmiş’ dedi. Aynı sıralarda Diyarbakır Cezaevinde tutuklu bulunan Seyfettin Demir, Özgür Gündem gazetesine ‘Ben Ali Tekdağ ile birlikte gözaltındaydım. Ali ‘beni öldürecekler, aileme söyleyin, diye bağırıyordu’ şeklinde bir açıklama yapmış. Bunun üzerine tekrar savcıya gittik. Savcı ‘burada Seyfettin Demir’in dosyası var, ama Ali Tekdağ diye birine ait dosya yok’ dedi. Bu girişimden sonra ev adresimi aldılar ve ‘bir daha buraya gelme’ dediler. O zamandan bu yana hiç bilgi alamadım.”
‘Başvurular sonuçsuz kaldı’
Ali Tekdağ’dan o tarihten sonra haber alınamadığını ifade eden Hasan, ailesinin akıbetinin ortaya çıkması için yapmış olduğu tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını aktardı. Ayrıca İç hukuk yolları tükenince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurulduğunu söyleyen Hasan, AİHM’in, Türkiye’yi mahkûm ettiğine dikkat çekti.